Adama sormuşlar arkadaş gelecek misin? Ya karar veremedim. Tekrar sormuşlar. Peki gelirsen yalnız mı geleceksin? Bilmiyorum ki kararsızım demiş. Bakmışlar ki olmuyor adam hakikaten iradesine hâkim değil adama kızarak seslenmişler. Ya arkadaş geleceksen gel. Ya arkadaşlarınla gel ya da sahibin kimse ondan izin al öyle gel. Ama bize net bir cevap ver. Geliyor musun? Gelmiyor musun? Adam bakmış bir türlü olmuyor dönüp şöyle demiş. Aslın da tek gelmek istiyorum lakin arkadaşlarım kızar, onları çağırsam bizimkiler kızar, izin almadan gelirsem bu seferde Amerika ve Pennsylvania da ki dostlarım çok kızar demiş düşünceli düşünceli. Yani anlayacağınız iki ucu şey değnek. İşte KILIÇDAROĞLU'nun içine düştüğü içler acısı ruh hali. Sen koskoca 97 yıllık CHP partisinin başı olacaksın o koltukta Atatürk’ü temsil ettiğini haykıracaksın lakin ne adayım deme cesaretin ve özgür iraden olacak ne de bağımsız olacaksın. Tıpkı banka kredisiyle alınmış üzerinde bankanın rehini olan araç misali seni o koltuğa getirenlere olan minnet borcun bitene kadar iraden rehinli tutsak yaşayacaksın. 2023 seçimlerine sayılı aylar kala hala bir aday belirleyemeyen 5 benzemez muhalefetin bir araya gelip aday belirleyeceğiz çıkışını işittikse de aslında aralarında ülkeyi nasıl pay edecekleri toplantılara geçildiğini görüyoruz. Bu toplantılarda anahtar ya da maymuncuk parti her ne kadar HDP görünse de asıl ana belirleyici kendilerini Atatürk’ün kurduğu ve kendilerine cumhuriyetin bekçileri biziz diyen CHP'dir. Pazarlıklarda alacakları her türlü çıkar amaçlı kararların vebali de onlardadır. KILIÇDAROĞLU'nun çıkıp aday benim demesi gerekiyor ve millet ittifakının gemi kaptanı da benim demeli. Peki bunu diyebilir mi? İşte işin en karışık ve karanlık kısmı da tamda burası. İçine düştüğü ya da düşürüldüğü bu kör kuyu ve denklemden ancak kendini sorumluluk ve risk alarak yine kendi kurtarabilir. Bu riski bugün siyasi hayatının son noktasında almayacaksa ne içine düştüğü bu kör kuyudan çıkabilir nede siyaset çöplüğüne atılma ve unutulma kâbusu ve gerçeğinden kurtulabilir. İlk önceliği milletin iradesi ile seçili olan Cumhurbaşkanı'na saygılı olmalı, olmalı ki bu milletten saygı görmeli, ülkenin faydasına olan ve bu faydalar için yapılan tüm proje ve hizmetlere sahip çıkmalı, çıkmalı ki bu millet ona itibar etmeli, bu ülkenin düşman diye tanımladığı her örgüt ve devlet liderlerine hatta o devlet sistemlerine aynı gözle bakmalı, bakmalı ki bu millet onun aidiyetini, vatan sevgisini sorgulamamalı. Gerekirse bu uğurda bir kaybı olacaksa, o fedakarlığı yapmalı, yapmalı ki bu millet onun bağımsız iradesine inanmalı. Şahsi menfaatler uğruna bu aziz devletin aleyhine olan faaliyetler için bir araya gelen örgütler, partiler, STK'lar ve yapılanmalarla iş tutmamalı, tutmamalı ki, bu millet ona güvenmeli. Yoksa bu millet konu vatan ve beka ise zaten gereğini daima yaptı. Hem sandıkta hem de meydanlarda. İşte bu yüzden bir karar vermeli KILIÇDAROĞLU.
Ya ruhsatı rehinli araç misali yaşar ya da o ruhsatı yırtar. Bakalım o rehinli ruhsatı özgür iradesiyle yırtabilecek mi? Aday benim diyebilecek mi?
Hep birlikte 2023'e giderken bekleyip göreceğiz...