Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
TÜM POLİTİKALARINI “MENFAAT” ÜZERİNE İNŞA EDEN “TRUMPİZM”
Adnan Küçük
YAZARLAR
5 Mart 2025 Çarşamba

TÜM POLİTİKALARINI “MENFAAT” ÜZERİNE İNŞA EDEN “TRUMPİZM”

Menfaat Eksenli Siyaset

Önce önemli bir sözle yazımıza başlamak istiyoruz:

“MENFAAT ÜZERİNE DÖNEN SİYASET CANAVARDIR”.

Bu söz Amerika’nın şu anda tatbik ettiği politikaları özetliyor.

ABD Başkanı Donald Trump bu sözün gereklerine uygun tüm politikaları eksiksiz bir şekilde yerine getiren kişidir.

Aslında tüm Batılı ülkeler, genellikle politikalarını salt kendi menfaatleri ekseninde uygularlar. Hala da bu yönde uygulamaya devam ediyorlar.

Fakat şu günlerde, Amerika’nın menfaat eksenli politikaları en kaba saba ve gözü kara şekilde uyguladığı bir dönem yaşanıyor.

Bu gözü kara politikaları en hararetli, kibirli, küstahça, rakiplerini aşağılayıcı, ne var ne yok her şeyi yutmak isteyecek şekilde tatbik etmeye çalışan kişi TRUMP’tır.

Amerika, daha önceleri politika birliği içinde bulunduğu diğer Batılı ülkelerle de savaşa girişmiş görünüyor.

Yani Amerikan yönetimi, tüm dünya nimetlerini tek başına yutup, diğerlerine de kırıntıları bırakmak istiyor.

Menfaat Eksenli Politika Ne Demek?

Elbette ki gerek kişiler, gerek şirketler ve diğer topluluklar gerekse devletler davranışlarında, uygulamalarında, politikalarında menfaatlerini korumayı amaçlarlar.

Burada menfaatlerin korunması tabii bir haldir.

Fakat burada sorunlu olan husus, gücünü kullanarak, uluslararası hukuku da yok sayarak menfaatlerini haklı haksız gözetmeksizin korumaya çalışmaktır.

Kişinin “ben güçlüyüm, senin aracının bende olması benim menfaatimin bir gereğidir, aracına el koyuyorum; direnirsen de bedelini ödersin” deyip zorla kişinin aracına el koymak, bireysel ilişkilerde salt menfaat eksenli fiillerin haksız yöndeki uygulamalarından biridir.

Benzer şekilde, güçlü bir ülkenin yöneticilerinin “senin ülkende kıymetli madenler var, ben oraları işlemek istiyorum, benimle mutlaka anlaşacaksın, anlaşmazsan bedelleri çok ağır olur” diyerek o ülkeyi anlaşmaya zorlamak ya da anlaşmadığı takdirde işgal etmek de menfaat eksenli politikaların canavarlaşmış hallerindendir.

Hatta bazı terör örgütlerini kurdurarak sonra da onlarla savaşmak adına bir ülkeyi işgal edip, sonra da o terör örgütü ile savaşmak bahanesiyle söz konusu ülkenin bazı doğal kaynaklarını sömürmek de canavarca menfaat eksenli politikaların örneklerindendir.

Trump’ın Menfaat Eksenli Politikaları

Trump, başkan seçilir seçilmez, en üst perdeden güç gösterisi yaparak, sağa sola emirler yağdırmaya, taleplerde bulunmaya, tehdidler savurmaya başladı.

Bunu “Amerika’yı büyütmek”, “Amerikan rüyasını tahakkuk ettirmek” adına yapıyor.

Trump, Ukrayna Devlet Başkanına; “Ben Ukrayna’da yaşanan savaşı sona erdirecek barışın sağlanması konusunda Rusya ile anlaştım, sen de ülkendeki kıymetli madenlerin işletilmesi konusunda benimle anlaşacaksın; benden önceki yönetim Ukrayna’ya 350 milyar dolar yardım yaptı, işlenen bu madenlerin paralarından bana 500 milyar dolar ödeyeceksin” diye anlaşma dayatmasında bulundu.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski bu talebi reddettiği zaman da, “suçluyu azaralr ve kovar” gibi Beyaz Saray’dan tard ediyor.

Yani Zelenski’ye her türlü uluslararası nezaket çöpe atılarak bu muamele yapılıyor.

Bu, Ukrayna’nın tabii kaynaklarının sömürülmesinin talep edilmesi demektir.

Diğer yandan, asıl savaş Ukrayna ile Rusya arasında yaşanıyor.

Barış anlaşmasını ABD ile Rusya yapıyor. Ukrayna, masanın hiçbir yerinde yoktur.

Yani ABD ve Rusya, “biz ikimiz Ukrayna-Rusya savaşını sonlandırmak üzere anlaştık, bu anlaşma yoluyla Ukrayna’nın tüm kıymetli madenlerine birlikte çöküyoruz; Ey Zelenski! bizim bu sömürü paylaşımımıza kesinlikle ses çıkarma” demeye getiriyorlar.

Trump, Ukrayna’ya Rusya ile birlikte çökerken, menfaat eksenli politikaları ile ünlü, diğer Avrupalı devletler de bu paylaşımdan rahatsızlar. Onlar da Rusya ile Amerika arasında parsellenen tabii kaynaklardan pasta kapmak sevdasındalar.

Tabii ki bu arada olan da Ukrayna devletine, halkına oluyor. Filler tepişiyor, zavallı Ukrayna halkının perişaniyeti devam ediyor. Kimse onlara bir vaatte bulunmuyor.

Trump sadece Ukrayna ile alakalı üst perdeden kibirli tehditlerde bulunmuyor.

“Kanada bizim 51. Eyaletimiz olacak, itiraz istemiyorum” diyor. Dahası, Trump, Kanada'ya ABD'nin bir parçası haline gelmesi için ekonomik baskı uygulayacağını söylüyor ve Kanada’dan gelen mallara %25 yeni ithalat tarifeleri uygulamaya başladığını açıklıyor. 

Kanada bu tehdid üzerine, hop oturup hop kalkıyor.

Kanada’lı yöneticiler, önceleri bu sözlerin ciddiyetine inanmasalar da, şimdilerde etekleri tutuşmuş durumda. Avrupalı devletlerle işbirliği yapma gayretleri içindeler.

Trump, Başkanlık makamına resmi olarak oturmadan, benzer üslupla, Gazze halkını da tehdit etti. Gazzelileri tehdit ederken, onları sürgüne göndereceği ülkeleri de, tehdid etti:

“Ey Ürdün ve Mısır Devletlerinin yöneticileri, Gazze Halkı ülkenize (sürgüne) gönderilecek, onlara yer tahsis edeceksiniz, yoksa size yaptığım mali yardımları keserim ha!”

Trump’ın haydutçasına tehdidleri bunlarla da sınırlı kalmadı.

Panama Kanalı ile alakalı hâkimiyet ve kontrol taleplerinde bulundu.

Trump, “Meksika Körfezinin adını Amerika Körfezi yapıyorum” dedi.

Trump, “Grönland’daki kıymetli madenleri ben işletmek istiyorum” dedi.

Trump, Panama Kanalı ve Grönland'ın ABD'nin ekonomik güvenliği için gerekli olduğunu söyledi.

Trump, Grönland'ı satın alma fikrini başkanlığının ilk döneminde de dile getirmişti.

Bunlar bir çırpıda akla gelenler.

Trump bütün bu tehdidli taleplerle “ben (Amerika) güçlüyüm, menfaatim için gerekirse işgal, gerekirse (sömürge amaçlı) antlaşmaları yaparım; itiraz edenleri de cezalandırırım; ekonomik ya da bir başka yönden güvenliğim (ne demekse) için yapamayacağım hiçbir şey yoktur” demeye getiriyor.

Uluslararası hukuk nerede? Diye sorulduğunda.

Aslında Amerika Uluslararası hukuku da takmıyor.

Peki, bütün bunları yaparken, hak, hukuk, adalet, insan hakları ne durumda?

Amerika’nın (Trump) böyle bir kaygısı da yoktur.

Bunun bir diğer ifade şekli, “çağdaş medeniyeti temsil ettiği iddiasında bulunan bu ülkenin, her türlü uluslararası teamülleri, kuralları, normları saf dışı bırakarak, her türlü haksız kaba saba tehditlerle gasp eylemlerini gerçekleştirmektir”.

Bir diğer ifadeyle:

“Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır” sözünün gereklerini yerine getirmektir.

Amerika’nın menfaatlerini, “ekonomik güvenliklerinin sağlanması” bahanesi altında, her türlü norm ve değerleri yok edercesine tehdidlerle ülkeleri bazı anlaşmalara zorlaması, sömürge anlaşmalarını yapmaya mecbur kılması, canavarlıktan başka bir şey değildir.

Bunun bir diğer ifade şekli “Sosyal Darwinizm’dir. Yani “güçlü olan yaşar, zayıf olan bu mücadelede yok olmaya ya da sefalete düşmeye mahkûmdur” anlayışı söz konusudur.

Bu politikaların amacı sulh değildir, güçlünün zayıfı yok etmesi, iliklerine varıncaya kadar sömürmesi yönündeki çabalardır.

Bu kaba saba vahşice politikalardan, aslında demokrasi, insan hakları, adalet, hukuk devleti gibi insani değer ve ilkeler de zarar görmektedir.

Artık insanlar şu noktaya gelmektedirler:

“İşgalci, sömürücü Amerika’da demokrasi varsa, demek ki demokrasi kötü bir şeydir”.

“İşgalci, sömürücü, kan emici, katliamcı Amerika insan haklarından bahsediyorsa, ben hukuk devletiyim diyorsa, adaletten bahsediyorsa, demek ki bunların hiçbir kıymeti yokmuş”.

Bu gidiş, insanlık adına, hukuk devleti, insan hakları ve diğer evrensel ilkeler adına hiç de olumlu görünmüyor.

Kısaca “TRUMPİZM” şeklinde ifade ettiğimiz salt menfaat eksenli politikaların insanlığa vereceği zararın boyutlarını şimdiden kestirebilmek zordur.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime