Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Makule Davet
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
6 Ağustos 2012 Pazartesi

Makule Davet

Bir yorumcu benim için yazmış, “kendinizi çok fazla yıpratıyorsunuz” Doğru söylüyor, gereksiz tartışmalara giriyor, yıpranıyorum ama başka ne yapabilirim ki? Ülkenin haline baksanıza:

Devlet asli fonksiyonlarını dahi yerine getirmede gittikçe zorlanıyor. Ülkemin bir bölümü teröristlerce günlerce işgal ediliyor ve güvenlik güçleri yetersiz kalıyor. Şehit sayısı her geçen gün artığı bir yana en önemlisi ruh ve gönüller ayrılıyor. Güvenlik güçleri aylardır görevlerini aksatıyor, teröristle mecbur kalmadıkça çatışmaya girmiyorlar. Çünkü, özellikle geçmişte mücadele edenler ayrım yapılmaksızın suçlanmış ve hayatları karartılmış. Son 3 aydaki şehit sayısı 70’e yaklaştı. 70… Zamane savaşlarında bu kayıp yok… İktidar bu konuda neler demiş, neler yapmış? Devlet asli işlevlerinde çok aksıyor…

Sıfır sorun” diye yola çıkan tarih romantiği bir bakan ülkeyi herkesle kavgalı hale getirmiş, “Bölgesel güçlü” derken güvenilmez ülke yaftası vurdurmuş, Mavi Marmara’dan Kıbrıs’a, Ermenistan’dan AB’ye girdiği hiçbir mücadeleyi kazanamamış, şimdide Suriye’de müslümanı müslümana kırdırıyor, ülkeyi Ortadoğu bataklığının en “stratejik derinliğine” sokuyor. Ne hikmetse takdir alıyor!

Toplum ahlaki, moral, milli ve manevi değerlerini yitiriyor, hiçbir şeyi umursamıyor. Suç işleme rekorları kırılıyor, hapishaneler aflara rağmen taşıyor. Toplum adeta uyuşmuş, idealleri yok olmuş, toplumsal afazi oluşmuş…

Ekonomi halk borçlandırılarak  büyütülüyor, sonrada milli gelir 10 bin dolara çıktı diye toplum uyutuluyor. “Ne ürettik ki büyüdük, borçla büyüme mi olur?” diyen yok. “Geçen yıl net hata ve noksan kalemi 12.3 milyar dolardı. Hiç devletin nereden geldiğini bilemediği bu kadar büyük para olur mu?” diye düşünen yok.

Tamam bunları kabul etmezsiniz, varsa yoksa Cumhurbaşkanı Tayyip Bey’mi yoksa onun “Kardeşi” Abdullah Bey’mi olmalıyı tartışabilirsiniz. Düşünceniz faklı olabilir. Normaldir. Durum bu iken en azından ben ve benim gibiler böyle görüyor iken bu ülkenin bir evladı olarak başka ne yapabilirim ki? “Yıpranmak” ne demek can feda…

Ancak bunları yazıp, dillendirdiğimde birleri çıkıp bana şahsi suçlamada bulunacaklar, tek bir gün bile partimi övmediğim halde partimi yerecekler, “Eskidende olurdu” diyecekler, ama iktidar ve iktidarın taptıkları yöneticilerine tek laf etmeyecekler.

Allah’tan korkmak lazım! 

Geçen yazımda şöyle bir cümlem vardı;

“… Müslüman kanı dökülmesine destek veren AKP Hükümetini eleştiriyorum ve bazı değerli yorumcularımca söylenmedik bırakılmıyor. Hatta biri Müslümanlığımın sahte oluşuna kadar vardırıyor. Üzülüyorum. Eleştirildiğim için değil, İslamiyet konusunda hassasiyetin bu derece yerlerde sürünüyor oluşuna üzülüyorum…”

İşin esası bu iken yani, bir yorumcumun inancıma, Müslümanlığıma laf söylemesi iken beni üzen ve eleştirdiğim nokta asıl bu iken… Kimseye hakaret etmemiş iken... Öğrendiğim ilginç bir konuyu yazmış iken… Ve yine hakaret gören ben iken…

Nedir bu linç tavırları?  

Şahitsinizdir, şimdiye kadar yazılarımda olayları değerlendirdim, kişileri sorumlulukları dışında konuşmadım. Dedikodu yazmadım. Doğru bildiklerimi yazmaya çalışıyor, destek veren ve eleştiren tüm okuyucularımla da gururlanıyorum. Hiçbir okuyucumu da asla suçlamadım, kendini suçlayanlar da bu konuda asla aklıma dahi gelmedi. Sonuçta toplumsal afaziyi birlikte tedavi ediyoruz…

Öğrendiğim bir konuyu, paralı yorumculuğa değindim. Kabul edin ki ilginç bir yöntem. Hatta bu yöntemi uygulayanları takdir dahi ediyorum. Sonuçta siyasette akıllıca bir buluş…

Düzeysiz”, “ucuzcu” olduğum söylense de bundan sonra da okuyucumu asla suçlamam. Okuyucu velinimetim değil ama sanalda olsa sadece beni eleştirmek için uğraşsa da dostumdur deyip, duyduğum derin üzüntüyü kendime saklayacağım… Ancak, ülkenin, devletin, toplumun, ekonominin gittiği meçhulü görmeyenler, görülmesini engellemeye çalışanlar da beni etkiliyor. Allah aşkına müslümanı müslümana kırdıranı nasıl görmeyeyim… Neyse, düşünce, düşüncedir, bunları da hazmederim ama…

Bir tek inancıma, Müslümanlığıma laf edeni müsaadenizle Allaha havale etmek istiyorum.

İşin özü aslında enaniyet, gurur, kibir…

Eğer, samimi isek, siyasi fanatizmi az-çok aşmış isek tekrar düşünelim. Ülke iyi yönetilmiyor, işler iyi gitmiyor ve biz “işi inada bindiriyoruz”, benlik davası güdüyoruz…

Farz edin ki siz haklısınız, iktidar dostları. Siz kazandınız. Yendiniz beni…

Yendiniz, rakibiniz yok artık…

Bir de şimdi herkesi yenmiş, yok etmişken bir bakın memlekete!

İyi mi her şey?   

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 18:24
Esatın Başbakanı uyandı ve esatı terk edip,Ürdüne sığındı.Hernedense bizim anamuhalefet ve Lideri bir türlü uyanamıyor.Aloo "uyanda balığa gidelim,Üsküdarda sabah oldu" ana muhalefet.G.K.Çoban
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 15:55
h.tahsin bey,Kılıçtaroğlu,Y.Küçük tutuklandığında gurupbaşkanvekili olarak basın toplantısı düzenleyip şöyle bir demeç verdi:"Bana hiçkimse sn Y.Küçüğün haklı bir gerekçe ile tutuklandığını izah edemez".Bu basın toplantısının videosu youtube de ve diğer internet sitelerinde duruyor.Y.Küçün pkk nın teorisyeni,aponun ise en büyük danışmanı olduğunu,dünkü ergenekon davasında yazar Ümit Fırat ifade etti.Siz neden bahsediyorsunuz.Yakında BDP ile chp1991 deki gibi birleşirse kimse şaşırmasın.
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 13:36
Büyük atatürk'ün "Gaflet Dalalet ve hatta HIYANET içinde olabilirler" diye tanımladığı darbeci CUNTACI çukur yapılar yaptıları darbelerle,Türkiyenin çağdaşı olduğu ülkelerin 50 yıl gerisinde kalmasına sebeyit verebileceğini sağ iken görüp,"Asker siyasete bulaşmamalı" diyerek önlem almaya çalışmıştır.Ne yazıkki Atatürk'ün biyolojik saldırı ile şehid edilmesi ile,HAUM Nahum çetesi harekete geçip,VESAYET REJİMİNİ 2007 nin 28 Nisanına kadar sürdürmüştür.Anlayabiliyormusunuz sn Hulya hanım.H.Tahsin.
 hulya
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 13:14
M.Kemal gürbüz çocukların tarifini "gaflet,dalalet hatta hıyanet içinde olabilirler" diye tarif etmiştir.Gürbüz avına çıkmanıza gerek yok tarih kabak gibi ortada...
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 12:24
Sn Kuşoğlu,CHP üst düzey yöneticileri ve CHP Genelbaşkanı sn Kılıçtaroğlu,Esed ve Suriye BAAS Rejimi Avukatlığından ne zaman vaz geçecek.Allah aşkına,Saddam,Kaddafi, ve Mubarek konularında CHP nin verdiği demeç ve söylemler ARŞİVEDEN yeniden gözden geçirilsin.CHP yetkilileri ESED'İN akıbetinin Saddamın,Kaddafinin,Mubarekin akıbetinden hiçde farklı olmayacağını göremiyecek kadar öngörüsüz mü?..Lütfen uyarın artık. H.Tahsin.
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 11:07
Hasan Tahsin dostumuz,bu gürbüz cocuklar meselesini gazeteci yazar sn.Sevki Erek Bey de irdelemisti hatta isim bile verebilirim söylemisti.Bunlarin hala devlet kademelerinde yüksek mevkilerde görev yaptiklarini kendi hayatindan endise etmesi dolayisixla isim zikr etmekten vaz gecmistir.Esasinda ihtilalerde inanan insanlara zülümlerde her daim bunlarin parmagi vardir.Gizli kimlikle yasamak sadece Türkiyeye ait bir olay degildir her ülkede vardir.Bizdekisi ise cok siritmaktadir.K
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 09:53
Eşref Paşaya yapılan suikast,Bahtiyar Paşaya yapılan suikast,birer "Gürbüz Çocuk" operasyonudur.1993 de 33 silahsız erimizin şehid edilmesi birer gürbüz çocuk operasyonudur.Bu şekilde yüzlerce KAHPE ve Kalleş operasyon bu tür operasyonlardır.PKK bir HINÇAK yapılanmasıdır,ve yönetim kadrosunun tamamı Kripto Kimlikli Hınçakçılardır.Bunların hiçbiri Kürt değildir.Bugün BDP de KÜRTÇE bilmeyen onlarca M.Vekili var.Araştırılsın bunlar Kürtmü yoksa Türkmü? Yada başka mı?..H.Tahsin
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 09:48
Teyze unutmadan,Gürbüzlerin önemli bir kısmı kim olduklarını gayet iyi öğrenmişler ve öğrenenler de Türk Milletine olan kin ve nefretlerini,Yüce Türk Milletinin KUTSALLARI olan MANEVİ değerlerine sürekli olarak saldırarak,çirkin emellerine ulaşmak istemişlerdir.Pkk-ercenocon bağlantılar artık su yüzüne çıkmıştır.Fakat Türk Milletinin %50 si uyanmıştır.Geri kalan diğer %50 side hızla uyanmaya devam etmektedir.Türke Kefen biçenin sonun ne olacağını hep birlikte görmeye devam edeceğiz.H.Tahsin.
 Misafir
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 09:37
Teyze bizim "GÜRBÜZ ÇOCUKLAR" hikayesi Yeniçeri Ocağına kadar uzanır.Rahmetli Karabekir Paşa Osmanlı Paşası olması hasebi ile Yeniçeri Ocağından esinlenmiştir diye düşünüyorum.1ci Dünya savaşında çok büyük kayıplar veren Anadolu bu boşluğu kısmen doldurabilmek için malüm Tehcirden arda kalan çocukları Karabekir Paşa yetimhaneler kurarak koruma altına alır.Bunların içerisinden onbini aşkın sağlıklı "GÜRBÜZÜ" de Askeri Liselerden Ordu bünyesine alır.Konu SOSYOLOJİK olarak iyi incelenmeli.H.Tahsin.
 teyze
 8 Ağustos 2012 Çarşamba 03:57
Bülent Bey TOPLUM HİÇ BİR ŞEYİ UMURSAMIYOR yazmışınız toplumu bilmem ama ben bayağı bir tuhaflaştım.Umursamak istiyorum tam kendimi veriyorum ummadığım dağdan kar yağıyor şaşırıp kalıyorum.Nerenin atasözü bilemeyecem büyük ihtimal internet gençlerinin olabilir: Güvendiğim dağlara kar yağarsa bende üstünde kayak yaparım diyorlar.Bende son zamanlarda gerek yakın çevremden gerek başkent kaynaklı kar tipi altındayım neler oluyor bir türlü kavrayamıyorum kimine makul gelen kimine felaket.Kayak yerine umursamamak yapıyorum.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime