Koptu kıyamet gidiyor İstanbul Sözleşmesi etrafında, herkes bir tarafından taraf olduğu bu sözleşmeyi ne rahat eleştire biliyor nede savununa biliyor. Çünkü aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık karşıya tükürsen aşırı laik Kemalist azgınlar, sol çapraz tükürsen Tüsiad ve Koç ve Sabancı başta olmak üzere Tüsiada üye holdingler, sağ çapraz tükürsen bizi bekleyen fetocu yaftası ve ya İstanbul Sözleşmesi üzerinden Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞANI ve KADEM üzerinden de Sümeyye Erdoğan hanımefendiyi dövüyorlar diyen kelli felli bizim mahalleden ağır abiler. Sahi ne yapsak sözleşmede yanlış bulduğumuz maddeleri konuşmasak mı? Üstelik Cumhurbaşkanımız da sözleşmeyle alakalı olan tepki ve rahatsızlıkları bildiği için Numan Kurtulmuş Beye talimat verdiğini Numan Beyde canlı yayında bunu paylaştığını bildiğimiz halde. Bence sözleşmeyi savunalım derken aslında kendileri sözleşme içindeki bizim topluma aile yapımıza uymayan karşı çıktığımız maddeleri de hiçe sayarak görmezden gelip savunarak asıl kötülüğü topluma ve Cumhurbaşkanımıza hatta Kadem’e kendileri yapıyor. Çünkü istiyorlar ki bu sözleşme yürürlükte dursun ve Ak Parti ve Reisimiz sürekli tartışılır halde kalsın. Bence bu yanlıştan ve mahalle baskısı yapmaktan biran evvel dönmeleri gerekir. İnanıyorum ki bu yanlıştan “CUMHURBAŞKANIMIZ İKİNCİ KEZ İKAZ ETMEDEN DÖNERLER…” GÜN OLA HAYR OLA…
PROMPTERE TAKILAN AKLI BALIKLAR
Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN bir canlı yayın esnasında ekranda” geri al geri al dedi” diye ortalıkta bunu konu yapan bazı “Aklı balıklar” sanki hazine bulmuş gibi sevindiler. Oysaki bu normal bir ana haberde bile olabilecek canlı yayın kazaları kadar masum bir şey. Peki, neden bu Aklı balıklar bunu böyle büyüttü ve sulandırmaya çalışıyorlar? Bunun sebebi içlerinde kinle ve intikamla besleyip büyüttükleri “ERDOĞAN NEFRETLERİDİR.” Yoksa Tayyip Erdoğan prompter de geri al derken ettiği bir küfrü, hakareti çirkin bir sözü geri al dememiştir. Sadece milletine anlatmak istediği memleketle alakalı konulardan bir cümlenin arada kaynamamasını ve milletinin onu tam manasıyla anlaması için geri al demiştir. Yani buradan da size ekmek çıkmaz ve çıkmayacaktır; lakin oltaya düşüp tavada pişip yemek olmaya devam edeceksiniz limon roka ve soğan şalgam eşliğinde…
DEĞİŞMEYEN CHP VE KURULTAY
O gün geldi çattı ve bir kurultay daha gördüm vakti ömrümde. Bol soslu aday çıktı bu sefer ama pasif zorlama adaylar. Diğer tarafta koca bir CHP yenilmez armadası gelmiş geçmiş tüm CHP kurultaylarının efsane Diego Arman do Maradona’sı Kemal KILIÇDAROĞLU. Bir düşünün adam suya sabuna dokunmadan bir gün önce aday değilim dedikten sonra sabahı Baykal’a karşı bir kaset operasyonuyla genel başkan olmuş. Ve o gün bugün muhtemelen de torunu 18 yaşına gelene kadarda kendine devşirip dönüştürdüğü CHP sinin genel başkanı olarak ta kalacak. Yani yok öyle demokrasi havariliği zira partisinin diktatörüdür beyzade hazretleri. Eski Atatürkçü CHP’lilerde bunu öylece seyretmekte ve izlemekteler. İçlerinde bir Muharrem İnce vardı onu da Canan Kaftancıoğlu ve yardımcısı muma çevirip söndürdü. Ey CHP’li seçmenler ve partinin eski büyükleri sahi neyi bekliyorsunuz ATATÜRK’ÜN kurduğu CHP’yi KILIÇDAROĞLU ve kendi görüşündeki delegelerinin zulmünden diktatörlüğünden kurtarmak için? Atatürk’ü mü? O asla geri gelmeyecek; lakin siz KILIÇDAROĞLUNUN kurduğu diktatörlüğü yıkabilirsiniz. Bunun için asil kan damarlarınızda mevcuttur hala kaldıysa ve siz hala gerçek Atatürkçüyseniz tabi…
İKİ CÜMLE KÖŞESİ…
Dünyada herkes covid19 la amansız mücadele ederken ve ciddi bir şekilde insanlığı da tehdit eden bu virüsle uğraşırken Devletimiz ve sağlık çalışanlarımız bu mücadelede amansız bir gayret sarf ederken ve ekonomi ve bütçe harcarken yapmamız gereken tek şeyin sosyal mesafeyi korumak ve maske takmak olan bir sorumluluğu yapmamak için neden hala direniyoruz? İllaki durumun ciddiyetini anlamamız için kendi yakınlarımızı kaybetmemiz mi gerekiyor? Bana ve ailemize bir şey olmaz diye düşünmeyin” zira covid19 virüsü her an kapımızı çalabilir.” Canlarımızı ve can parelerimizi bizlerden ayırabilir, üstelik bunu bizzat bize yaptırarak. Sevdiklerinizin ve kendi canınızın katili olmamak için lütfen “sosyal mesafeyi koruyalım maske takalım kurallara uyalım, uymayanları nezaketle uyaralım…” Tedbirde hayat var…