Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu devlete baş kaldıracağım!
Talat Atilla
YAZARLAR
21 Ağustos 2012 Salı

Bu devlete baş kaldıracağım!

 

Bu devlete baş kaldıracağım!

 

Şemdinli’de BDP’li Milletvekilleriyle bir grup PKK’lının sarmaş dolaş olduğu rezil görüntüler, cihan devleti Osmanlı’nın mirasçısı Türkiye’ye yapılan en son ve en açık ihanettir.

Alçalmanın bu kadar açık vücut bulduğu, pervasızlığın kan dondurduğu bu başkaldırıya Türkiye Cumhuriyeti’nin söyleyecek bir sözü, yürekleri soğutan bir yanıtı yoksa, bu devlete başkaldıracağım.

Tanımayacağım bu devleti.

Suçüstü halinde dokunulmazlıklar kaldırılmıyorsa, ne zaman kaldırılıyor?

Ne demektir bu şimdi?

Milletin vekilleriyle, teröristler sarmaş dolaş kameralar önünde poz ve mesaj verecekler. Türkiye’yi yönetenler de eften püften açıklamalar, öylesine soruşturmalarla geçiştirecek, öyle mi?

Asla kabul etmiyorum.

Bu başkaldırımın bedeli nereden gelecekse gelsin, umurumda bile değil, ödemeye hazırım ama bu görüntüyü asla sindirmem...

Ruhum, inancım, kalbim, insanlığım bu kadarını kaldırmıyor.

Bu görüntülerin Habur’la kıyaslanması bile skandalı küçültmektir.

Habur’da teröristleri halk, Şemdinli’de TBMM’nin vekilleri ağırladı. Hem de sarmaş dolaş.

Ben böyle bir kepazelik görmedim.

Bu fotoğraf güvenlik kuvvetlerinin moralini sıfırlarken, PKK unsurlarına paha biçilemez bir moral vermiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunun üzerinde bu kadar rahat tepinmeye nasıl izin verilebilir?

Devletin namusu sorgulanmaya başlanırsa, asıl felaket ondan sonra başlar.

PKK en büyük zararı haklarını savunduğunu iddia ettiği Kürtlere verirken, Kürt vatandaşlarımızın bu derin sessizliği beni çok üzüyor.

Devletin tüm zinde unsurlarında ve ticaretin en yüksek boyutunda Kürt kardeşlerimiz var.

Olmalı da.

Hepimizin bir şekilde Kürt hısmı, akrabası, arkadaşı dostları var. Olmaya da devam edecek.

Kürtleri ikinci sınıf görmek yanlışlığını geçmişte yapanlar olabilir ama bugün kendilerine tahsis edilmiş TV kanalları bile var.

Cumhuriyetin en büyük yatırımı GAP, Kürt kardeşlerimizin emrinde.

Bu satırların yazarının nüfusa kayıtlı olduğu Yozgat’ın önemli bir bölümü Hakkari’den bile daha geride. Başkentin bazı ilçeleri, Şemdinli’den daha beter.

Geldiğimiz nokta itibariyle PKK’nın istediği hak değil, imtiyazdır.

Hakkari’de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e taş ve sopayla saldıran eşkıyayı bırakıp, Şahin’e yüklenecek kadar ahlak yoksunu yazarların varlığı kanınıza dokunmuyor mu? (varsa?)

Önceki yazımda, “Başbakan Erdoğan terör konusunda niye yalnız bırakılıyor?” diye sormuştum.

Hakaret ve tehditten başımı kaldıramadım.

Hepsini misliyle dibine kadar iade ediyorum.

Şunu anladım ki; bu milletin bir bölümünün vatan umurunda bile değil.

Umurunda olduğu zamanda iş işten geçmiş olacak.

Terör konusunda net destek verdiğim Başbakan Erdoğan’a da bir çift sözüm olacak.

Sayın Başbakanım; Darbeye her kim gizli açık destek verdiyse, hatta lojistik bile destek verdiyse, sıfatları her ne olursa olsun onlar bu milletin düşmanıdır.

Onlardan mutlaka hesap sorulmalıdır.

Ancak; suçunun ne olduğunu bilmeyen bazı devlet görevlilerinin içeride, suçu kameralarla sabit olan devlet düşmanlarının dışarıda kalmasını anlayamıyorum…

Siz, anlayabiliyorsanız lütfedip bana da anlatabilir misiniz?

 

 

Toplumsal fenomenimiz

 

Prof Dr. Nihat Hatipoğlu din adamı sıfatını da aşarak toplumsal bir fenomen, sosyolojik bir vaka haline geldi.

O artık konuşmacı olduğu toplantılarda yer bulunamayan, sokakta yürümekte zorlanan bir süper star... Uzmanlık alanım olmadığı için dini konularda en iyisi Hatipoğlu mudur bilmiyorum ama en samimisinin o olduğuna şüphem yok. İçten, damardan ve doğal haliyle kendisini dinleyenleri beyninden girip, kalbinden çıkarak etkilemeyi iyi biliyor.

Toplumu bu denli kuşatan Nihat Hatipoğlu ayarındaki şahsiyetlerin toplumsal birlikteliğimiz konusunda da toplantılar yapmasını öneririm.

Diyarbakırlı Nihat Hatipoğlu’nun şahsında bir kez daha görüldü ki, bu toplum birisine değer verirken, nereli olduğu, kökeni ya da mezhebini değil, iyi insan olmasını ölçü alıyor.

 

Ankara’da mahkemeler de var!

Yaklaşık bir yıl önce yine bu köşede “Ankara’da Dayısı Var” başlığı ile ilginç bir görevden almadan bahsetmiştim. İddiaya göre Kazan Devlet Hastanesi Başhekimi Gökhan Taş hastanede bir personelle yaşadığı sorunun personel tarafından siyasi kanala dökülmesi üzerine AK PARTİ’li Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ün olaya müdahil olması ile görevinden alınmış ve Demetevler Onkoloji Hastanesi’ne doktor olarak sürgün edilmişti. Aradan bir yıl geçti. Gökhan Taş bu karara karşı açtığı davayı kazandı ve görevine geri dönecek. Mahkeme kararının en ilginç noktası ise; cezalandırılan doktorun tamamen suçsuz bulunurken cezalandıran belediye başkanına sert eleştiriler içermesi. Hastaneleri belediye başkanları yönetmiyor neyse ki. Ve neyse ki hala hukuk var.

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 27 Ağustos 2012 Pazartesi 15:33
Yazınızın son bölümünde bahsettikleriniz kanımı dondurdu! Ortaçağ kafası ne zamana kadar ensemizde olacak acaba!!!
 Misafir
 26 Ağustos 2012 Pazar 17:29
ankarada mahkemeler var ama insan yok içinde bende bu hükümete özellikle hükümete başkaldırıyorum devlet her zaman olmalı ama hükümet en ufak tuğlasına kadar un ufak edilerek yıklmalıdır diyorum suriye politikası ile savaşa gireceğiz tür hükümetinin avuçlarında mazlumların kanı var ve bunun hesabı mutlaka bu siyasilerden er-geç sorulmalı ve cezası kesilmelidir diye düşünüyorum ben başkaldırıyorum . ansızın hataya gidip muhalif öldüresim varrrr.
 TOTEM
 26 Ağustos 2012 Pazar 15:07
Bana Totem şunu yap Totem bunu yap diyenler kim?Sarı çizmeli Mehmet ağa.Sallayıp kaybolan gölgeler.İş çay parasına ve okeye benzetilse ben beleş çay içmekten çaykolik olurdum:) sizin makus talihiniz madara olmak:)Konu ile ilgili ben yorum yazıyorum ve siz gibi kapasitesi düşük militanlar sadece çan çan ötüp sallıyor.
 Misafir
 26 Ağustos 2012 Pazar 04:01
Totem önce yazarın yazısına bir yorum getir .Tıntınsın ancak okeye dördüncü olursun ,gerçi oradada hep kaybedip çay paralarını ödüyorsun ya.
 TOTEM
 24 Ağustos 2012 Cuma 12:03
Ben alışkınım arada sallayıp barutu tükenince kayıplara karışan meczuplara bana cevap vermiş miş!!Senin bir soruya yada bir fikre cevap verecek kapasiten olsa öyle bir iki kelime ile saldırıp sataşmaz adam gibi ortaya düşünce koyardın ama bunun için kafatasının içersinde beyin adı verilen bir organın olması gerek.Ucuz militanlarsınız ve kapasiteniz sadece sallayıp kaçmaya yeter.Şimdi salladın yürrü yavrum anca gidersin bundan fazlası seni aşar.
 Misafir
 24 Ağustos 2012 Cuma 10:20
3)-Senin verdiğin ömür ve enerjiyle yaşadık ve bugünlere geldik. Hamit’lere tuzak kuranlar, Başbakan asanlar, milletin başına balyoz olup çökmek isteyenler, başkasına değil Sana düşmandı. Düşmanlarına fırsat verme, layıkları neyse onu ver.Vatanımız, milletimiz, dinimiz, namusumuz, herşeyimiz Sana emanet. Muhafaza eyle Ya Rab!.Selam ve dua ile sayın yazar.(Bir dost)
 Misafir
 24 Ağustos 2012 Cuma 10:20
2)-Onlara diyecek bir sözüm yok. Ben, beni Yaradan’a dönüyor ve oy kullanırken ettiğim duaları tekrar ediyorum:Ya Rab! Üç beş tane ne idüğü belirsiz mi engelleyecek senin davanı? Kim bunlar Ya Rab? Boyunduruğu düştüğü yerden kaldıracak sensin; her kim el ve dil uzatıyorsa, Sana havale ettik! Titreyen ellerimize, dudaklarımıza hakim olamayan bizler, gücü senden umar, yardımı senden bekleriz! Yardım et Ya Rab! İslah eyle, iflah eyle, akıl ver, iz’an ver, basiret ver, cesaret ver!
 Misafir
 24 Ağustos 2012 Cuma 10:19
1)-Asılan, işkence gören, bir sağdan bir soldan denilerek hayatı, kişiliği ucuzlaştırılan, besleyelim mi? denilerek insanlığına hakaret edilenlerin suçları neydi?.Vesselam bu Anadolu düşmanlığının sebebi neydi?.Çocukluğu 12 Eylül’le kirletilen bendeniz, son seçimlerde gözlerim yaşararak, ellerim titreyerek, dualar ederek ülkemin temiz akıbeti için oy kullandım. Çok şey murad ettim. Ayet-el Kürsî okudum, Felak, Nas okudum. Kabinden bir türlü çıkamadım.Şimdi gerek hükümet içinde,gerekse GavurEge örneği ulusalcı maskesi altında yayın yapan faşist ve ırkçı sitelerde okuyor ve duyuyoruz ki, aleyhimize hareketlenenler varmış.
 Misafir
 24 Ağustos 2012 Cuma 01:03
@23:00/ Sana cevabımı İran'da kadınlara akıl almaz yasak konulu haberin altında yazmıştım.Gündem yaratmayı sen hükümetine bırak,bunlar seni aşar hadsiz!
 Misafir
 23 Ağustos 2012 Perşembe 23:40
@20:04 (BİRDOST)Sayın Yazarı selam ve dua ile sefere yollayacağınıza Totem kılığında sızsanız diyorum!!!
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime