Enerjisinin büyük kısmını depremzedelere ayıran devlet, ilk günlerdeki tutuk halinden gün geçtikçe yaraları sarmada mesafe alan bir kadraja doğru evriliyor.
Aslında iktidarı rahatlatan en önemli unsur muhalefetin bizzat kendisi oldu!..
Muhalefetin yakın geçmişde biraz oksimoron, biraz da günlük siyaset yapması nedeniyle, iktidar bulunmaz bir fırsat ele geçirdi...
Muhalefet partilerinin yerel-genel yöneticilerinin deprem öncesinde
kentsel dönüşüme karşı çıkan, hatta kentsel dönüşüme direniş ilan eden beyanları iktidar için can simidi oldu.
Muhalefetin bu yanlışının iktidara kendisini savunma, eksikliklerini meşru zemine yayma, hatta atağa geçme noktasında geniş bir alan açtığını söylemek mümkün.
Deprem sonrasında bile muhalefetin bir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın onlarca insanın ölümüne neden olan müteahhidi savunması, iktidar için şahane bir oksijen çadırı oldu.
Muhalefet açısından da Duvara Karşı filmindeki psikolog-hasta diyaloğunu hatırlatan talihsizlikti.
- Psikolog: Neden intihar etmek istiyorsunuz, neden duvara toslamayı seçiyorsunuz?
+ Ciddi misiniz?
- Konuşmalarınızdan anlıyorum.
+ İntihar etmek istediğimi nereden çıkarıyorsunuz?
- Çünkü fren iziniz yok!
Millet İttifakı, Mart'ın 2'sinde Temel Karamollaoğlu'nun ev sahipliğinde toplanmayı planlıyor.
Şaşıracaksınız ama gündem yine 'aday kim olacak?' başlığı içermeyecek! ...
"Yumurta kapıya dayandı, altın günü mü yapacaklar? " itirazınızı duyuyorum.
Yok, "mantı açacaklar' gibi soğuk bir espri de yapmıycam, çünkü...
İlk kez maktüle, pardon hastaya teşhis için tomografi çekecekler:))
İttifak üyeleri, Mart'ın 2'sinde hangi şehirlerde, nasıl, hangi şartlarda işbirliği yapabileceklerini görüşecekler.
Milletvekilliği dağılımı konusundaki detaylara girmeden, olası ittifak bölgelerini il il masaya yatıracaklar...
MERAL AKŞENER'İN GÖZÜNÜ DİKTİĞİ ARSANIN TAPUSU GÜLTEKİN UYSAL'DA!
Bir önceki yazımda ifade ettiğim 9,2 olmasa da 5,2.. Belki 6 şiddetinde bir sarsıntı çıkabilir bu toplantıdan...
9,2'ye biraz vakit var!
6'lı masada işler biraz karışık.
Mesela bir önceki seçimde İyi Parti'den Afyon Milletvekili olan DP Lideri Gültekin Uysal ve arkadaşlarının bu seçimde CHP'den aday olacağı kesin.
Partiler arasındaki çizgiler giderek silikleşse de sağın hafızası bir partinin CHP'den listelere girmesi ilk bakışta çok anlamlı gelmeyebilir ama bu sürecin bir background'u var.
İyi Parti lideri Meral Akşener'in DP Liderine yönelik kişisel ve kurumsal bir rezervi olduğu kesin bilgi.
Meral Hanımın DP ve liderine itiraz motivasyona Siyaset Bilimi penceresinden bakarsak, iki partinin de benzer tabana hitap etmesiyle açıklayabiliriz.
Mesele sadece benzer tabanlar da değil. İyi Parti, merkezi de kuşatacak siyaset pratiği hedefliyor.
Bu hedefinde bir miktar mesafe alsa da mutevazi oylarına rağmen 77 yıldır merkezin tapusu halen DP'de...
DP Lideri Gültekin Uysal'ı, Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde ögrenci olduğu yıllarından tanırım...
Onuruna düşkün, uysal olduğu kadar psikolojik ve fiziki hukukunu ezdirmeyen bir yaradılışı da vardır...
Bir seçim döneminde "Partiyi kapat, seni vekil yapalım! "
teklifine "DP, marabasıyla satılık bir köy değildir!" restiyle yanıt verdiğini hatırlayanlarınız olacaktır.
Bir önceki satırda hukukunu psikolojik olarak ezdirmediği gibi fiziki olarak da ezdirmez sözümün içini de doldurayım ki, söz askıda kalmasın.
Tarih 6 Ocak 2008...
Mehmet Ağar'ın genel başkan olduğu DP'nin Ankara'da yapılan kongresinde saldırgan bir guruba karşı kendisini müdafaa için Prof.Dr. Timur Gürgen'e kafa atarak burnunu kıran kişi Gültekin Uysal'dı...
Siyaset, doğası gereği sonuç alma sanatıdır. Akşener'in DP'nin kuşattığı siyasi alana göz dikmesi bu yönüyle anlaşılır ama DP'nin teslim olmaya, tapuyu vermeye niyeti olmadığı çok açık...
Velhasıl olmayınca olmuyor ama biz yine de Akşener ve Uysal'a Sabahattin Ali'nin meşhur Kuyucaklı Yusuf romanında geçen pozitif sözleri hediye edelim...
"İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır..."
Masa altı notlardan sonra yeniden masanın üstüne projektör tutmaya devam edelim...
6'LI MASA ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI İLAN EDİLDİĞİ GÜN KILIÇDAROĞLU'NU AÇIKLAMAYI PLANLIYOR!
Millet İttifakı, Mart'ın 6'sında hep beraber deprem bölgesine gitmeyi hedefliyorlar.
Daha önce bir kaç kez yazdığım gibi çok ama çok olağanüstü durum olmazsa seçimler 14 Mayıs'da yapılacak.
Siyasi partilerin cumhurbaşkanı adaylığı için yapacağı başvurular 25 Mart saat 17.00’de sona erecek.
İlk turda yüzde 50 oyu alan aday olmazsa Cumhurbaşkanlığı seçimleri iki hafta sonrası, yani 28 Mayıs 2023 Pazar günü tekrarlanacak.
Bu seçime, ilk tur oylamada en fazla oy alan iki aday katılabilecek ve en çok oyu alan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olacak.
Siyasi partiler de en geç 10 Nisan saat 17.00’ye kadar milletvekili aday listelerini YSK’ya vermekle yükümlüler...
İşte bulmaca bu takvimin içinde gizli.
Çünkü, Millet İttifakı kendi aralarında gazetecilik deyimiyle off the record bir karar aldılar;
Erdoğan ne zaman adaylığını ilan ederse, Millet İttifakı da aynı gün adayını ( yüzde 99,9 Kılıçdaroğlu) ilan edecek!
Ne tuhaf bir tevakuf!
Cumhur İttifakı da aynı planı yapıyor.
İster misiniz son saniyeye kadar bekleyip, YSK'nın önünde kafa kafaya tokuşsunlar!
YANKESİCİLER AFAD'DAN ÖNCE DEPREM BÖLGESİNE GİTTİLER!
Depremde yardımın geciktiğine yönelik eleştiriler oldu.
Depremin büyüklüğü göz önüne alınarak yapılan dozunda eleştirilere katılırım.
Yalnız haklarını yemeyelim!
Yankesiciler deprem bölgesine AFAD'dan önce gittiler!
Ankara- İstanbul'da neredeyse yankesici kalmadı!
Pılıyı pırtıyı toplayan deprem bölgelerine havadan-karadan indirme yaptılar.
Mesela Ankara'nın manevi komutanı olarak bilinen Hacı Bayram'da iğne atsan yere düşmezdi!
Bu kalabalığın büyük bölümü elbette ibadet için gelen vatandaşlarımızdı ama kalabalık seven yankesiler de az değildi.
O kadar hızlı yola çıkmışlar ki, ambulans ve Afad araçları onlar geçerken yolların tozunu yutmuşlar!
Yankesiciler dünden itibaren konfeti yağmuru altında gurbetten toplu dönüş yaparak mesailerine başlamışlar!
Tabi obezleşerek!
Para sayma makinası alanlar bile olduğu söyleniyor! Söz Ankara'dan açılınca, depremin telaşını fırsat bilerek özellikle Altındağ ve Mamak'ta uyuşturucu torbacıları yine cirit atmaya başlamışlar.
Ankara'nın başarılı emniyet müdürü Servet Yılmaz'ın umarım gözünden kaçmamıştır!
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!