TURKTIME / Kalkınma literatüründe yapılan araştırmalar, insanların rekabetçi doğasının cinsiyete, ırka ve yaşa göre değiştiğini göstermektedir. Cinsiyet açısından, çoğu araştırma erkeklerin kadınlardan daha rekabetçi olma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
Benzer şekilde, Amerika, Avrupa gibi 'bireyciliği' vurgulayan kültürlerden gelen öğrenciler, Güney Asya, Orta Doğu ve Afrika gibi 'kolektivizmi' vurgulayan kültürlerden gelen öğrencilere göre daha rekabetçi olma eğilimindedir.
Ayrıca, gençler orta yaşlılara göre daha rekabetçidir. Bu da bizi, gençler arasındaki rekabetin küresel bir fenomen olduğu ve Türkiye'nin bir istisna olmadığı sonucuna götürüyor. Türkiye'de rekabet, Orta Okul'dan Lise'ye geçiş sınavlarıyla başlar; iyi bir liseye girme isteğiyle yapılan çalışma rekebeti zirveye taşır.
Sonrasında iyi bir üniversite, üniversitenin iyi bir bölümü. Mezun olduktan sonra akademik bir kariyer yapmak isteyen için, asistanlık, doktora v.b derken uzayıp giden bir rekabet alanı. Aynı şekilde iyi bir iş kariyeri yapmak isteyen içinde geçerli. Sınavlar, sınavlar, sınavlar...
"HER GÜN REKABET EDİYORSUN, ÇÜNKÜ..."
Günümüz dünyasında rekabetin kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. Michael Jordan'ın dediği gibi, “Her gün rekabet ediyorsunuz çünkü kendinize yüksek standartlar belirliyorsunuz ve her gün dışarı çıkıp buna göre yaşamak zorundasınız.”
Artan rekabet seviyesinin gençler üzerindeki etkileri hem olumlu hem de olumsuzdur. Gençlerin büyük bir kısmı, rekabet kaçınılmaz olarak görür ve bunu itici bir güç haline getiririr. Ayrıca, rekabet ilgi ve heyecan yaratır, bireyin elinden gelenin en iyisini yapmasına yardımcı olur.
Ancak, rekabetin olumsuz sonuçları da var. Rekabet ortamında başarılı olamayan gençlerde, toplumsal normların dışında kalan değerlere karşı savunmasız kalır; alkol, uyuşturucu, suça meyili olma gibi. Daha aşırı durumlarda, gençler yaşamlarına son vermeyi dahi seçebilirler.
"DÜNYA SENİN GÜCÜNÜ GÖRSÜN"
Dolayısıyla rekabetin etik açıdan tarafsız olduğu söylenebilir. Bireyin algısı onu iyi ya da kötü yapar. Bu nedenle rekabet teşvik edilmelidir. Ayrıca gençler, başkalarıyla veya kendileriyle rekabet edebileceklerini de bilmelidirler.
Başkalarıyla rekabet, bireyin kendi hatalarının farkına varmasını sağlarken, kendisiyle rekabette bireyin güçlü yanlarını keşfetmesini sağlayacaktır. Bu yüzden, başkalarıyla rekabet ettiğin kadar kendinle de rekabet et ve bırak dünya senin gücünü görsün.