Kılıçdaroğlu yeni yıl için yayınladığı mesajda şu ifadeleri kullandı:
"2018, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığında Anadolu’nun içinde bulunduğu umutsuz halin, farklı örneklerle günümüze taşındığı bir yıl olarak geride kaldı.
İnsan hakları, yargı bağımsızlığı, demokrasi ile ifade ve medya özgürlüğünde, dünyanın en alt liginde yer alıyoruz. Milyonların adalet arayışı, iş ve aş arayışı sürüyor, gelir dağılımındaki eşitsizlik kökleşiyor. Eğitim sistemindeki kötüleşme durdurulamıyor, kadınlarımıza ve çocuklarımıza yönelik şiddet, istismar önlenemiyor.
Hak arayışındaki herkesi kendisine düşman gören; düşüncelerini ve uyarılarını cesaretle dile getiren siyasetçileri, bilim insanlarını, sanatçıları, gazetecileri bir suç odağı haline getiren tek adam rejimi, Tevfik Fikret’in 'Sis' şiirini anımsatırcasına bir kibir abidesi olarak ülkemizin üzerine çökmüş durumda.
Örneğin 'Yüksek Seçim Kurulu' vasfını kaybederek 'Yandaş Seçim Kurulu' haline dönüşen YSK’nın tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmenlerin oy kullanma şartlarını yeniden düzenleyen son kararı, çağdaş demokrasilerin kutsal bir hak olarak tanımladığı seçme hakkını idari sınırlamalarla ortadan kaldırmaktadır. Bu karar, en temel insan haklarının, demokrasinin ve insan onurunun en büyük güvencesi masumiyet karinesini de yok etmektedir.
Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, baharın gelişini durduramayacaklar. Tek adam rejiminin yarattığı bu iklime rağmen, mutlulukla anımsayacağımız umut dolu bir yıla kavuşuyoruz. 2019 yılı Mart’ında yapılacak Yerel Seçimler, güneşi hissettiğimiz ferah, aydınlık günlerin başlangıcı olacak. Başarmanın coşkusuyla, 2019 Mayısında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlatmasının 100. Yılı’nı kutlayacağız.
Çünkü Milli Mücadele, Atatürk’ün 4 Ekim 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde tanımladığı üzere 'Düşman elleriyle viran olmuş ve her köşesini kurtarmak için seve seve can vermiş çocuklarımızın kanıyla sulanmış' yurdumuzun, tarihte benzeri az görülen bağımsızlık mücadelesinin adıdır.
Atatürk bu mücadelenin merkezini 'Milletin yazgısını doğrudan doğruya üstlenerek, karamsarlık yerine ümit, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran Türkiye Büyük Millet Meclisi' olarak görür. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temelinde ise milletin azim ve kararlığı ile milletin kayıtsız şartsız egemenliği bulunmaktadır.
1919’un yüzüncü yılında, Atatürk’ün yol göstericiliğinde milletin mutlak egemenliğini hedefleyen, 'hak, hukuk, adalet' mücadelemizi azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Biliyor ve inanıyoruz ki 'saltanatları' sürsün diye Türkiye’yi yokluğa, bu ülkenin insanlarını da yoksulluğa mahkum eden anlayışın, kibir abidesi saraylarındaki iktidarlarını sonlandırmak tüm vatanseverlerin kendisine, çocuklarına ve ülkesine karşı görevidir. Biz başaracağız!
Bu duygu ve düşüncelerle, FETÖ, PKK ve IŞİD ile diğer terör örgütlerine karşı sürdürülen mücadelede şehit düşen güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır dileklerimi iletiyorum; gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. 2019’un ülkemize, bölgemize ve tüm insanlığa demokrasi, adalet ve huzur getireceğine duyduğum inançla, bütün yurttaşlarımıza mutluluk ve sağlık diliyorum."