O her şeyi tek tek, tane tane izah etmesinden...
“Sandığınız kadar da acemi değilim!” havasında bakan hafif müstehzi bir siyasi kimlik o...
20 yıllık bir iktidar yorgunluğunun üzerinde tango yapmayı bilecek kadar da pratik bir zekası olduğuna şüphe yok.
Büyük oyuna rağmen küçük, dar bir kadro ile çalışıyor.
Ürkütmeden...
Sessizce...
Aniden avına saldıran bir genç kaplana benziyor...
“Meselem, İstanbul!” derken bile...
Gözlerinin gözbebekleri ile “Aslında Devlet Başkanlığını istiyorum!” dediğini hemen anlıyorsunuz...
Toplumun açtığı krediyi nasıl kullanacağı...
Muharrem İnce gibi başarıyı yönetip, yönetemeyeceği kuşkuları da az değil...
Biraz Erdoğan... Biraz Kılıçdaroğlu...
Üstüne de Demirel’in pragmatik bakışını koyarsanız...
Karşınıza Ekrem İmamoğlu çıkıyor...
Toplumun tam da “Kim, ne diyor?” diye bakmadığı...
“Aman bunlar gitsin de!” dediği...
İktidarın perişan bir stratejide geldi İmamoğlu...
Bundan sonra gerçek potansiyeli görülecektir...
Ne olduğundan ziyade...
Ne olmadığına bakılacaktır...
Önlerde seyrelen saçlarını geçici olarak sıklaştıran spreyi bırakmakla işie başlayabilir mesela!
Yavaş yavaş tekrara düşmeye başlayan üslubunu biraz daha zenginleştirebilir mesela...
Kredisi şimdilik büyük görünüyor ama...
Burası Kurtlar Vadisi!
Bu vadide kimin kurt...
Kimin aslan...
Kimin tilki olduğu aniden değişebilir!
Oyuncular değişse de...
Yönetmen hep aynı çünkü!
GÜNCEL
Sayfa başına git