Turktime

Fatih Altaylı yazdı: Yeni bir tartışmaya çeyrek asırlık bir katkı

Oyuncu Farah Zeynep Abdullah'ın, sanatçı Yılmaz Güney hakkında, "Sinemamızın en iyi kadın döven erkeği" sözleri tartışma yaratmıştı. Gazeteci Fatih Altaylı, 25 yıl önceki köşe yazısını bugünkü köşesine taşıdı.
ABONE OL
Abone Ol
Fatih Altaylı yazdı: Yeni bir tartışmaya çeyrek asırlık bir katkı
Haberler / Medya
17 Eylül 2023 Pazar 12:52
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

9 Eylül 1984’te hayatını kaybeden oyuncu, yönetmen ve senarist Yılmaz Güney’in ölüm yıl dönümü nedeniyle yazar Murathan Mungan X hesabından “Yılmaz Güney’in ölümünün 39. yılı. İyi bir yönetmen, iyi bir oyuncu, iyi bir senarist olmasının yanı sıra sinemamızın en iyi yürüyen erkeğiydi. Bir daha kimse onun gibi boynunu hafifçe yana kırarak hüzünle bakarken içimizin en ücra yerine dokunamadı” paylaşımını yaptı. 

Mungan’a yanıt veren Farah Zeynep Abdullah “Sinemamızın en iyi yürüyen erkeği shjs ve kadın döven ve şiddet türleri açısından zengin ve etkili silah kullanan diyelim” ifadelerini kullandı.

Yılmaz Güney’in ailesi Abdullah’ın bu ifadeleriyle ilgili dava açma kararı aldıklarını duyurdu. Abdullah'ın bu karara ilişkin paylaşımı ise "OK hakimi vurmak yok ama" oldu. 

FATİH ALTAYLI 25 YIL ÖNCEKİ KÖŞE YAZISINI HATIRLATTI

Fatih Altaylı, yeniden gündeme gelen konuya 2000 yılındaki yazısıyla dahil oldu. Altaylı söz konusu yazıyı da ekleyerek şu ifadeleri kullandı:

"Pazar günü Hürriyet Pazar’da bir röportaj. Konu Yılmaz Güney.

Yılmaz Güney’in ülkesinde sinema yapma olanakları elinden alındığı için yurtdışına kaçmak zorunda kaldığı, büyük bir sinemacı ve düşünce adamı olduğu, bu yüzden Türkiye’yi terk etmek durumunda bırakıldığı anlatılıyor sayfalarda.

Güney’in hayatı film olacakmış. İnci Aral da senaryoyu yazıyormuş. Filme bir itirazım yok da, İnci Aral’ın söylediklerine itirazım var. Yılmaz Güney’in ne olduğunu yeni nesiller bilmediği için bu yutturmacaları yazıp duruyorlar.

Yılmaz Güney kadın döven, entelektüel yönü zayıf, maço bir adam aslında.

İlk eşi Nebahat Çehre’yi dayaktan geçiren, Çehre’nin kaçıp kurtulduğu bir adam.

Hapisten kaçıp yurtdışına gitmesinin ise fikirle mikirle alakası yok.

Adam katil. Bayağı bir katil.

İçki masasında Yumurtalık Hákimi’ni vurmuş.

Siyasi yön falan yok olayda.

Adi bir katil. Sonra hapisten kaçıp yurtdışında tutunmak için kendine siyasi bir hava yaratmış.

Sanki düşünce suçlusu gibi.

Senaryoyu yazan İnci Aral, röportajda bu cinayetten hiç söz etmiyor. Üzerinden, ‘‘Yumurtalık olayı!’’ diye geçiyor. Yumurtalık olayı denen mesele, Yılmaz Güney’in basit bir katil olduğunu ortaya çıkaracağı için atlanıyor.

Kadın döven bir katilden, bir mit yaratmak için gerçekler saptırılıyor.

Benim için Yılmaz Güney, Türkiye’nin Avrupa’daki imajını yerle bir eden, bunu da kendi menfaatleri için yapan bir katildir."

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime