Türk Radyoloji Derneği tarafından Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen 37. Ulusal Radyoloji Kongresi kapsamındaki basın toplantısında bu alandaki son gelişmeler aktarıldı.
Türk Radyoloji Derneği Görüntüleme Fiziği ve Güvenliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Orhan Oyar, mikrodalga fırınlardan saç kurutma makinelerine kadar evlerde kullanılan birçok cihazın elektromanyetik radyasyon yaydığını ancak bunlar yoğunlaştırıcı olmadığı için insanlarda çok büyük bir sağlık problemi yaratmadığını bildirdi.
Birçok kişinin elinden düşürmediği cep telefonlarının da elektromanyetik radyasyon kaynağı olduğunu vurgulayan Oyar, bu cihazlar ile ve baz istasyonlarının sağlık üzerindeki zararlı etkilerinin yavaş yavaş kanıtlanmaya başladığını dile getirdi.
Tıpta kullanılan görüntüleme cihazlarından görüntü elde ederken özellikle çocuklara daha hassas davranılması gerektiğini belirten Oyar, şöyle konuştu:
"Çocukların hücreleri daha hızlı bölünüp çoğaldığından bütünleşmelerini tamamlamadıkları için radyasyona erişkinlerden daha duyarlıdır. Erişkinlere göre daha yüksek dozlara maruz kalırlar. Ayrıca önlerinde muhtemelen erişkinlerden daha uzun bir yaşam süresi bulunduğundan, hayatı boyunca radyasyona bağlı istenmeyen zararlara daha açıktırlar. Bu bakımdan çocuklarımızı özellikle tıbbi uygulamalarda X ışınları ile çalışan yöntemlerden mümkün olduğu kadar uzak tutmakta yarar var. 'En iyi veya en az doz hiç verilmeyen dozdur' prensibinden yola çıkarak çocuklarımızı eğer mümkünse radyasyon içermeyen tıbbi uygulamalarla incelemeyi öngörmekteyiz ancak mecburen X ışınları ile ilgili röntgen veya tomografi ile uğraşacaksak bunlarda da çocuklarımızın alabileceği muhtemel dozları mümkün olduğu kadar düşürmeyi öne çıkarıcı prensipleri kongremizde vurgulamaya çalıştık. Bilgisayarlı tomografiye çok daha fazla önem verdik çünkü bilgisayarlı tomografi röntgen incelemelerinden yüzlerce kez daha fazla radyasyona maruz bırakmakta ve bu da çocuklarımızın ileride kanser ve erken ölüm gibi istenmeyen sonuçlarla karşılaşmasına yol açabilmektedir."
Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya ise cep telefonunun da bir radyasyon kaynağı olduğuna işaret ederek, bu konuda çok dikkatli olunması gerektiğini ve mümkünse kablolu telefon ile konuşulması gerektiğini söyledi.
Hastaların içlerini görüntüleyen cihazlara aşırı güven duyduklarını ve MR çektirmek için doktora gittiklerini anlatan Kaya, "Bu inancı kırmak zorundayız. Şu anda hastayı memnun eden her şeyin uygulanabilir olduğu düşünülüyor. Bu yanlış." diye konuştu.
Türk Radyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşenur Oktay da her yıl 8 Kasım'da düzenlenen Uluslararası Radyoloji Günü'nün bu yılki temasının meme radyolojisi olduğunu kaydetti.
Meme kanserinin, kadınların önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu belirten Oktay, "Tüm kadın kanserleri içinde görülme sıklığı olarak ilk sırada yer almaktadır. Kanser ölümleri içinde ise ikinci sırada yer almaktadır. Bu hastalıkla mücadelede elimizdeki en önemli silah erken tanıdır. Memenin radyolojik inceleme yöntemi olan mamografi, erken tanıda etkinliği kanıtlanmış tarama yöntemidir. Bu nedenle radyolog bu hastalığın erken saptanmasında ve sonraki tedavilerin yönlendirilmesinde kilit role sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
AA