AYIPLI MAL NEDENİYLE TÜKETİCİLER YALNIZCA SATICIYA MI BAŞVURABİLİR?
Ayıplı Mal Nedir?
Bir malın ayıplı olması; taahhüt edilen özelliklerin malda bulunmaması veya böyle bir taahhüt olmasa da objektif olarak o malda bulunması gereken özelliklerin var olmaması hâlidir. Satın alınan bir kalemin yazması, satıcının bu yönde taahhütte bulunmasına gerek olmaksızın, üründen objektif olarak beklenen bir özelliktir.
Maldaki Ayıp Hangi Hallerde İleri Sürülemez?
Maldaki ayıp ilk bakışta dahi görülebilir bir hâlde olabilir. Tüketici ayıptan haberdarsa veya maldaki ayıptan haberdar olması kendisinden beklenebiliyorsa, artık malın ayıplı olması nedeniyle sorumluluk iddiasında bulunamayacaktır.
Tüketicinin, satın alınan malda reklamlardaki özelliklerin bulunmamasından dolayı satıcıya başvurması durumunda da farklı sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Satıcının mal hakkında yapılan reklamlardan haberdar olmadığı ve haberdar olma imkânı bulunmadığı durumlarda, alıcının satıcıya başvurarak ayıplı mal nedeniyle talepte bulunma hakkı bulunmamaktadır. Ayrıca satıcı reklamlardaki açıklamaları sözleşmeyle düzeltmişse veya tüketicinin, satış sözleşmesini akdetme niyeti bu reklamlardaki açıklamalar ile doğmamışsa satıcının sorumluluğu bulunmayacaktır.
Ayıp Nedeniyle Taleplerde Zamanaşımı Süresi Nedir?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun md. 12 uyarınca tüketici, malın ayıplı olması nedeniyle taleplerini teslimden 2 yıl içerisinde ilgili kişilere yöneltmelidir. Diğer taraftan konut veya tatil amaçlı taşınmazlarda bulunan ayıplar nedeniyle talepler teslim tarihinden 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak Türk Borçlar Kanunu md. 244/3 tüketicinin talep hakkı için daha uzun bir süre sağlıyorsa, bu madde uygulama alanı bulacaktır.
İkinci el satışlarda ise zamanaşımı süresi; kural olarak 1 yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmazlarda 3 yıldan az olamayacaktır.
Ayıp, ağır kusur veya hile ile gizlenmişse Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un zamanaşımı hükümleri uygulanmayacaktır. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nda bulunan genel zamanaşımı süresi uyarınca bu hallerde; taşınırlarla ilgili talepler için 10 yıl, taşınmazlarda ise 20 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır.
Ayıp Nedeniyle Tüketicinin Hakları Nelerdir?
Tüketici ayıplı mal nedeniyle satıcıya karşı aşağıdaki haklarını kullanabilir;
1) Satım konusunu iade ederek sözleşmeden dönme,
2) Satım konusunu iade etmeyip satış bedelinde indirim yapılması,
3) Aşırı bir masrafı gerektirmiyorsa satım konusunun ücretsiz onarılması,
4) İmkân varsa satım konusu malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi.
(Misliyle değiştirme talebi ayıpla ve tarafların menfaatleriyle orantılı olmalıdır. Aksi halde tüketici yalnızca diğer seçimlik haklarını kullanabilir.)
Ayrıca bu seçimlik haklarla birlikte, tüketici “maldaki ayıp nedeniyle uğranan diğer zarar” için tazminat talep edebilecektir. Bu zarar doğrudan veya dolaylı olabilecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun bir ayrım yapmadığından, şartları varsa, tazminat talebi hem maddi hem de manevi zarara ilişkin olabilecektir. Tazminat talepleri, kural olarak, genel zamanaşımı olan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Tüketici Ayıplı Mal Nedeniyle Haklarını Kimlere Yöneltebilir?
Tüketici yukarıda aktarılan hakları satıcıya karşı ileri sürebilecektir. Diğer taraftan bazı hallerde tüketicinin malın üreticisine ve ithalatçısına da başvurma hakkı bulunmaktadır. Ancak uygulamada ayıplı maldan sorumluluk denilince ilk olarak akla satıcı gelmektedir. Hâlbuki özellikle satıcının mali ve teknik durumunun yukarıda sayılan hakları karşılamakta yetersiz kaldığı durumlarda üretici ve ithalatçıya başvurmak önemli hale gelmektedir.
Ücretsiz onarım ve malın misliyle değiştirilmesi talebi üretici ve ithalatçıya karşı da ileri sürülebilir. Üretici veya ithalatçı malı piyasaya sürmesinden sonra maldaki ayıbın doğduğunu ispat ederek sorumluluktan kurtulabilecektir. Ayrıca yalnızca satıcının tüketiciye verdiği taahhütler, üretici ve ithalatçıyı bağlamayacaktır. Eğer üretici veya ithalatçının tüketiciye sunduğu bir garanti varsa, tüketicinin garanti kapsamında da başvuru imkânı olacaktır.
Maldaki ayıp nedeniyle uğranan zararı tazmin etmek isteyen tüketici, tazminat talebini de üretici veya ithalatçıya karşı ileri sürebilir. Bu durumda Türk Borçlar Kanunu’nun hükümleri yol gösterici olacaktır. Üretici veya ithalatçının zararın oluşumunda kusuru bulunuyorsa tüketici tazminat talebinde bulunabilecektir. Tazminat talebi seçimlik haklarla birlikte kullanılabileceği gibi seçimlik haklara başvurulmaksızın da kullanılabilecektir.
Üretici ve İthalatçının Tazminat Sorumluluğu
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun md. 11/6 atfıyla ve Türk Borçlar Kanunu uyarınca tüketici ayıp nedeniyle bir zarara uğrarsa, bu zararını talep edebilecektir. Bu duruma örnek olarak; tüketicinin aldığı telefonun üretim hatası olması nedeniyle patlaması veya yanması gösterilebilir. Bu durumda tüketici, üreticiye başvurarak bu olay nedeniyle gerçekleşen zararı tazmin edebilecektir.
Üretici ve ithalatçının tüketici hukukundan doğan tazminat sorumluluğu kusura dayanmaktadır. Bu nedenle tüketicinin tazminat talep edebilmesi için üretici veya ithalatçının kusuru bulunmalıdır. Avrupa Birliği hukukunda üreticinin kusursuz sorumluluk halleri “ürün sorumluluğu” olarak adlandırılmakta ve bu hususta düzenlemeler bulunmaktadır.
Av. Ahmet Fatih KOÇAK