31 Mart 2024’te gerçekleştirilecek yerel seçimler öncesi anayasa ve seçim kanunu tartışmaları sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilere gündemi değerlendirmişti.
“50+1 MECBURİYETİ PARTİLERİ YANLIŞ YOLLARA SEVK EDİYOR”
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı seçilme şartı olan yüzde 50+1 oy alma şartını ele almış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla “en fazla oyu alan aday seçilir” denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır. Diğer yandan Mevcut anayasamızın satır aralarında darbeci zihniyetin ruhunun dolaşıyor olması bizleri en çok rahatsız eden konu.”
“OLMAZSA OLMAZ DEĞİL”
Erdoğan’ın açıklamalarının ardından bir kez daha gündeme gelen yüzde 50+1 şartı hakkında AK Parti’den dikkat çeken bir açıklama geldi.
AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada yüzde 50+1 şartının ‘bir baskı unsuru haline geldiğini’ belirterek şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı seçimi için aranan “salt çoğunluk”, bir başka ifadeyle “50+1” şartı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin olmazsa olmaz unsuru değildir.
Nitekim dünyanın birçok demokratik ülkesinde farklı oranlar uygulanmaktadır.
Bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden bugüne siyaset sahnesinde yaşananlar bu şartın siyaset kurumu ve millet iradesi üzerinde bir baskı unsuru haline geldiğini, siyasetin doğal mecrasını tahrip ettiğini, parçalı ve istikrarsızlığa gebe bir tablo oluşturduğunu gözler önüne sermiştir.
En çok oyu alan adayın seçilmesi, seçim yarışının daha rekabetçi, organik, baskılardan ve sunilikten uzak gerçekleşmesini sağlayacak; sonuçları itibariyle daha sağlıklı ve ülkemizin menfaatine olacaktır.
Siyaseti ve şeffaflığı değil, siyasetsizliği ve kapalı kapılar ardında yürütülen gizli ve karanlık pazarlıkları seçenler, “salt çoğunluk/50+1” şartını sistemin ve siyaset kurumunun üzerinde sallanıp duran Demokles’in kılıcına dönüştürmüşlerdir.
Bu nedenlerle meselenin anayasal düzlemde gözden geçirilmesi kaçınılmazdır.”