Yazarımız Fahrettin Damga,
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya ile Meclis’te bir araya geldi. Artık ete kemiğe bürünen Cumhur İttifakı’nı, CHP’nin ittifaka karşı olan tavrının sebeplerini, CHP yeni yönetimini, CHP yönetiminin MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye dönük hakarete varan ve sistematik saldırıların nedenlerini Turktime'a anlatan MHP'li Karakaya röportajı başlıyor... Buyurun...
İTTİFAK BAŞKA KOALİSYON BAŞKA
CHP ve bir kısım medyadan ‘’Cumhur İttifakı’’ nın koalisyon olduğuna dair iddialar var. ‘’Cumhur İttifakı’’ bir koalisyon mu, Eğer koalisyon olarak algılanırsa Ak Parti ve MHP’nin oyları açısından seçmen tercihine dönük bir sıkıntı oluşturabilir mi, İttifak ve Koalisyon arasındaki fark nedir?
KARAKAYA: Koalisyonlar seçimden sonra yapılan ittifaklar. Bugün Cumhur ittifakı dediğiniz şey seçim öncesinde yapılan birlikteliği gösteriyor. Yani birisi seçimden sonrası. Seçim yapılıyor, elde edilen sonuçlara göre hükümet kurmak için bir koalisyon yapılıyor. Yani bunun önceden yapılması çoğu zaman mümkün olmuyordu. Meclis’e gireceksiniz, sayılar belli değil, hangi parti kaç milletvekili çıkaracağını bilmiyor. Tek başına iktidar olacak mı, olmayacak mı? Veya yanına birini aldığında sonucun ne olacağı belli değildi. Ayrıca bizim seçim kanunumuz, siyasi partiler kanunumuz da böyle bir ittifakın yapılmasına izin vermiyordu.
Şimdi sistem değişti, yani hükümet etme sistemi değişti. Bizim
Ay Yıldız sistemi dediğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet etme sistemine geçildi. Bununla birlikte mevzuatta da bir değişiklik yapılarak ittifaklar resmi bir hale getiriliyor. Milliyetçi Hareket Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi bu anlamda bir
‘’Cumhur İttifakı’’ oluşturacaklarını hem birbirlerine söylediler, hem kamuoyuna açıkladılar.
Şimdi burada bu ittifak mı, koalisyon mu diyerek kavramlar üzerinden bir eleştiri ya da farklı algılamaya gitmek çok doğru bir şey değil. Her şey kamuoyu önünde yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı ayrı bir sandık, ayrı bir tercih olarak gelecek. Meclis ve milletvekilleri ayrı bir tercih, ayrı bir pusula olarak gelecek. Dolayısıyla bu pusulada insanlar milletvekilliği için ayrı, Cumhurbaşkanlığı için ayrı oy kullanacak.
Cumhurbaşkanlığı için biliyorsunuz ilk turda da, ikinci turda da %50+1 oy gerekiyor. %50+1 oy için yapılacak düzenlemeyle birlikte partiler bir ittifak yoluna girebiliyorlar. Dolayısıyla partiler bunun planlamasını kamuoyu önünde seçimden önce yapıyorlar. Bu çok daha şeffaf bir hal aldı. Dolayısıyla insanlar da buna göre karar verecekler.
Yani bunun için kalkıp bu partiler seçim sonuçları konusunda korku duyuyorlar demenin bir anlamı ve mantığı yok zaten. Bu tarafta Milliyetçi Hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ile ittifak yaparken Cumhuriyet Halk Partisi HDP’yle, İP’le ittifak yapma yoluna gidiyor ya da kamuoyuna o tür yansımalar oluyor. Bunlar son derece normal, olması gereken de şeyler. Çünkü yeni sistemde Cumhurbaşkanı ancak %50+1’le seçilebiliyor. Herhalde burada kavram kargaşası yaratılmaya çalışılıyor ama ben şöyle basitçe ifade edebilirim; Sözlük anlamlarını bir tarafa bırakacak olursak, daha önce seçimlerden sonra çıkan sonuçlara göre hükümet kurmak için bir araya gelen partiler
koalisyon yapıyordu. Şimdi yeni sistemde seçimden önce bir araya gelerek
ittifak yapıyorlar, yani güç birliği yapıyorlar. Onun için şimdiden koalisyon demek zamanlama olarak doğru değil.
Seçim öncesi yapılan birliktelik ittifaktır. Seçim sonrası hükümet kurma anlamında yapılansa koalisyondur. Farklı şeyler bunlar.
CUMHUR İTTİFAKI’NIN KANUNLAŞMASI HALİNDE ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL EDİLEBİLECEĞİ İDDİASI ZORLAMA BİR YAKLAŞIM
Kamuoyuna dönük olarak kimi medyada, yapılacak düzenlemede ittifak yapan partilerin barajı geçip geçmedikleri ittifakın alacağı toplam oya göre belirlenirken, ittifak yapmayan partilerin %10 barajına tabi olacakları ve ittifak yapmayıp tek başına seçime giren partilerin baraja takılarak Meclis dışı kalmalarının partiler arasında bir eşitsizlik oluşturacağı ve teklif kanunlaşırsa Anayasa Mahkemesi tarafından bu sebeple iptal edilebileceği iddia ediliyor, sizin böyle bir endişeniz var mı?
KARAKAYA: Bu tamamen zorlama bir yaklaşım, zorlama bir değerlendirme. Sonuç itibariyle burada yapılacak olan düzenleme daha önce gizli olarak yapılan gayri yasal olarak yapılan, hülle yöntemiyle bir şekilde sonuca götürülen uygulamanın yasal hale getirilmesidir birinci olarak. İkincisi bu tüm partiler için geçerlidir. Yani ittifak yaparsınız yapmazsınız.
Yani ittifak sadece Milliyetçi Hareket Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi için uygulanabilir de diğerleri için uygulanmaz diye bir şey yok. Bilakis mevcut %10 baraj uygulaması öteden beri var. Eskiden daha da ağır barajlar vardı. Şimdi %10 barajı yeni getirilmiyor. Var olan bir şey. Bu partiler için birebir muhatap olma durumları söz konusu değil mi bu barajla? Şimdi bilakis ittifakla bu barajı atlama, bu barajı daha kolay geçme imkanı,%10 barajı ittifak yolu kullanan için daha aşağıya çekilmiş olacak. Tabii ittifakta bir araya geldiği partilerle. Yani bunun
demokrasi anlamında bakıldığında, temsilde adalet anlamında bakıldığında bilakis tersi söz konusu. Yani hiçbir zaman ömrü billah Meclis’e girmesi mümkün olmayan siyasi parti ittifak yoluyla Meclis’e girebilir. Bunun yolu açık.
Kamuoyu önünde hem de resmi olarak farklı bir şeye sapmadan, mesela yeni kurulan İP, gidip CHP’yle HDP’yle bir ittifak yaparak içerisindeki ağırlıkları ne olursa birkaç milletvekiliyle de olsa Meclis’e girme yolu açılabilir onlar için. Daha yeni kurulmuş olan bir parti. Yani dolayısıyla
bu ittifak konusu partilerin meclise girmesini zorlaştıran değil kolaylaştıran bir yaklaşımdır.
Sayın Bahçeli bu konuları, özellikle baraj konusunu gündeme getirip %10 barajı konuşulabilir, düşürülebilir, 7 olur, 5 olur, 3 olur, sıfır olur gibi değerlendirme yaptığında aynı bu söylediğiniz partiler ya da aynı çevreler, aynı ağızlar bu sefer de MHP barajı geçemiyor onun için barajın düşürülmesini talep ediyor diye ifade etmişlerdi. Yani bir daha tekrar ediyorum.
Altını çizerek söylüyorum bu ittifak konusu, ittifakın yasalaşması, bilakis temsilde adalet açısından siyasi partilerin, küçük partilerin, barajı aşması mümkün olmayan partilerin rahatlıkla Meclis’e girmelerine bir kapı aralamaktan başka bir şey değil. Bilakis bu Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda aksi bir kararı vermesi gerçekten akıl dışı bir yaklaşım olur. Bu fikirleri üretenler artık çaresizliğin son aşamasındalar.
Benim tavsiyem şudur; bu düzenlemeyle böyle bir imkan olacak, teşekkür edin, şükredin, gidin ittifak yapın.
CHP’LİLERİ GİZLİ GİZLİ HDP’YE OY VERME AYIBINDAN KURTARDIK
Sizce, CHP’nin Cumhur İttifakı konusundaki muhalefetinin temelinde HDP ile perde arkasında olan ittifakının kamuoyu önünde resmi bir hal alacak olmasının seçmen kitlesinde oluşturabileceği tepkinin etkisi var mı?
KARAKAYA: Geçmişte de bu ittifaklar vardı ama bunlar gayri yasaldı. Bunlar tamamen yer altına, merdiven altına iniyordu ve dolayısıyla da arka planda yapılıyordu. Hatırlar mısınız? 2015 şeçimlerinde CHP’nin bir Genel Başkan Yardımcısı seçimden sonra şunu demişti; ‘’Biz ailecek, aile olarak HDP’ye oy verdik ‘’. Birçok Cumhuriyet Halk Partili HDP’nin Meclis’e girmesi için onlara oy verdiklerini söyledi. Birçok yerde onlarla anlaştıklarını söylediler. Şimdi bu yasal bir zemine getiriliyor. Dolayısıyla öyle gizli gizli ona ona vereceklerine, hatta CHP Genel Başkan Yardımcıları, CHP’li milletvekilleri ya da üst düzey yöneticilerine sandıkta gidip HDP Meclis’e girsin diye orada suç işletmenin, sandığa götürüp başka partiye oy verdirtmenin bir anlamı yok. Yani o ayıptan kurtardık. Dolayısıyla alsınlar yanlarına, orada yine ittifakta yan yana pusulada isimleri yer alır. Dolayısıyla kendileri Altı Ok’a rahatlıkla basarlar ve öbürleri de öbür tarafa basar. Toplamda HDP’yi de Meclis’e yine alır gelirler, üç beş neyse. Burada bunlara bu kadar fırsat verilip, bu kadar sıkıntıdan kurtarılırken teşekkür edecekleri yerde akla hayale gelmeyecekler şeyler söylüyorlar.
AK PARTİ CUMHUR İTTİFAKI’NA KATILMAK İSTEYEN DİĞER PARTİLERİN MENSUPLARINI KENDİ LİSTESİNDEN ADAY GÖSTEREBİLİR
MHP’nin Ak Parti ile yaptığı ittifaka 3. ya da 4. partinin dahil olmasına bir rezervi var mı?
KARAKAYA: Büyük Birlik Partisi’nin böyle bir ittifakta bir şekilde yer almasının önü kapalı değil. Ama bu bir amblemle, parti adıyla olmayabilir. Çünkü yeni yapılacak düzenlemede bir partinin üyesi, mensubu kendi partisinden istifa etmeden başka partilerin listesinden de aday gösterilebilir. Dolayısıyla ben öyle zannediyorum ki böyle bir yol takip edilebilir. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi çok rahatlıkla diğer partilerin mensuplarını getirip kendi listesinden koyabilir. Ona MHP’nin hiçbir zaman itirazı söz konusu olmaz.
3. ve 4. Partilerin kendi logolarıyla Cumhur İttifakı içinde olmalarına MHP’nin bir rezervi olur mu?
Ben öyle bir şey olacağını düşünmüyorum. Şahsi görüşüm bu
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ VE ‘’CUMHUR İTTİFAKI’’ CHP’Yİ SİYASETEN BİTİRDİ
Son dönemde CHP’nin Genel Başkan Yardımcıları ve Grup Başkanvekilleri içerisinde yer alan bir grup ve medyadaki bir takım köşe yazarları vasıtasıyla MHP’ye ve özellikle de Devlet Bahçeli’ye çok sert eleştiriler yöneltiliyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
KARAKAYA: Onların açısından bakınca, nasıl ifade edeyim bilmiyorum ama … yaptıklarını normal görüyorum. Yanlış. Haklı bulmuyorum ama normal görüyorum. Çünkü bir anlamda siyaseten son dönemdeki sistem değişiklikleri, hem Ay Yıldızlı sisteme geçilmesi, geçilecek olması, hem daha sonrasındaki bu ittifak konuları Cumhuriyet Halk Partisi’ni hakikaten siyaseten bitirdi.
Bu nerede başladı? Kılıçdaroğlu’nun %49’luk Hayır bloğunu konsolide edip Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tekrar eski sisteme dönüştürme konusundaki bir gayret, girişim ve çağrısı söz konusu olmuştu. Tam da o sıralarda Sayın Devlet Bahçeli, ‘’Eğer siz böyle bir şey düşünür, böyle bir şeye girer, sistemi tartışılır hale getirirseniz milletin onayladığı, kabul ettiği ve artık bundan sonra uyum yasalarının, çalışmalarının, kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmesinin söz konusu olduğu bir sistemi tekrar tartışma konusu haline getirecekseniz bunun başka sıkıntıları olacak. O zaman biz de bu sistemi getiren ve yeni getirilen sistemin kurucu unsurları olan Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de o zaman burada bloklaşırız…’’ dedi. Yani o zaman biz de ittifak yaparız. Çünkü bu Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde üç önemli siyasi olaydan birisidir. İlki Cumhuriyet’in kurulmasıydı. İkincisi 1946 Çok Partili Demokratik Sisteme geçilmesiydi. Üçüncüsü de 2017 16 Nisan’ındaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmiş olması. Yani referandumda kabul edilmiş olması.
Bu kadar önemli olan, devlet ve ülke bekası açısından hakikaten gerekli görülen bu sistemin uygulamaya geçip tüm kurum ve kurallarıyla kusursuz bir biçimde uygulamasının yapılabilmesi için öyleyse bu sisteme inanmış olan partilerin; 1- İktidarda olması lazım, 2- Bunun içinden ittifak yapması lazım.
Biz de açıkça söylüyoruz, ülkenin içinde bulunduğu şartları da dikkate aldığımızda son dönemde terör, dış politika konusundaki Adalet ve Kalkınma Partisi’ne hakikaten şartsız bir şekilde verdiğimiz destek, daha doğrusu devlete, onların bu konudaki politikalarına verdiğimiz destekleri de düşündüğümüzde biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu ittifaktan yanayız dedik ve karşılığında Adalet ve Kalkınma Partisi ve Sayın Cumhurbaşkanı da buna bir olumlu yaklaşımla ittifak konusu bugünkü aşamasına geldi.
KILIÇDAROĞLU’NUN SEÇİMDE %60’LIK OY BEKLENTİSİNİN GERÇEKÇİ OLMADIĞI CHP YÖNETİCİLERİNİN AGRESİFLİĞİNDEN BELLİ
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘’Seçimde beklentim %60 ‘’ söylemini ayakları yere basan bir açıklama olarak değerlendirir misiniz?
KARAKAYA: Kesinlikle değil. Yani şöyle; Cumhuriyet Halk Partisi yönetici ve temsilcilerinin bu kadar agresif olması ve özellikle de Sayın Genel Başkanımıza , çoğu zamanda edebi, adabı aşan ifadelerle konuşmaları bunun en bariz göstergesidir. Öyle %60 falan alacak durumları söz konusuysa niye bu kadar agresif oluyorlar? Bu sisteme bu kadar niye karşı çıkıyorlar? Sistem onlara %60 kazandırıyorsa, otursun bayram etsinler. O zaman Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür etsinler, bizi bu hale getirdi desinler. Yani diyorlar bizi bu hale getirdi diye ama işte ne oldu biliyor musunuz?
İşte bu ittifak konuları, bu düzenlemeler söz konusu olunca o %49 paramparça, darmadağın oldu.
Kılıçdaroğlu diyordu, dediğini yapsın.%49’un tarafında olanları aynı şeyin içinde toplayacağız diyordu. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Devlet Bahçeli ittifakı oluşturarak ona yasal zemin oluşturarak, onların %49’luk bloğu konsolide etmelerine bir yasal zemin hazırlamış oldu. %49’un içinde kim vardı? CHP vardı, Kim vardı? HDP vardı. Kim vardı, İP vardı, onun mensupları, o oluşum vardı, o dönem henüz parti kurulmadı ama MHP’den o dönemde 5 milletvekili istifa etti
‘’Meclis’te o değişikliğe evet demeyeceğiz’’ diye. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu da diyor ki ben bu oluşumu, ben bunları konsolide edeceğim. %49,yanına da 2 alacağım, Cumhurbaşkanlığı’nı alacağım, ondan sonra da sistemi değiştireceğim diyor. Yani Kılıçdaroğlu’nun dediğine yasal zemin oluşturuldu.
İşte bakın 2019 seçimlerinde çok rahatlıkla yasal ortamda, yani kimse kimseyle kavga da etmez, gürültü de çıkarmaz. Partisi orada, verilen oy orada, aldığı oy da ve bir araya getiriliyor. Yani burada bu yaklaşım aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin söylediği yaklaşım.
Büyük konuşmak bizim hem inancımızda, hem geleneklerimizde, hem geçmişteki tecrübelere dayalı olarak bir atasözü haline gelmiş haliyle baktığımızda çok önemli. Derler ya;
‘’Büyük lokma ye, büyük konuşma’’ diye.
Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi söyledikleri sözün şeyinde değil. Anayasa değişikliğinden önce ne diyorlardı? Bu sistemde Türkiye’de iki tane parti kalacak, biri Adalet ve Kalkınma Partisi, diğeri CHP diyordu. Peki, nasıl olacak? İşte o oraya, bu buraya.
MHP ile Ak Parti ittifak yapıyor, dediler ki MHP bitiyor. Gidip Ak Parti’ye şey oluyor. Yani
‘’bu ittifak mı, ittihat mı?’’ gibi sorular sordular. Bir ara da onu tartıştılar. İyi. Sen de git HDP ile İP’i al, büyük parti ol. Ya da ne bileyim o şey içerisinde. Yani söyledikleriyle yaptıkları, bir hafta önce söyledikleriyle, bir hafta sonra söyledikleri tamamen birbirine zıt, çelişkililer.
Hala
Cumhuriyet Halk Partisi 10 Ekim 2016 tarihinden bu yana, bu anayasa değişikliği konusunun gündeme geldiğinden bu yana kendine bir söylem geliştiremedi. Yani bir ağız birliği de yok bunlarda. Tek bir şey var.
Hakaret konusunda birliktelik sağlıyorlar. Dolayısıyla partileri için bir politika, bir birliktelik oluşturacak söylemi dahi oluşturabilmiş değiller. Bu hafta söylediklerini bir sonraki hafta söyledikleri başka bir şeyle çürütüyorlar. Birinin söylediğini, aynı anda eş zamanlı biri başka tarafta başka bir şey söyleyerek çürütüyor. Bunların işi zor, yani kötü.
SOKAĞI ZORLAMAK CHP’NİN BOYUNU AŞAR, GÜÇLERİ YETMEZ
CHP’nin son kurultayında Parti Meclisi’ne seçilen isimlerle birlikte ‘’Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez’’ sloganından rahatsız olan Sera Kadıgil ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na baktığınızda nasıl bir fotoğraf ortaya çıkıyor, Seçilenlere baktığımızda yeni dönemdeki CHP’nin politikalarına dair ne tür işaretler alıyoruz, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bir sokak denemesi ihtimali görüyor musunuz?
KARAKAYA: Sokak denemesinden kastınız?
Sokağı zorlamak, sokak eylemleri üzerinden %49’luk kesimi konsolide etmek için
Onlara güçleri de yetmez hadleri de yetmez, dolayısıyla o konuyu ben bir alternatif olarak görmüyorum. Yani gönülleri isteyebilir, uğraşabilirler ama öyle altından kalkabilecekleri bir şey değil. Onların boyunu aşar.
KARAKAYA: Şimdi, buradaki asıl şey şu; Cumhuriyet Halka Partisi’nin bugün Meclis’e, Parti Meclisi’ne girenler ya da il başkanı seçilenler değil bunlar tabii ki sosyal medyanın bir çok eleştirdiğimiz yönleri var ama böyle güzel tarafları da var. Şu anlamda güzel tarafları var. Yani insanların geçmişlerini de bir şekilde objektif bir şekilde ortaya koyabiliyor. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetiminde, Parti Meclis yönetiminde, parti yönetiminde olanlar çok mu farklı?
Cumhuriyet Halk partisi hakikaten eski marjinal sol grupların eline geçti. Cumhuriyet Halk Partisi hani hep övündükleri Atatürk’ün partisi olma niteliğini, hakkını bana göre yok eden bir siyasi parti. Şimdi bir tarafta Mustafa Kemal Atatürk’e bakın, bir tarafta şu anki CHP yönetimine bakın. Hiçbir fikirde, idealde, ülküde hiçbir birlik var mı? Düşünebiliyor musunuz? Diyor ki;
‘’ Şehitler ölmez vatan bölünmez sloganından tiksindiğim kadar hiçbir şeyden tiksinmiyorum’’.
Biz de sizden tiksiniyoruz. Bunu diyenden ben de tiksiniyorum. Hiç kusura bakmasınlar.
Öbür tarafta geçtiğimiz aylarda İstanbul İl Başkanı’nın söylediği bir çok şey tartışıldı. Farklı değil ki. Yani şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’ni yöneten ve yönlendiren zihniyetin ürünleri bunlar.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin asıl sorunu kendi içinde. Dolayısıyla bunlar partiyi bu hale getirdiler. Hakikaten sokakta bizim o eski Cumhuriyet Halk Parti’lilerden köklü aileler vardı. Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren her kesimden. Şimdi bu insanlar özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni yönetimini, onların davranışlarını, bu milletin değerlerine hakaretlerini gördükçe, bunlar şeylerini kaybettiler. Yani o kadar şey anlatıyorlar ki, o kadar çok şeyi eleştiriyorlar ki, bu kadar eleştiri yapıyorsanız, yani oylarınız niye aşağı doğru gitmeye başladı.
Bunlar Devlet Bahçeli’yi kendilerine düşman olarak seçmişler. Niye? Çünkü Devlet Bahçeli aslında bunların ipini pazara çıkardı. Bunların ne olduğu, belki normal bir zamanda olsa, sistem değişiklikleri olmasa bu kadar ortaya çıkmayacaktı. Kendi içinde kapanıp gidecekti ama kaybettikçe, zorda kaldıkça agresifleştiler. Yani %49-49 dediler, şu yapıyla birlikte %49 darmadağın oldu. Şimdi bu ittifakla birlikte 2019’la ilgili sokaktaki vatandaşın, iş adamının, memurun, esnafın gelecekle ilgili beklentileri ne oldu? Bu ittifakın bu ülkeyi götüreceği, bu ülkeyi bir şekilde tekrar yönetime gelerek şu anki beka sorununu çözeceği yönünde bir algı oluştu. Şu andaki sokaktaki algı bu. Son derece önemli ve değerli bir algı. Onun için biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2019 seçimlerine kadar geçen süre içerisinde uyum çalışmalarının bir an önce yapılması, bunun en iyi şekilde yapılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
REFERANDUMDAKİ %51,4 ‘’EVET’’ OYU AK PARTİ-MHP İTTİFAKININ EN ZAYIF NOKTASIYDI
Özellikle medyada beslenen Cumhur İttifakı ile ilgili olarak ‘’MHP tabanını henüz ikna edebilmiş değil‘’ algısı için ne söylemek istersiniz?
KARAKAYA: Bunu hep söylediler. Anayasa değişikliği sırasında da söylediler. MHP tabanı kesinlikle oy vermiyor dediler. Öyle dediler, böyle dediler. Oy vermeyen oldu mu? Elbette olmuştur. Sonuçta bu Anayasa değişikliği referandumunda. İttifakla bağlantılı konuşuyorum. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği referandumu aslında Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi ittifakının, o dönemdeki güç birliği ve bir araya gelmesinin en zayıf noktasıydı. Şimdi o noktada ne oldu? %51,4 oyla referandum ‘’evet’’ olarak kabul gördü.
KILIÇDAROĞLU, 2014 YEREL SEÇİMLERİNDE ANKARA SOKAKLARINDA BOZKURT İŞARETİ YAPARAK GEZEN BİR GENEL BAŞKAN
Ama Kemal Kılıçdaroğlu, "Yüksek Seçim Kurulu’ndaki çete bu sonuçları değiştirdi " diyor.
KARAKAYA: Aslında o dediği şeyin sonuçlarla alakası yok. Kemal Kılıçdaroğlu’nu biliyorum, her şeye giriyor. Şimdi onların parti yöneticilerinin edepsizliklerini yapmak istemiyorum. Genel Başkan’a karşı adaptan, edepten uzak şey yapmak istemiyorum. Kemal Kılıçdaroğlu 2014 yerel seçimlerinde Ankara sokaklarında bozkurt işareti yapıp gezen bir genel başkan. Biliyorsunuz o dönem ben de adaydım. Kemal Kılıçdaroğlu onu demiş bunu demiş çok da önemli değil.
%51,4 Adalet ve Kalkınma Partisi, MHP ittifakının en zayıf yeridir. Bugün itibariyle ben şunu net bir şekilde ifade edebilirim, bu ittifak, bakın hükümet kurmaya yönelik, artı her parti kendi tüzel kişiliğini koruyor, ittifakta Milliyetçi Hareket Partili getirecek kendi partisine oy verecek. Adalet ve Kalkınma Partili de kendi partisine oy verecek. Ama burada bir ittifak var, bir iyi niyet, bir araya gelme. Bu da bir ‘’Cumhur İttifakı’’dır. ‘’Cumhur İttifakı’’ nereye yönlendiriliyor? Cumhurbaşkanlığı’na yönlendiriliyor. Onun için burada bir hükümet kurma, daha doğrusu Cumhurbaşkanı seçme, yürütmeyi seçme, yasamayı seçme. Dolayısıyla burada böyle bir durum varken Milliyetçi Hareket Partililer gidipte buradaki ittifaka oy vermemek için CHP-HDP-İP ittifakına mı verecek, böyle bir şey olabilir mi? Onu söylüyorlar, referandumda da söylediler. Göreceğiz 2019’da.
BUGÜNKÜ CHP YÖNETİMİ ABDULLAH ÖCALAN’I BİLE İTTİFAK ADAYI YAPABİLİR.
Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı’na aday olmalı mı sizce?
KARAKAYA: Orayla hiç ilgilenmiyoruz ama ittifak olarak bir aday çıkaracaklar anladığım kadarıyla. Bulurlar onlar Abdullah Öcalan’ı bile ittifak adayı yapabilirler onlar. Onların şeyinde yatan o. Şu anki CHP yönetimi için tırnak içinde söylüyorum, CHP tabanı için söylemiyorum. Son derece de saygı duyuyorum ama şu anki yönetimden her şey beklenebilir, önümüzdeki günlerde belki öyle bir şey bile tartışılabilir. Bir de başka yerlerden ne, nasıl gelecek? Bir ittifak olacak yani, bu ittifakta öyle gözüküyor ki Fetö de bu ittifakların bir yerinde olacak. Şu an Türkiye’de kendisine en uygun pozisyon neredeyse oralarda bir ittifak arayışı içerisinde açıktan, örtülü neyse açıktan biraz zor yapar ama yapacak ama dolayısıyla hepsi bir araya gelecek diye düşünüyorum.