Kanal D’nin sevilen dizisi Meryem’in Savaş’ı Furkan Andıç iş ve özel hayatına dair merak edilenleri Elele’ye anlattı.
Rol aldığınız ilk dizinin setini hatırlıyorsunuzdur, neler hissetmiştiniz?
Kolej Günlüğü dizisiydi, 2011 senesi. Çok heyecanlıydım. Hiç bilmediğim bir ekosistemdi benim için. Ancak ilk defa bulunmama rağmen kendimi oraya ait hissetmiştim. Bu çok özel bir duyguydu.
Hangi filmin hangi karakterini canlandırmak isterdiniz?
Roberto Benigni’nin yazıp yönetip oynadığı Life is Beautiful filmindeki Guido karakterini.
Oynayacağınız karaktere nasıl hazırlanıyorsunuz, örnek aldığınız bir oyunculuk metodu var mı ya da o karakteri özümsemek için bulduğunuz yöntemler?
Bağlı kalarak takip ettiğim tek bir oyunculuk metodu yok. Birçok farklı metottan parçalar birleştirmeye çalışıyorum. Canlandıracağım karaktere hazırlanırken karakterin belleğini yaratan, onu o yapan özellikleri irdeleyip ona psikolojik bir perspektiften bakmaya özen gösteriyorum. Bu sırada onun zihnine girecek soruları sormaya çalışıyorum. Bu da hayal gücümü kullanarak oluyor.
‘Onun filmlerini kaçırmam’ dediğiniz bir yönetmen var mı, onu sizi için özel kılan yanı ne?
Christopher Nolan. Gerek kurduğu dünya, gerek diyalog yansıtmaları ile hikaye anlatımı beni içine çekiyor.
Onunla konuşma fırsatı bulsanız ona ne sorardınız peki?
‘Yaratıcılığınızın kaynağı ne?’ diye sorarım. Nedir onu besleyen merak ediyorum.
Kıskançlık, sahiplenme, bağımlılık… Aşık olduğunuz zaman en çok hangi duygular hakim oluyor size?
Aşık olunca birçok duyguyu beslediğimizi düşünüyorum. Hatta yaşadığımız her duyguyu çok daha yoğun deneyimliyoruz. Sahiplenme, şefkat ilk aklıma gelenler.
Ölmeden önce mutlaka yapılacaklar listenizde ilk sırada ne var?
Her şeyi bir kenara bırakıp tropik bir adaya yerleşmek.
Kedi mi yoksa köpek mi? Evde hayvan besliyor musunuz?
Hem kedi hem köpek ama kedi sahibiyim. İki kedim var, biri ailemle yaşıyor, diğeri ise benimle.
Sizi en çok neler heyecanlandırır, mutlu eder ve üzer?
Gitme fikri beni çok heyecanlandırıyor. Tatile, oraya buraya. Bir şekilde hareket ediyor olmak mutlu ediyor. Yeni bir şeyler denemek de buna dahil. Mutlu olmak için çok büyük bir beklentim olmadı hiç. Genel olarak mutlu ve pozitif bir insan olduğuma inanıyorum. Arkadaşlarımın yanımda olması beni mutlu ediyor. Çok emek verdiğim bir şeyin beklentimi karşılamaması beni çok üzer, bir de iyi niyetimin suistimal edilmesi.
Gece insanı mısınız yoksa gündüz insanı mı? Günün hangi zamanlarında daha zinde, yaratıcı ve mutlusunuz?
Gece insanıyım. Daha çok kendimle kalabildiğim için birçok soruya cevap bulabiliyorum. Bu da beni mutlu ediyor.
Yemekle aranız nasıl? Yemek yapmayı sever misiniz? Sevdiğiniz ya da pişirmekte iddialı olduğunuz bir yemek var mı?
Yemek yapmayı severim ama buna zaman ayıramıyorum. Mutfakta vakit geçirmenin her zaman keyifli ve dinlendirici olduğunu düşünmüşümdür. Omlet çeşitlerim iyidir mesela.
En zayıf yanınız ne?
Çabuk heyecanlanıyorum. Bunun etkisi ile hata yapmayı çok yaşadım.
Bugüne kadar yaşadığınız en büyük pişmanlık ne?
Bir enstrüman çalmayı öğrenmediğim için çok pişmanım. İnşallah günün birinde gerçekleştirerek bu pişmanlığıma son vereceğim.
Bugüne kadar yaşadığınız en ilginç deneyim neydi?
Bali seyahatim. Daha önce tanık olmadığım bir
yaşam ortamıydı. Bunun yanında kişisel olarak da çok etkileyici deneyimler yaşadım.
En sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönleriniz neler?
İnsanlarla kolay anlaşırım ve genellikle çözüm odaklıyım. Bunun yanında enerjisi yüksek, pozitif bir karakter olduğumu düşünüyorum. Sevmediğim yönüm olarak unutkanlığımı söyleyebilirim. Zaman zaman fevri olabiliyorum. Bunların yanında çabuk affediyorum. Bu özelliğimi sevmiyorum.
Kimsenin sizi yargılayamayacağı bir dünyada neyi yapma özgürlüğünüzün olmasını isterdiniz?
Park etmeye özen göstermezdim.
En çok gurur duyduğunuz özelliğiniz ne?
Samimi olmam.
Sezona güçlü bir işle girdiniz. Meryem dizisi de başarısını devam ettiriyor. Bu kadar sevileceğini tahmin etmiş miydiniz?
Açıkçası en başından beri sevileceğini hissediyordum. Öncelikle senaryosu çok kuvvetli bir iş. Tüm karakterlerin bağlantılı ama özgün hikayeleri var, bu da seyircinin ilgisini çekiyor. Benim canlandırdığım Savaş karakteri de kendimi geliştirebildiğim, sınırlarımı zorladığım bir rol. Genel hikaye içinde Savaş’ın yaşadığı duygu değişimleri de bu karakteri canlandırmak istememdeki en büyük etkenlerden oldu. En başından beri bütün ekip o kadar çok emek verdik ki bu emeklerin karşılığında bu başarıya ulaştık sanırım. Bizim için de büyük bir motivasyon kaynağı oluyor bu.