Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yalnız ATV’yi İstiyor! DP'de Neler Oluyor?
Talat Atilla
YAZARLAR
19 Mart 2012 Pazartesi

Yalnız ATV’yi İstiyor! DP'de Neler Oluyor?

Murdoch Başbakan’a, “Yalnız ATV’yi istiyorum” dedi

Sabah ATV’nin Çalık’a satışında kredi bulmak için Başbakan Erdoğan bizzat devreye girmiş ve istediği desteği de Arap coğrafyasından almıştı. Geçmişte krediyi bulan Erdoğan, Sabah’a olan ilgisini hala sürdürüyor. Şimdi de Sabah’ın satışı için devrede.

Geçtiğimiz günlerde medya devi Murdoch, Başbakanlık’a geldi ve pazarlık masasına oturuldu. Geçen hafta Murdoch-Başbakan görüşmesinin perde arkasını öğrenemediğimi, görüşme sonrasında Erdoğan’ın, Murdoch tarafından hediye edilen boş çeyrek isimli kitabı kızgın bir şekilde koltuğun üzerine fırlattığını yazmıştım.

Nihayet Murdoch-Erdoğan görüşmesinin perde arkasına da ulaştım.

Murdoch’un Başbakanlıktaki görüşmesinde Turkuvaz Grubu’ndaki varlıklar konusundaki ayrıntılı bilgisi Erdoğan’ı hayli şaşırtmış. Medya devi dersine iyi çalışmış. Murdoch, Başbakan Erdoğan’a ATV hariç gruptaki diğer markaların yeterince kar etmediğini kendindeki bilgiler çerçevesinde anlatmış ve sadece ATV’yle ilgilendiğinin altını kalın harflerle çizmiş. Son not ; Başbakan Erdoğan Murdoch’un bu sözlerini mimiksiz ve sessizlikle karşıladı.

 

Son tuğlaya kadar!

DP,  siyasetteki varlığı sıfıra yakın bir değere tekabül etse de, 81 ilde 100’ü aşkın gayrimenkulün sahibi. Gayrimenkul rakamlarını yanlış vermiş olabilirim. Çünkü şu satırları yazdığım anda bile DP yönetimi gayrimenkullerinden birisini satmış olabilir. DP’nin mirası tek tek eriyor... Kime, kaça, neden, hangi şartlarla satıldığı ve bu paraların nereye harcandığına dair ne resmi bir açıklama, ne de sitelerinde bir bilgi var. DP yönetiminin en ilgi çekici satışı DYP-ANAP birleşmesinden sonra DP’ye geçen eski Anavatan genel merkez binası oldu. Bir inşaat firmasıyla bu alan için 31 katlı iş merkezi ve rezidans yapımı için “yüzde 50-50” el sıkışan DP yönetimi, her sıkıştığında bu hisselerini de tek tek satmaya başladı. Öyle anlaşılıyor ki; son bina, son tuğlaya kadar bu satışlar sürecek. Söz DP’den açılmışken; yaklaşan kongrede Zeybek’in yeniden aday olacağı, Kesici’nin şu ana kadar ikna edilemediği, DP eski genel başkan yardımcılarından Gültekin Uysal’ın 29 il başkanının desteği ile genel başkanlığa aday olacağı konuşuluyor.

 

Başbakanlığa “Strafor” lazım!

Kim ne derse desin; ABD’nin yeni icadı Stratfor denen kuruluş adeta “Gölge CIA” gibi görev yapıyor. Resmi kuruluşları bağlayan çok sayıda yasa olduğu için Stratfor özel sektörde bir istihbarat kuruluşu ve kıtalar arası, ülkeler arası faaliyetlerinde yasal mevzuatlara takılmadan hareket ediyor. İstediği parayı istediğine veriyor, istediği bilgiyi alıyor ve özel olduğu için kimse hesap da soramıyor.

Hükümetin Dış Politika Danışmanı başta olmak üzere yakın ekibi Stratfor’la o derece içli dışlı olmuş ki, Başbakanlık’ın sızdırmazlığı delik deşik olmuş, adeta kevgire dönmüş.

Kalın ile Davutoğlu ekibinin mücadelesi eskiden beri bilinir. Wikileaks’ın yayınladığı Kalın ve çevresine ait olduğu iddia edilen bilgileri okuyan Davutoğlu ekibinden birisi espriyi patlatmış, “Stratfor’un deliklerini kapatmak için Başbakanlığa STRAFOR bile kâfi gelmez.” diye…

* “strafor” bina yalıtımlarında kullanılan malzeme…

 

Batan gemiyi seyre dalmak

Erbakan’ın çocukları arasındaki miras ve zimmet kavgası bir davanın çöküşü aslında. Neresinden bakarsanız rezil bir fotoğraf bu… Milli Görüş hareketi bir Erbakan hareketidir ve gazete sayfalarına taşınan evlatları arasındaki mal kavgası nedeniyle hayırla yâd edilecek hatırası bile kalmayacak hale geldi. Asıl ilginç olan, bunu sessiz bir memnuniyet içinde izleyenler… Muhalif ve dik duran bir iki örnek dışında hemen bütün medyaya sözünü geçirebilen, müdahale edebilen hükümetin, Erbakan’ın hatırasının üstüne beton döken bu haberleri sessizce seyredişi oldukça ilginç. Erbakan efsanesinin bitmesi ve aynı kulvarda minicik bile olsa bir “Saadet” alternatifi kalmaması için olmalı bu sessiz seyrediş… Eski “Hocaları” davalarının lideri Erbakan hakkındaki bu yayınlar için kılını kıpırdatmayan aynı ekip, sıradan bir AKP’li bakan hatta milletvekili için benzer bir yayın yapılsa medyanın üstünde kıyamet kopartırdı. 

İşte buna zımni, yani örtülü sevinç diyoruz!

 

Kızdı!

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın psikolojik rezerv koyduğu gazetecilerden birisi Milliyet yazarı Hasan Cemal… Hatırlarsanız; Erdoğan, Hasan Cemal’in kendisini eleştiren bir yazısı üzerine, “Terör örgütü ile röportaj yapanlar bize akıl veremezler.” diyerek, Cemal’a gönderme yapmıştı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erdoğan gibi katı bir rezervi olmadığı biliniyor. Gül’ün geçtiğimiz hafta Tunus’a giderken yanına aldığı gazetecilerden birisi de Hasan Cemal’di. Gül’ün Hasan Cemal’i uçağına almasının Başbakanlık koridorlarında öfkeyle karşılandığı, Erdoğan’ın, “Abdullah Bey bunları bilinçli yapıyor.” şeklinde tepki verdiği iddia ediliyor.

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 22 Mart 2012 Perşembe 21:25
Gülay sen bu konuda benim aldığım eğitimde yanımda stajyer bile olamazsın!KCk tutuklamaları nasıl yapılıyormuş?Bu seni rahatsızmı ediyor?Saçmalama oradan buradan okuduğun üçbeş sloganla burada bilgiçlik taslama.Ahmet şık tutuklanmayı sonuna kadar haketti.KCK tutuklamalarını bile savunan siz gibilere söyleyecek sözüm yok!Onları sizler gibi bebelerden çok iyi tanırım.Hemde çok yakından.Eniyisimi sen bu konuda sus ve kendine gel.
 Misafir
 22 Mart 2012 Perşembe 17:38
Gülay/Totem hep ucuzluktan bahsedersin.Şu yorumlarına bak.Perinçek o görüşmeleri neden yaptı?Bak sürekli ortaya dökülüyor ergenekon davasının gladyoyu açığa çıkartma davası olmadığı.BOP için mıntıka temizliği yapıldığı.Perinçeğin neyi savunduğunu oku da PKK ile ilişkisini öğren.KCK da yapılan tutuklamalarında nasıl yapıldığı ortada.Ahmet Şıkın neden tutuklandığı ortada.Zırva vallahi tevil götürüyor.Kesin kafandaki bağlantılar sorunlu-ters.İyi lobici olabilirdin.Uygun eğitimi almış olsaydın:))
 hulya
 22 Mart 2012 Perşembe 13:42
İmralıdan (oraya normal bir vatandaşın ulaşması imkansızken) talimatları kandil'e ulaştıranlara "GIK"ı çıkmayanların, para kazanmak için kitap yazan ve gerçeklere ulaşmak isteyen yazarlara ŞAHİN kesilmeleri çok İNTERESAAN:))
 TOTEM
 22 Mart 2012 Perşembe 13:19
Yaa kardeşim Apo ile Pkk kamplarında resimler çektirip Pkk sözde bölüğünü denetleyen Perinçeki ve Yine Pkk nın srtatejistliğini yapan ve Almanya da gösterilerde sloganlar atan Yalçın Küçüğü savunacak sonra da utanmadan Birilerini Pkk ile işbirliği yapmakla suçlayacaksınız.Şu an Pkk ile çatışan ve hergün Kck tutuklamaları yapan Hükümete Pkk işbirlikçisi deyip Kck tutuklularıda derhal salıverilmeli diyen Ahmet Şık ı vatansever ilan edeceksiniz.Sizde hiç utanma yokmu?
 Misafir
 22 Mart 2012 Perşembe 11:04
terör örgütüyle röportaj yapanlar,teröe örgütü başına sayın diyenlere akıl veremezler....
 TOTEM
 21 Mart 2012 Çarşamba 15:08
Sayın Atilla Ülke nin her yeri savaş meydanı!O özgürlük mücadelesi yaptığı söylenip sevgili Ahmet Şık ve diğerlerinin savunduğu,İstanbul barosunun Tutuklandı diye yürüdüğü kack avukatlarının organize ettiği Pkk sempatizanları şehirleri yakıp yıkıyor,Bdp milletvekilleri devlete alenen meydan okuyor.Ama bakıyorum siz dahil tüm Türktime yazarları bu olan bitene kulaklarını ve gözlerini kapatmış kendi derdinde.bunlar hükümetin sorunu demeyin sakın bunlar hepimizin sorunu.Ülke hepimizin.
 TOTEM
 21 Mart 2012 Çarşamba 11:07
Dün tek bir yorumum bile yayınlanmadı.Saldırı ve hakaret içermeyen yorumlarımın keyfi olarak sansürlenmesini şiddetle protesto ediyorum.Özellikle yazarların hakaret ve saldırı içeren yazılarına bakınca benim onların yanında masum kalan yorumlarımın çöpe atılması hiçbir şekilde izah edilemez.
 hulya
 21 Mart 2012 Çarşamba 10:18
Sevgili Totem kısıtlanmak nasıl bir duyguymuş şimdi anladınmı? Şaka bir yana.Bu kadar kendini üzme ya benimde kaç tane yayınlamadı,ben yayınlamayınca seviniyorum bile.Belkide bizi koruyorlardır diye mutlu olabilirsin:))
 Misafir
 21 Mart 2012 Çarşamba 03:23
Örtülü sevinç yaşayanların da,bazı gazetelerin manşet haberi sebebi ile 28 şubat acısını çıkarıyorlar diye şecaat arz ederken, " 28 şubat kime yapılmıştı,Erbakan'a'(ama,nasıl da silkeleyip iktidar olduk hani)" diyerek durum belirtmeleri de ayrı karamizah!
 TOTEM
 20 Mart 2012 Salı 22:02
Sayın Atilla bugün yazdığım hiçbir yorum yayınlanmadı bunu şiddetle protesto ediyorum ve hergün bu durumu tekrar tekrar dile getiteceğim ta kisiz bu sansürün nedenini ve bugünkü editörrün bunu neden yaptığını açıklayana kadar.Editör istersen bunuda yayınlama ama ben hergün bugün bana uyguladığın sansürü burada ve gerekirse başka platformlarda dile getireceğim.Bu gün bana ureva görülen muamelenin asla peşini bırakmayacağım.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime