Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ölüm Simsarlığı ve Titreme Zamanı
Alper Tan
YAZARLAR
19 Şubat 2015 Perşembe

Ölüm Simsarlığı ve Titreme Zamanı

Mersin’de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın canice katledilmesi üzerine “kadına karşı cinayetler” konusunda yeni bir farkındalık kampanyası başladı. Bu konudaki duyarlılığı artırma maksadıyla ülkenin çeşitli yerlerinde protestolar, kınamalar ve başka faaliyetler yapılıyor. Genel manada bu hassasiyet ve tepki, olumlu ve olması gereken bir durum. Hatta daha çok farkındalık için daha fazla faaliyetler de gerekir.
Fakat bu konuda farkındalık oluşturma bahanesiyle yapılan bazı faaliyetler ne yazık ki utanç verici şekle dönüştü. Özgecan’ın hunharca yakılmış naaşı üzerinden TV ratinglerini yükseltme, internet sitelerinin “tık” sayısını arttırma, TV’de yapılan şenliğe ve eğlenceye Özgecan’ın resimlerini yakalara takarak göbek atma, kadına karşı cinayetlerde uluslararası farkındalık adı altında kadınların topluca sokak dansı yapma bayağılıklarını izledik.
Bir gazetenin, “kadınları taciz” konusunda, “hadi sen de anlat” kampanyası başlatarak tacizi olayını sıradanlaştırma çabaları gibi iğrençlikler de cabası.
Ülke olarak Özgecan’ın katledilmesi üzerinden “kadına karşı cinayetleri” tartışırken “dükkanın camına kar topu attı” diye oracıkta öldürülen Nuh Köklü’yü nasıl izah edeceğiz? Bu da mı kadın cinayeti? İstanbul Çengelköy’de, karısı Kübra Kart’ı öldürüp-parçalayıp çöpe atan Tahir Kart’ı nasıl tanımlayacağız? Hadi Mersin’de Özgecan’ı katleden katile “psikopat” dedik kurtulduk. Çengelköy’deki olayı “cinnet” diyerek geçiştirdik. Nuh Köklü’yü öldüren “şizofrenmiş” dedik kapattık. Tam da bu tartışmalar milletin gündemindeyken, TBMM’deki kapalı oturumda milletin vekillerinin yumruklu tokmaklı birbirlerine girmelerine ne diyeceğiz? Bunu nasıl izah etmeyi düşünüyoruz. Bu cinnet hali nerelerden kaynaklanıyor?
Topyekün bu yaşananlar aslında millet olarak üzerinde yoğun bir şekilde düşünmemizi gerektirmiyor mu?
Günübirlik gazete ve televizyon haberleri üzerinden yorum ve kanaat serdetme dışında bu duruma derinlemesine kafa yoran birileri var mıdır? Mesela üniversitelerimiz ne işe yararlar? Öğrenci sayılarını arttırma, yeni binalar yapma, maaş azlığı nedeniyle ağlama, rektör ve dekan olma gayretleri dışında, sayıları 200’e yaklaşan üniversitelerimizin bilimsel faaliyetleri de var mıdır acaba?
Mesela yıllarca gündemde kalan Münevver Karabulut cinayetinin sebeplerini ve kökenini araştıran bir akademik kurum var mıdır? Münevveri öldüren Cem Garipoğlu’nun neden intihar ettiğini araştıran ve oralardan ders ve ibret çıkarmaya çalışan, toplumu aydınlatmak ve bilinçlendirmek için uğraşan bir akademik faaliyet olmuş mudur?
Bu insanlar, nasıl bir aile ortamında, hangi maddi şartlarda, hangi manevi atmosferde, hangi sosyal çevrede bu hale geliyorlar? Arkadaş çevrelerinin, izledikleri yayınların, takip ettikleri internet sitelerinin, oynadıkları bilgisayar oyunlarının etkileri var mıdır? Eğitimli veya eğitimsiz olmaları bir etken midir? Eğitim arttıkça risk düşüyor mu? Sosyo-ekonomik statünün yeri nedir?
Mesela Münevver’i katleden Cem Garipoğlu varlıklı bir ailenin evladı idi. Özgecan’ı katleden Ahmet Suphi Altındöken fakir bir ailenin çocuğu. Konya’da bir kadından dolayı Doç. Celalettin Özdemir'i öldüren Ahmet Gülce ise bir profesördü.
Zengin çocuğu Cem Garipoğlu, Prof. Ahmet Gülce, dolmuş şoförü Ahmet Suphi Altındöken ve Tahir Kart arasındaki ortak noktalar nelerdir? Onları bu noktaya getiren etkenler nelerdir? Bunların araştırılması gerekmez mi?
Elektronik prangalar, imdat butonları veya polis güvencesi insanları nereye kadar koruyabilir? Koruma ordularıyla dolaşan en meşhur devlet başkanları bile cinayetlerden korunamazlarken bir iki polisin, şiddet gören kadınları kurtaracağına ne kadar güvenebiliriz?
Aileden başlayarak, okulların, çevrenin, medyanın, dizilerin, uydu yayınlarının, internet dünyasının yaşanan kültürel bozuklukların, inanç zafiyetlerinin ve başka faktörlerin mercek altına alınması ve derinlemesine irdelenmesi gerekiyor.
Eski devletin laik nesiller yetiştirme zorbalıklarının, Kur’an kurslarını kapatma noktasına kadar gelen, 28 Şubatçıların din düşmanlıklarının ve ikna odalarını icat edenlerin öğretilerinin bu yaşananlarda hiçbir etkisi olmamış mıdır? 28 Şubat ve öncesinde ekilenleri biçmeye mi başladık?
Millet olarak topyekün kendimizi sorgulama vaktidir. Nerde hata yapıyoruz diye titreme sürecindeyiz. Günübirlik yüzeysel pansuman tedbirler alarak geçiştirmek değil, derin tahliller yaparak radikal adımlar atmak zorundayız. Yoksa her geçen dakikayı kaybediyoruz.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 22 Şubat 2015 Pazar 21:13
Sizde analist oldunuzya ne deyim.
 Misafir
 22 Şubat 2015 Pazar 18:33
PYD yardımıyla S.ŞAH yolunu bulan güçlü Türkiye.GÜÇ polise savcıya RIZAYA Türbeye sökmüyor.Darbe mağduru hökümat ABD 'ye kafa tutan PYD'ye yol veren yeni gısgıcır güçlü ülke masalları Havuz yayıncılıktan YALAN serisinden.
 Misafir
 22 Şubat 2015 Pazar 18:19
Süleyman Şah Türbesi en son Sirkeci taraflarında görülmüş.Yeni Türkiye Ortadoğu ve Balkanların...:-)
 Misafir
 22 Şubat 2015 Pazar 12:55
2 Haftada Cuma kılarız dedikleri Suriye'den türbemizdeki her şeyi bayrak da dahil toplayıp geldik eşi HAMİLE BİR ASTSUBAY DA ŞEHİD.İŞTE MASALLARDAKİ YALANLARDAKİ Yenüüüüü Türkiye.Havuzda satılan kokmuş keklerden.
 Misafir
 21 Şubat 2015 Cumartesi 21:10
birisi "delikanlıysan ortaya çık" diyor. Rakiplerinin televizyonda karşılıklı tartışma meydanokumalarının sayısını hatırlayan var mı? Kaç kere katıldı? Kasımpaşa raconunu bilen bilir, kaçan "tırsık"tır, "telmaşa"dır. Kaavede onunla okey oynanmaz, çayı içilmez, selamı bile alınmaz. Titreyip kendine gelmesi gereken, etrafa korku saçmaya devam ediyorsa bizlere düşen sadece durum tesbiti yapmaktır. Kayda geçsin ki bir gün hesap sorulduğunda herkesin söylenecek sözü olsun.
 Misafir
 21 Şubat 2015 Cumartesi 12:45
Anlaşılan bu iktidarla bu havuzla TÜRKİYE'ye huzur yok.HER GÜN BİR yalan her gün bir ötekileştirme ve korku YASALARI BASKI...SEÇİMİ KAZANSANIZ NE OLACAK? Daha çok gerilim daha çok hortum daha çok YALAN iftira AHLAKSIZLIK.
 Misafir
 21 Şubat 2015 Cumartesi 12:44
28 Şubatçılarla tecavüz olaylarını ilgilendirmek...Bugünküler onlardan daha iyi yiyor baskıysa bugün de alası ALO Fatihler var.Partizanlık insanı reel DÜNYADAN uzaklaştırıyor.HAVUZsa reelden öte sanal dünyadan bile çıkmış: Umut ORAN'la yazışılan cinayet anlatan TWİTLER yayımlıyor.F.AVNÎ'yi bulmuşlardı.Bugün, delikanlıysan çık ortaya denmiş.A.DÖNMEZ'in % 10 ADLI KİTABINI BİNALİ BEY yasaklatmak İSTİYOR.SİZ SAVUNUN bu yumrukçuları hurmacıları ve ÇIKACAK darbe yasalarını ALPER TAN "YENİ"LİK OLSUN.
 Misafir
 20 Şubat 2015 Cuma 22:02
Sümmeyye Erdoğan haberiyle HAVUZ Tüm ZAMANLARIN en İNANDIRICI haberini yaptı.Bundan öte haber olamaz.YAZICIOĞLU DOSYASI rafa giderken bunlar ALGI İÇİN piyasada nasıl olsa GERÇEK ÇİZMESİNİ giyene kadar YALAN dünyayı dolaşır.Milletin bir KISMINI iyi
 Misafir
 20 Şubat 2015 Cuma 08:31
Bülent Kuşoğlu aylardır bu tür uyarıları yaza yaza yoruldu ama AKPnin ve onun doruğundakini parlatmak daha ilginç ve "mahsuldar" bulunmuş olmalı. Ne de olsa o bir muhalif, kim dinler ki onu. Makaleyi okunur kılmak için en canalıcı konuyu işlemek pek akıllıca bir seçim olmalı, toplumsal analizler ancak yumurta kapıya dayanınca akla geliyor. Bu konuda olduğu gibi cemaate karşı kavganızda da samimiyetsizlikten muzdaripseniz ancak açlığa mahkum edip bir torba bulgura oylarını devşirdikleriniz dinler
 Misafir
 20 Şubat 2015 Cuma 08:20
derin tahlilde ilk adım, aynaya bakmak, savunduğunuz siyasetin doruğundaki şahsın tek besininin "sürekli gerginlik" olduğunu görebilmek. Hele o aşamayı geçin, sonrası kolay. Artık gönlünüze, vicdanınıza kalmış, kimseyi küstürmeden, fincancı katırlarını ürkütmeden, "işlerimin çokluğu" mu olur, sağlık nedenleri mi, ya da "ailemle daha fazla vakit geçirmek isteği" mi, bir yol bulunur. Kimse sizden "kahraman" olmanızi beklemiyor, vicdanlı olun yeter. O kadarı bile bu sütunlara veda etmenize yeter.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime