Milli unsurların vatanperverlik duyguları ve tam bağımsızlık düşüncesi ile bütünleşen Cumhuriyet fikri, meşakkatli bir sürecin sonunda yaşantılanan bir gerçeğe dönüşebilmişti .., Ancak kurucu iradenin terk-i diyarı ile toprağını ve suyunu yitirmiş bir fidan gibi yavaş bir seyirde, gelişme ve serpilme potansiyelini yitirmişti .., " Biz , dış borç verdiğimiz ülkelerin iç işlerine karışma hakkını satın alırız " şeklindeki emperyalist doktrin karşısında, tam bağımsızlığın ham bir hayal olup olmadığı endişesi ile yüzleşilmişti.., İşte bu sürecin sonunda askeri olarak ileri karakol , siyasi olarak da operasyonel vaha haline gelinene dek ülke almanağı, çeşitli travmatik tarihleri toplumsal belleğine kaydetmiştir..; Sivil ve askeri darbeler ve darbe girişimleri, birden fazla ülkenin espiyonaj faaliyetleri ile koordine yerli iş birlikçi kripto kimliklerin etkinlikleri, süregiden bir devinimde tekrar eden süreçlere dönüşüverdi.. 1960,1971,1980 yılları askeri darbeler yoluyla siyaset ve toplumsal yaşamın tekrardan biçimlendirildiği süreçler iken , 28 Şubat ve 15 Temmuz darbe girişimleri, toplumsal bilinçaltında mühim operasyonel günler olarak yer edindi.., Ancak neredeyse 1 yıl kadar uzun süren bir süreç var ki, toplumsal bilinçaltı çekmecesinden bu dosyayı çıkarmakta azami fayda görmekteyim ..; 1993 yılı..
7 OCAK 1993 : Dünya tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonlarından biri, SAT komandolarının katılımıyla Akdeniz sularında gerçekleştirildi . Ne hikmet ki zanlı , 1994 yılında duruşmaya giderken jandarmanın elinden kaçmayı başardı ...
24 OCAK 1993 : Araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu evinin önünde, aracına konan bombanın infilak etmesi neticesi şehit edildi. Vefatından önce kontragerilla-Pkk bağlantıları ve Kürt dosyası üzerine çalışmakta olan yazarın ölümünden Tevhid-Selam Kudüs ordusu sorumlu tutuldu., Bombayı koyduğu ileri sürülen isim, ne hikmettir ki asla yakalanamadı.., O dönem İşçi partisinde genel başkan olarak görevli olan Doğu Perinçek 2000 yılında şöyle söyleyecekti : " Emniyet işi gücü bırakmış, Uğur Mumcu katilleri imal ediyor. Katil diye ileri sürülenler 3. sınıf Mit ajanlarıdır. Mumcu, SüperNATO tarafından öldürülmüştür" diyecektir.., Yine bu günlerin popüler ismi Mehmet Ağar'ın " Bir tuğla çekersem devlet aşağı iner" başlıklı vecizesi o günlerde tekrardan tedavüle sokuldu ...
28 OCAK 1993 : Musevi iş adamı Jak Kamhi evinin önünde, daha önce az rastlanacak bir suikast planı ile (Law silahı ve otomatik silahlar ) saldırıya uğradı. Şans eseri yara almadan kurtuldu. Olayın faillerinin 1988 yılında Üsküdar'da kurulan " İslami Hareket Süreci " isimli silahlı terör örgütü olduğu açıklandı ...
5 ŞUBAT 1993 : Ülke tarihinin deha siyaset adamlarından sayılan ve vefatı öncesi süreçte Turgut Özal ile birlikte aktif siyasete dönüş çalışmaları da yapan Adnan Kahveci, Bolu yakınlarında açıklanması güç bir trafik kazası ile vefat etti.., Vefatı öncesi süreçte çok önemli yolsuzluk ve usulsüzlük dosyaları üzerinde çalışmakta olan Adnan Kahveci'nin kaza esnasında ters şeritte neden seyretmekte olduğu izah edilemedi ...
17 ŞUBAT 1993 : Jandarma Genel komutanı Eşref Bitlis, içinde bulunduğu uçağın düşmesi neticesi şehit oldu.., Olaydan sadece 10 gün önce İncirlik üzerinden kalkan ABD uçaklarının Pkk'ya yardım yaptığını ifade etmiş olan Bitlis Paşa, Talabani ve Barzani'yi Pkk'ya karşı operasyona katılmaya ikna etmek için yaptığı helikopter seyahatinde de daha önce ABD uçaklarınca taciz edilmişti. " Teknik Arıza " raporu halen daha tartışmalıdır. Ölmeden önce rütbeli personeline söylediği " O çocuğa sahip çıkın " sözünde bahse konu çocuk Cem Ersever'dir ...
17 NİSAN 1993 : Bir gün öncesinde Pkk lideri Abdullah Öcalan süresiz ateşkes kararı aldı ve bir gün sonra Şam'da bu ateşkesi açıklayacaktı .., Ancak 17 Nisan günü Cumhurbaşkanı Turgut Özal, adli tıp raporuna göre kalp krizi neticesi hayat gözlerini yumdu.., O tarihten günümüze dek Özal'ın ölümünün olağan bir vefat olmadığı, biyolojik ya da kimyasal bir zehrin kalp krizini tetiklemiş olabileceğine ilişkin hipotezler tedavülden kalkmamıştır ...
25 MAYIS 1993 : Süresiz ateşkes kararından vaz geçen Öcalan'ın aktif saha eylemleri talimatı ile Pkk sahneyi devralmıştı.., Bingöl- Elazığ yolunda 33 silahsız er şehit edildi. .., 2 Temmuz'da Şırnak'ta karakol baskınında da 16 asker daha şehit edildi .., Sonraki süreçte artık Pkk eylem sayısı ve çeşitliliğini artırmaya devam edecekti ...
2 TEMMUZ 1993 : Pir Sultan Abdal şenlikleri sırasında şair, ozan, sanatçı ve yazarlardan oluşan davetli grubuna yönelik kitlesel bir terör faaliyeti gerçekleştirildi. Davetlilerden 33 kişi ve otel çalışanı 2 kişi feci şekilde can verdi .., Dava süreci boyunca açıklanamayan emniyet ve kolluk kuvvet zafiyeti, yönetimsel hatalar ve yetki kullanım basiretsizlikleri halen daha tartışma konusudur.., Mevcut olgu : Kitlesel şuurun bertaraf edildiği toplu cinnet hali olarak Menemen hadisesi ve Kubilay'ın şehit edilmesi hadisesi ile benzerlikleri mevcuttur ...
4 EYLÜL 1993 : DEP Mardin Milletvekili Mehmet Sincar öldürüldü. Suikastı gerçekleştirenlerin Türk intikam tugayları adlı paramiliter bir örgüt üstlendi. Soruşturmada dönemin joker illegal karakteri " Yeşil " kod adına dahi ulaşıldı ...
22 EKİM 1993 : Diyarbakır Jandarma Bölge komutanı Bahtiyar Aydın, Dragunov silahı ile suikast kurbanı olur. Pkk suikast eylemini kabullenmedi .., Esasında General ,terörün demokratik yollar olmadan çözümlenemeyeceği kanaatini o dönemde dahi ifade edebilmişti .., Olayda derin devlet söylentileri de tekrardan açığa vurulmuş oldu ...
4 KASIM 1993 : Emekli Binbaşı Cem Ersever'in cesedi başında çuval, elleri bağlı vaziyette bulundu .., Başına sıkılan 2 kurşun ile infaz edilmişti.. Eşref Bitlis'in ölümünden bir ay sonra istifa eden Ersever istifa mektubunda ; " Güneydoğu'da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir " demişti .., Meşhur " Yeşil " hakkında ifade vermek için Ankara'ya gelen Ersever'den 24 Ekim tarihinden sonra bir daha haber alınamamıştı ..!