Türkiye’de 2023 seçimlerine takriben 14 aydan biraz fazla bir süre kaldı.
Seçim erkene alınabilir mi acaba? şeklindeki ihtimaller büyük ölçüde bertaraf olmuş gibi görünüyor.
Şu an bütün partiler 2023 seçimlerine odaklanmış durumda.
2023 seçimlerinde kimin kazanacağını şimdiden kestirebilmek mümkün değildir.
Medyada sürekli anketler yayınlanıyor.
Bu anketlerin bir kısmı Cumhurbaşkanı adaylarına yöneliktir.
Bu anketlerin bir kısmı da, aday bazlı yapılmaktadır.
Genellikle bu anketlerde Millet İttifakı cenahında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın öne çıktığı görülüyor.
Anketlerde CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, Millet İttifakı içinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan da fazla tercih edildiği görülüyor.
Zafer Partisi Genel Başkanı eski İyi Partili, daha da eski MHP’li Ümit Özdağ, vatan ve milletin selameti adına Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi çağrısında bulundu.
Peki, Mansur Yavaş bu yöndeki öneri hakkında ne düşünüyor?
Bu soru bizzat Mensur Yavaş’ın kendisine soruldu ve cevabını da verdi:
“Bu tür şeylere yorum yapmıyorum. Benim belediyecilik anlayışıma göre, bir belediye başkanı seçildiği andan itibaren sadece işini yapmalı”.
Mansur Yavaş’ın konuya ilişkin bir başka açıklaması da şu şekilde: “Ben Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım. Yapılan açıklamalar bilgim ve rızam dışındadır”.
Ümit Özdağ, bu yöndeki açıklamalar hakkında, “Mansur Yavaş aday değilim demiyor. Millet İttifakı kendisini aday gösterdiğinde hayır mı diyecek? diyerek, hala Yavaş’ın adaylığının mümkün ve muhtemel olduğu konusunda ısrarcı oldu.
Mansur Yavaş’ın Adaylığı Meselesi
Peki, bütün bu verilere ve bilgilere rağmen, Mansur Yavaş Millet İttifakı tarafından Cumhurbaşkanlığına aday gösterilir mi?
Bunu şimdiden kestirebilmek oldukça zor gibi görünse de, bazı pazıl parçaları bir araya getirildiğinde, bu konuya ilişkin bazı çıkarımlarda bulunabilmek mümkün görünüyor.
Önce Yavaş’ın aday gösterilmek istenmesi talebinin gerisine bakmak gerekir.
Ümit Özdağ da Mansur Yavaş da eski MHP menşeliler.
Bu geçmişteki siyasi aidiyet birlikteliği Özdağ’ın bu önerisinde etkili olmuş olabilir.
Bir diğer faktör de, Mansur Yavaş’ın eski MHP’li olmasına ilave olarak, Millet İttifakı içinde anketlerde en fazla tercih edilen kişi olmasıdır.
Bir başka faktör de, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gibi sık sık polemik yaparak yüzünü lekelendirmiş olmamasıdır.
Yavaş’ın adaylık konusuna ilişkin açıklamalarının geri planında ise daha hiçbir temayül belirtisi olmadığı bir dönemde, Millet İttifakı bileşenleri nezdinde yıpranmamaktır. Hatta, Millet İttifakının kendi adayını şimdiden açıklamamasının temel sebeplerinden biri de 14 aylık süreç içerisinde aday kişinin yıpratılmamasını sağlamaktır. Muhtemelen Yavaş da bu saikle hareket etmiş olabilir.
Diğer yandan, Yavaş’ın, “bodoslama” şeklinde şimdiden “ben Millet İttifakının adayıyım” demesi, ittifak içi karmaşaya sebep olabileceği gibi, kendisinin İttifak içinde adaylık şansını da geriletebilecektir.
Peki, Mansur Yavaş aday olsa kazanabilir mi?
Mansur Yavaş’ın kazanma ihtimali yüksek bile olsa, aday gösterilir mi?
Bu iki sorunun cevabı da çok önemli.
Önce birinci soruya cevap arayalım.
Şu anda ekonomik sıkıntılar sebebiyle vatandaşlar, özellikle de orta ve düşük gelirli vatandaşlar ciddi manada sıkıntı yaşıyorlar.
Bu yoğun ve acı çektiren sıkıntılar içinde bile Millet İttifakının oylarının yukarılara doğru tırmandığı söylenemez.
Bunun çok sayıda sebebi olsa da, kanaatimce en büyük sebebi, geniş seçmen kesimlerine yeterinde “GÜVEN” vermemesidir.
Bu belirlemenin cevabı ve izahı uzun olduğu için, şimdilik bu tespitle yetineceğim.
Hükümet, bu yaşananların geçici olduğunu, 14 aylık süre içinde köprünün altından çok suların akacağını ve ekonomik rahatlamanın mutlaka gerçekleşeceğini düşünüyor.
Şayet hükümetin bu beklentisi tahakkuk ederse, Millet İttifakındaki nispi ve sınırlı yükseliş, önce yavaşlayıp, sonra da belli bir limite kadar inişe geçebilir.
Tabii ki bütün bunlar birer varsayım ve gelecekteki yaşanacaklara bağlıdır.
Millet İttifakı içinde yaşanabilecek bir kriz ya da toplumu rencide edebilecek hadiseler Millet İttifakını daha da geriletebilir.
Tekrar söylüyorum bütün bunlar, gelecekte yaşanabileceklere bağlı olarak ileri sürülen birer varsayım ve ihtimallerdir.
Gelelim Mansur Yavaş’ın kazanma ihtimali olsa da aday gösterilip gösterilmeyeceği meselesine.
Bir kere Mansur Yavaş tipik bir CHP’li değildir. Milliyetçi kimliği baskın olan bir kişiliktir. Bu kimliği sebebiyle HDPKK tarafından tercih edilmeyebilir. Hatta HDPKK’ya rağmen aday gösterilmesi halinde, HDPKK’lı seçmenlerin, parti yöneticilerinin yönlendirmesi istikametinde oy vermemesi mümkün ve muhtemeldir.
Yavaş, tipik bir CHP’li olmadığı gibi, makam odasında Atatürk ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan’ın resimlerini birlikte bulunduran bir kişidir. Yavaş’ın bu kimliği, Millet İttifakının katı Tayyip Erdoğan Muhalefeti tutumu ile örtüşmüyor.
Yavaş’ın, bu kapsayıcı kimliği ile seçilmesi halinde, klasik CHP diye bir parti kalmaz. Eski MHP’li, Tayyip Erdoğan’ın resmini makam odasına asan bir Yavaş, ya CHP’yi klasik halinden uzaklaştırır ya da Yavaş-Klasik CHP harbi yaşanır. Benzer gerilimler, Yavaş ile Millet İttifakının diğer bileşenleri arasında da, daha başka ya da benzer sebeplerle yaşanabilir.
En önemli bir başka etken de, harici mihrakların bu adaylığa ne diyecekleridir.
Bir kere harici müstemleke güçlerinin en büyük hedeflerinden biri, 2023 seçimlerinden Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtirmemektir.
Bu hedefe sahip olmak, Batılı güçler için, “Erdoğan seçilmesin de kim seçilirse seçilsin” manasına gelmiyor.
Batılı güçler, bir yandan Erdoğan’ı indirmeyi hedeflerken, diğer yandan da FETÖ ve HDPKK ile uyumlu bir kişinin seçilmesini hedefler. Bu güçler, kendi projeleri olan FETÖ ve PKK güdümlü HDP projesinin devre dışı bırakılmasına kesinlikle razı olmazlar.
Millet İttifakı harici güçlerin bu taleplerini ne ölçüde karşılar, bağımsız kimlikleri ile hareket ederler mi? bilinmez.
Ama bir başka yazı konusu olan İyi Parti HDP paslaşmaları, bu paslaşmalarla uyumlu olarak parti içinde yapılan revizyonlar, Millet İttifakının Batılı Güçlerin etkilemelerine müsait olduğunu göstermektedir. HDP ile en fazla mesafeli gibi görünen İyi Parti de bu proje ile uyumlu hale geldikten sonra, Millet İttifakı-HDPKK birlikteliği için hiçbir mani kalmayacak demektir.
Peki, Millet İttifakındaki HDPKK muhabbetinin sebebi nedir?
Bu sorunun iki türlü cevabı vardır.
Birincisi, Millet İttifakının bileşenlerinden en azından çoğunluğunun HDPKK desteği olmaksızın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanamayacaklarına inanmış olmaları.
İkincisi, harici güçlerin bu yönde telkinlerde bulunmalarıdır.
Bütün bu pazıllar bir araya getirildiğinde, Mansur Yavaş’ın Millet İttifakı tarafından aday gösterilmemesi ihtimali daha baskın hale geliyor.
Çünkü harici güçlerin, Yavaşı, bilinen kimliği ile destekleme ihtimali çok düşüktür.
Benzer ihtimal HDPKK için de söz konusudur.
Millet İttifakı içindeki İmamoğlu faktörü de, Yavaş’ın adaylığı ihtimalini zayıflatıyor. Kaldı ki, gerek HDPKK, gerekse harici güçlerle ilişkileri en gelişmiş kişi İmamoğlu’dur. Harici güçler ve HDPKK, Yavaş-İmamoğlu çekişmesinde kesinlikle İmamoğlu yanında yer alırlar.
O zaman son bir soru: Yavaş olmazsa, Millet İttifakı kimi aday gösterir?
Bu sorunun cevabı artık bir başka yazının konusu?
Şimdilik bu kadarla iktifa edinelim.