Geçtiğimiz 9 Şubat Cumartesi günü
MHP, 50. yılını kutladı.
Bu vesile ile Partinin şimdiki Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, MHP’nin ilk Kongresinin yapıldığı Adana’ya giderek oradaki kutlama törenlerine katıldı..
Bu tarihi olay, tabii ki, o dönemlerin bütün gelişmelerini, kurucu Genel Başkanımız
Alparslan Türkeş’in yakınında yaşamış bir eski partili olarak benim de anılarımı canlandırdı.
Ama hemen vurgulayayım ki, o 1970’li, 80’li yıllar döneminin
9 Işık Partisi MHP ile, bugünkü arasında
dağlar kadar farklılıklar vardı.
O günlerde MHP’li olmak, vatanı ve milleti uğruna canını tehlikeye atıp, adeta savaşmak demekti. Kimlere karşı mı?.
Başta komünistlere..
Komünist çeteleri ülkenin her yerine yayılmış durumda idiler.. Görev başındaki çeşitli
Koalisyon ve azınlık Hükümetleri, adeta terörle başa çıkamamaktaydı. Onlara karşı durma görevini MHP’nin ülkücüleri üstlenmiş gibi idi..
Bu ortamda, ülkenin her yerinden her gün sayısız şehit ve ölüm haberleri gelirdi.
Bütün bunları ben
İhtilaller ve Darbeler Arasında Anılarım isimli kitabımda ayrıntılı anlatırım.(*) Birkaç örnek vermek gerekirse.. Mart 1975-Haziran 1977 dönemindeki
Milliyetçi Cephe günlerinde,
350 ölü..
Ocak 1978-Kasım 1979 dönemindeki
Ecevit Hükümeti döneminde
3707 ölü..
Kasım 1979-Eylül 1980 dönemi;
Demirel’in azınlık Hükümeti günleri.. Ölü sayısı 2750..
Daha ne yürek yakan haberler..
Bütün bu hazin olayların cereyan ettiği yıllarda ben
MHP’nin İstanbul 2. Başkanıyım..
MHP’nin Gazetesi Hergün’de de Türkeş’in emri üzerine yazarlık ve yöneticilik yapmaktayım..
İl Başkanımız Haşatlı.. İl Yönetiminde beraber çalıştığımız büyüklerim, İ
lhan Darendelioğlu ve
İsmail Gerçeksöz.. İkisi de komünist katiller tarafından şehit edildiler..
Parti’nin yayın organı
Hergün Gazetesi’nde, yazarlık ve yöneticilik yaptığım sırada ünlü Partili ve Türkeş’in yakınında bulunan kişilerden
Gün Sazak de şehit edildi..
Zaten her gün şehit haberleri ile göz yaşları dökmekteydik.. Partimizin, Beyoğlu, Şişli, Bakırköy ve Zeytinburnu İlçe başkanlarımız da silahlı saldırılarda öldürülmüşlerdi.
Bu kara haberler geldikçe
Recep Bey bana, son derece kibar, yumuşak bir ses tonu ile seslenir
“Yalçın Bey sizden rica edeyim, bir zahmet olay mahalline gidin.. Gazeteciler bir şey sorar ben ne diyeceğimi şaşırırım..” diyerek, o cenazelerin kaldırılmasına gitmemi ister ben giderdim..
Bu kara günler devam ederken, nihayet
İl Başkanımız Recep Haşatlı da 3 Ekim 1978 Çarşamba gecesi saat 20.30 da Kadıköy Kayışdağ caddesindeki evinin önüne otosunu park ederken komünist militanlar tarafından tabanca ile öldürüldü. Arabada 17 yaşındaki oğlu Mustafa da vardı, o da şehit düşmüştü..
O günlerdeki parti yöneticisi bir başka şehidimiz, gazeteci, yazar
İlhan Egemen Darendelioğlu ağabeyimizdi. Benim Toker Yayınlarımın yazarlarından olan İlhan Ağabey, aynı zamanda
Türkiye Komünizmle Mücadele Derneğinin de başkanlığını yapıyor ve
Toprak Dergisi’ni çıkarıyordu. Ben, kendisinin
Türkiyede Komünist Hareketleri ve Türkiyede Milliyetçilik Hareketleri isimli kitaplarını da yayınlamıştım.
İşte böyle idi o dönemde MHP’li olmak..
Şimdi bir de o kanlı günleri aklınıza getirerek,
Sayın Devlet Bahçeli, Parti Genel Başkanlığı yaptığı bal kaymak günlerini gözlerinizin önüne getirin.. Her Parti gibi MHP de Devlet hazinesinden milyarlık yardımlar alarak Partiyi yönetiyor..
Hükümete yandaşlık yaparak Genel Başkanlığını devam ettiriyor..
Onun için o eski günleri yaşamış bir partili olarak ben onların yanında yokum..
RESİMALTI:
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, o dönemde
Büyük Doğu gazetesini çıkarıyordu. Yönetim Kurulu üyesi olduğum Partinin gazetesi
Hergün’le, Diyanet İşleri Başkanlığı arasında bir ihtilaf çıkmıştı.
Ben, üstadın da Hergün’de yazı yazmasının, bu ihtilafın çözümünde de yararlı olacağını Genel Başkan
Türkeş’e söylemiştim.. Türkeş,
“gelirse hemen getir!” demişti.
Ben de o zaman Hergün’ün Genel Yayın Müdürü
Necdet Sevinç’i yanıma almış, birlikte Büyük doğu’ya gitmiştik. Türkeş’in selamını söylemiştik.
Necip Fazıl üstad davetimizi kabul etmiş, Hergün’de yazılar yazmış ve yazıları da parti ve gazete için çok yararlı olmuştu.
Resimde
Necip Fazıl Kısakürek, ben
Yalçın Toker ve
Necdet Sevinç birlikteyiz. En üstte Üstadın
“Yalçın’a sevgi..” yazısı görülüyor.
(**)
İHTİLALLER VE DARBELER ARASINDA, Gazetecilik ve Kitapçılık Anılarım/ YALÇIN TOKER, Toker Yayınlari. www.toker yayinları.com- Tel: 0535 3199349 ve
[email protected]