İştah
Dilde yayılımı ve gündelik kullanımı itibariyle yemek yeme dürtüsü ile ilişkilense de esas itibariyle nefsani arzuların her bir türü için ( mal , mülk , mertebe ve rütbe , cinsellik ve şöhret ) algılanması gereken başlıktaki kavram ile aslında anlatılmak istenen doyuralamayan bir açlıktan ötesi değildir.., Binli yıllarda, kitap ehli yol aşıkları için kenz denilen şey de bu hastalıklı nefsi haldir.., Şeytanın insana sirayet ettirdiği bir okkalı musibettir adeta , kontrol edilemez bir mimiktir .., Medine yaşantısında kenz davranışını kınayıcı yüzlerce hadisin sahibi olan peygamber ; zekat , fitre , yardım , yardımlaşma önerirken , ondan önceki peygamber nasırada babasının marangozhanesinden kaçıp aç ve kırbaçlanmış kölelere su ve ekmek veriyordu .., Firavun'un narsizminden sarsılan bir toplumda iştahı boğaza tıkamak manasında bir zafer kazanıyordu bir önceki peygamber .., Dinlerdeki yerinin dışında bir de toplumsal , ya da özelinde töresel diyebileceğimiz bir önemi mevcuttur bu iştah kavramının; kendi özelimde kanıtlanmış ve fakat toplumda karşılığı bulunan balık yağının iştah artırıcı olarak çocuklara verilmesi neslinde yaşanan bir travmayı da dile getirmek gerekir ; " iştah artırayım derken çocukların damak tadının tahrip edilmemesi yararlı olur ".., Ve tabii olarak en azından üç nesille tecrübeliyiz ki ; " İştahlı çocuk sevilir " .., Yani biliyoruz ki; " Dinlerin reddettiği şeyi törelerle ve törenlerle kabul eden insan nesli olarak iştahı övüyoruz " .., Siz de fark etmişsinizdir mutlaka ; çok kötü senaryoya sahip olmasına rağmen zenginlerin hayatının anlatıldığı dizilerin reyting aldığı bir ülkedir mevzubahis .., Tabii iştahı cibilliyetlerle sınırlayamayız. Toplumdan hücreye iştah biyolojik karakterli her yaradılmışın yaşantıladığı bir hakikattir .. Mavi yeşil alg için de iştah mevcuttur, gri renkli kapitalizm için de .., Aynı dokudaki kardeşinin besinini yiyerek onun yaşam alanını da mülk edinip bir sonrakilerin peşine düşen kanser hücresi için de geçerli bir itkidir .., Mal , mülk ve itibar uğruna kul hakkını aklıyla meşrulaştıran fasık Müslümana kadar iştah ,yaradılışın en popüler kavramlarındandır... Buradan tekrar toplumsala yükselirsek görebiliriz ki ; büyük dinler , imparatorluklar ve fikirler iştah sayesinde yükselmiş, depresyonun akabinde iştahsızlık çekmiştir.., Yazım maksadı itibariyle insan hususuna dönersek ; Her nefs dinlerin emri itibari ile iştahını dizginlemekle mükelleftir.., İnsan fizyolojisinde iştah dizginlenemediğinde kusma söz konusu olduğu gibi , toplumsalda da iştahını dizginleyemeyen liderler ve tiranlar toplumdan kusulabilirler pekala .., Birileri çıkıp bu minvalde iştah bozukluklarını , dürtü kontrolü kaybına yorabilir .Fakat o açıdan bakılırsa algı kontrol yitimine varmak da pek zor olmaz.., Obezite denilen çocuk, kapitalizmin bir gecelik ilişkisinden doğmamıştır. Ve bir şahıs yemeğini altın tabakta yemekte ise sadece karnı aç değildir.., Yazıyı açlık konusuna yıllarını vermiş bir düşünürün yaklaşımı ile tamamlamak yerinde olur ;
" Ne oldu ise birden aç insanları kurtarmak için yola çıkanlar görünüverdi.., Dinleri , dilleri ve acıma meziyetlerine ilişkin şiirler söyleyip , panayırlarda ekmek saçıverdiler .., kimlerdi onlar ..? Hayatında hiç aç kalmamış , tiksinme dürtüsü ile duygusallaşan toklar ve iştahlarını tokların artıklarında dizginleyen açlar .., Aslına bakarsanız ; meydan , insancıl toklarla fırsatçı açların savaş alanı değildir .., köleliğin bittiği çağdan geriye doğru yaşamakla lanetlenmiş açların , kostümlü açık hava sergisidir..! "