Cumhurbaşkanımız ABD’ye uçmadan önce pek çok kanal canlı yayın yaparken bir soru üzerine yine bir kez daha üstüne basa basa fahiş fiyat konusunda ''Ortada suistimal varsa bu zulmün önüne geçeceğiz'' dedi. Evet yapı olarak Türkiye’de ve Dünya’da nerede zulüm varsa onun üzerine gitmeyi ve onlarla mücadele etmeyi kendisine yaşam biçimi olarak kabul etmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımızın bu güzel ifadelerine katılmamak mümkün mü?
Ya da bu ülkede yaşayan ekonomik ve siyasi alandaki o çok küçük bir azınlığın dışında Türkiye’de fiyatların aşağıya inmesini kim istemez ki?
Ekmeğin, peynirin, yerli domatesin biberin, patatesin soğanın, etin yumurtanın fiyatının düşmesini istemeyen varsa kusura bakmayın da bence dağda ki PKK’lıdan daha da tehlikelidir derim.
En başta Sayın Cumhurbaşkanının “bu zulmün önüne geçeceğiz” cümlelerine rağmen başta ekmeğin simidin fiyatından tutunca elektriğin, suyun, doğalgazın fiyatlarının aşağıya çekilmesine inanıyorum muyum?
Beni af edin ama buna inanmıyorum.
Böyle bir ihtimal var mı?
Vallahi yok.
Peki bunun Cumhurbaşkanı ile bir alakası var mı?
Yok.
Peki bunun Ak parti ya da GÖK parti ile bir alakası var mı?
O da yok.
Peki ne mi demek istiyorum?
Çok basit.
Böyle durumlarda bizim Anadolu’da güzel bir söz vardır. “Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde’ye” derler.
Rahmetli atalarımız bunu niye söylemişler?
Merak edenler bir zahmet okuyup öğrenmeye çalışsınlar.
………..
Tekrar dönelim şu fiyat meselesine.
Turfanda zamanı değil.
Sera ürünü de değil.
Yerli domates, salatalık bu yaz hiç ucuzladı mı?
Geçen yıla rağmen.
Hani pandemide sokağa çıkamadığımız günlere rağmen fiyatlar ucuzladı mı?
Yoksa bu önlenemeyen zamları yine Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen dış güçler mi organize ediyordu?
…………..
Hiç kimse kusura bakmayacak.
Bu ülkenin “tarım politikası” demiyorum.
“Hükümetlerin hayvancılık projeleri” demiyorum.
Hepsinden geçtim.
Bir tek Allah’ın kulu.
Allah rızası için bir Bakan.
Bir bilim adamı.
Çıksın doğruyu ama sadece doğruyu samimi olarak açıklasın bakalım.
Bizim SU POLİTİKAMIZ var mı?
……….
“Evet var” diyenin de alnını belgeleri ile karışlarım.
Bakın daha fahiş fiyat konusunda sınırlarımızsın ötesine çıkamadık değil mi?
İsterseniz bir uzun atlama yapıp naçizane Anadolu’dan dünyaya göz atalım mı?
…………….
Bölgemizde Suriye, Irak ve bölgedeki diğer çatışmalar.
Doğu Akdeniz’de bulunan ve dünya enerji rezervlerinin büyük kısmını içinde barındıran doğalgaz rezervlerini kimin kontrol edeceği soruları.
………………
Bir ülkelerin kalkınması, insanlarının refah seviyelerinin yükselmesi ve buna bağlı olarak gelişmelerini sağlamak için ilk şart enerji gücünüzdür.
Uluslararası sistemde enerji politikası kısa vadede enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara güvenli biçimde ulaşmasını, arz ve fiyatlama gibi konuları ele alırken;
Uzun vadede de kalkınma planlamalarını ve politikalarını içermektedir.
Önümüzdeki birkaç on yıl için petrol ve doğalgaz arzında rezervler açısından bir sorun olmasa da yeni rezervlerin aranması, üretilmesi, tüketiciye ulaştırılması gibi konular, uluslararası ilişkileri etkileyen temel problem alanları olmaya devam edecek görünmektedir.
……….
Dünya’yı ekonomik olarak ele geçirme kavgasını pardon insanlığı para ile satın alma hayalinde adım adım ilerleyen Çin’de, yine Dünyanın Jandarmalığında arka arkaya tokatlar yese de Hollywood senaryoları ile ekonomik olarak dizlerinin üzerinden kalkmaya çalışan ABD ve diğer yandan usul usul bu pazara kafasını sokmaya çalışan Hindistan. (Rusya’yı dahil etmiyorum. Bilerek.)
…………….
Rusya’dan Çin’e bu ülkeler gıda stokları yaparken 2000 yılından bu yana dünyanın hızla artan enerji tüketimi.
………….
Bu iş sayfalara sığmaz.
Kitaplar yazarak bitmez.
Ekmek, süt, et fiyatları. Geçin bunları.
Bize inanmayan üç ay sonraki elektrik ve doğalgaz fiyatları için şimdiden pamuk ellerini atsınlar ceplerine.