Enkaz devredemeden geri almanın verdiği siyasi açmaz durumu evvelinde; Felak süresinin ciddi manada nefis törpüleyici içeriğinden mütevellit " Nas " üzerinde hemfikir olunmuştu enkazdan önce. " Faiz vesvese, enflasyon oruçtur " şeklinde bir hipotez ile desteklenmiş olan ve milli para biriminin hamurunu incelten iktisadi yaklaşım, beraberinde toplumsal trajedileri tetikledi. Gücü yetenler ; kadınlar, hayvanlar, kiracılar, işçiler, çiftçiler üzerine ekonomik ve yaşamsal şiddet eylemlerini her koldan yürüttüler..., Gücü yetmeyenler ise cinnet evresinde kör kalıp ana-baba-bacı kardeş-çocuk-ev sahibi-kiracı- enişte- kaynana-kaynata ve benzeri yakınlıktakileri öbür dünya ile buluşturdular ya da birkaç paragraflık intihar notu ile yetindiler..., Enkaz altında yaşam üçgeni kuranların temel ahlaki materyalleri belli idi esasen ; " Yalan, Talan, yok sayılan Kuran "... Faiz yiyenler mezarlarından cin çarpmış gibi kalkacak ( Bakara 275 ) diyen yüce Yaratıcı, şimdilerde bizi; mezara girmemek için direnen, faizi baş tacı eden, yaşarken cin tarafından çarpılmış gibi yüzlerinden meymenetsizlik akan yöneticileri şahit kıldı..., Kalp gözü iltihaplı, dili dolama olmuş, elleri devletin cebinde ve gözleri fer fecir okuyan bir kitlenin, baş tacı edeceği kişileri yüceltmeye meyletmeleri bir çeşit ayna görüntüsünde nefsini heba etme davranışıdır..., Musibetsiz izana gelmeyen toplumların genel olarak ortak noktalarını analitik bir çözümleme ile açıklamaya gerek yoktur.., " Israr " kelimesi ; aklını kullanmamak ya da devretmekte ve buna binaen büyük günahlarda, nehyedilmiş davranışlarda yaşam alanını genişleten ısrar, beraberinde yerleşik bir " İnkar " yaşantısında kendine yol bulur.., Akli melekeleri, havsalayı, bariz gerçekleri ve muhtemel neticeleri öngörmeyi bertaraf eden inkar...! Enkaz altında kıvrananlar için nas anlayışından feragat edecek olan yönetme biçimi için, itikat bağlamında pek de sorun yoktur. Gün itibari ile alkol ve kumardan aldığı vergi ile çarkı çevirenlerin farz ibadetlerini sorgulamak bana düşmez. Bu görev torpille işe alınmamış meleklerin yüküdür. Darül harp hükümleri ile kul hakkını, yalanı, talanı helal addeden meymenetsiz hoca efendilerin, bu enkazdan sağ çıkıp yeniden dirilmeye inançları kalmışsa eğer, sorguda ilk sıralardan ve sırattan ilk düşenlerden olacaklarını da bilmeleri de gerekmektedir. Enkaz altındakilere cehennemi yaşatırken, kendileri beş yıldızlı makamlarda ve mekanlarda cennet hülyalarında seyredenlerin sonunun bu dünyada nasıl olacağı bilinmezken, öbür dünyadaki adresleri medyuma ya da falcıya ihtiyaç duymaz..., Ezcümle anlatımla ifşa edilmesi gerekenler üzerine kaleme alınan makale, ayrıyeten bir şahsi sorumluluk ifadesiyle ; " Emri bi'l maruf, nehy-i ani'l münker " şeklinde son peygamberin öğüdüne binaen bir farzı kifayenin ifasıdır..., Ne yazık ki enkaz altında kalan ekonomi değil toplumsal ahlaktır. Ve mülk olarak sinsi bir duyarsızlıkla, atalarından miras olarak gelecek nesillere devredilmektedir. Öyle ki ; tıpkı kaybettiğimiz fabrikalarımız, tarım arazilerimiz, mülklerimiz ve itibarımız gibi enkazda kıvranan ahlak, gelecek nesillerin boyunlarına pranga olacaktır...!