Bu Soykırımların Hesabını Kim Verecek?
Belçika'nın Kongo soykırımı:
Bu günkü sözde demokrasi ve sözde özgürlüklerin sembolü AB’nin Başkenti Belçika, Kongo’yu sömürgeleştirdiği 1890-1905 arasında, 10 milyon yerli insanı öldürdü. Köle olmak istemeyen çocukların elleri ve ayaklarını kestiler. Belçika askerleri kendi aralarında kesilmiş çocuk eli koleksiyonu yapıyorlardı. 20 milyon olan Kongo nüfusu bu soykırım neticesinde 8 milyona kadar düşmüştü.
Almanya'nın Namibya katliamı:
1904’te Namibya’yı sömürgeleştiren Almanya bir yıl içinde en az 75 bin insanı katletti. Yerli pek çok kadın, Alman askerlerine seks kölesi olarak hizmet etmeye zorlandı.
Fransa'nın Çad'da İslam alimi katliamı:
1917'de Fransa, Çad'da ülkenin her yerinden İslam alimini konferansa davet etti. Fransız cellatlar, gelen 400 İslam alimini orada katlettiler.
ABD'nin Hiroşima soykırımı:
ABD Başkanı Truman’ın emri ile 6 Ağustos 1945'te atom bombasıyla Hiroşima’da ilk anda 70 bin kişi katledildi. Radyasyon hastalıkları sebebiyle Hiroşima’nın ilk beş yıl içerisindeki bilançosu 200 bin ölüye ulaştı.
ABD'nin Nagazaki soykırımı:
ABD Başkanı Truman, 9 Ağustos1945’de Nagazaki’ye atom bombası attırdı. İlk anda 74 bin kişi öldü, binaların %36’sı tamamen yok oldu. Daha sonra ölü sayısı 143.124’e ulaştı.
ABD ve İngiltere'nin Dresden katliamı:
II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere Başbakanı Churchill ve ABD’nin bombardımanları ile 13-15 Şubat 1945’te 3 günde Almanya’nın Dresden şehrinde yaklaşık 135 bin kişi öldürüldü.
Fransa'nın Cezayir soykırımı:
5 Ağustos 1945'te Fransız işgal kuvvetleri Cezayir halkına saldırdı. Bir günde 45 bin kişi şehit edildi. 1 Kasım 1954-19 Mart 1962 arası bağımsızlık mücadelesinde Fransa 1,5 milyon Cezayirliyi şehit etti. O sırada Cezayir nüfusu 8-10 milyon civarındaydı. Yani Fransa ülke nüfusunun % 15'ini yok etti.
Ruanda Soykırımı:
Ruanda'da 1994’te yüz gün içinde 800.000 insan öldürüldü. Soykırımı gerçekleştiren Hutu hükümetinin destekçisi Fransa idi. ABD ise soykırımı başlatan Hutu hükumetini engellememesi için Birleşmiş Milletler'i işlevsiz hale getirdi. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand Le Figaro gazetesine 12 Ocak 1998’de verdiği mülakatta “O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil” diyerek gerçek niyetini ortaya koymuştu.
Haçlı ordularının Boşnak Müslümanlara soykırım uygulaması:
1995'te Sırplar, Srebrenitsa'da 8.372 Boşnak Müslümanı şehit ettiler. Katil Sırplar, kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak 64 ayrı toplu mezara gömdüler. Batı’nın kurduğu mahkemelerce de “soykırım” kabul edilen bu katliamlar BM bünyesindeki Hollandalı askerlerin gözetiminde yapıldı. BM askerlerinin başında ise Fransız bir general görevliydi.
İşte Avrupa ve ABD'nin "özgürlük" "demokrasi" "medeniyet" dediği kan kokan “sömürge” ve “soykırım” medeniyeti..
Vatikan’ın Papa’sı 1915 olaylarını “soykırım” olarak ifade ettiği için neden kendimizi savunmaya başlıyoruz. En güçlü savunma taarruzdur. Osmanlı tarihinde başımızı öne eğdirecek bir yanlışımızı bulamazlar. Ama Haçlı tarihi “barbarlık” “katliam” “soykırım” ve “sömürü” ile dolu bir tarihtir. Bütün bunları her platformda onların kızarmayan ve utanmayan suratlarına çarpmalıyız. Biz çarpalım suratlarına, onlar kendilerini savunsunlar.
Bunun için de tarihçilerimizin, üniversitelerimizin, siyasetçilerimizin, düşünce merkezlerinin, münevverlerin ve kendini bu ülkeye ait hisseden yayın kuruluşlarımızın sistematik olarak çalışmaları gerekiyor. Daha fazla beklemeden..
GÜNCEL
Sayfa başına git