Önce bizi yazılarımızın dışında tanımayan bilmeyen okurlarımız için şunu peşin peşin ifade edelim.
Matematikçiyim ama ekonomist değilim.
Ekonominin E sinden anlamam.
Aldığım maaşımı bile bir defa da adam gibi sayamam.
Her sayışımda ya eksik çıkar ya da fazla.
Bu yüzden aldığım parayı saymadan cebime koyarım.
Parayı verirken de karşı tarafa ısrarla parayı saymasını söyler ve saydırırım.
Mesleğim gereği eve ekmek almam pazardan domates patates almam.
Çarşı Pazar AVM geçmem.
Benim böyle kötü bir huyum vardır.
Benim ihtiyaçlarımda dahil evin bütün gereksinimlerini eşim yapar ve karşılar.
Lafın özü; hayat pahalanıyor mu ucuzluyor mu? Bu soruların cevabını sadece mesleğimiz gereği milletten insanlarımızdan duyarım.
Ama ne yazıktır ki eşimden 40 yıldır duymadığım serzenişi son beş altı aydır duyar oldum.
Evimizin ve benim 40 yıldır kahrımı çeken eşim etiket fiyatlarına isyan ederek “Artım markete girmek istemiyorum” diyor.
Ve her alışveriş sonrası da “Bizim sonumuz ne olacak?” diye yakınıyor.
Bu bizim iki emeklinin ev hali.
Peki millet ne yapıyor?
Gördüğüm kadarı ile bizim millet üç kesim üç parça.
Birinci parça gerçekten son fiyat artışları ile alçak sürünme modunda.
İkinci kesimin keyfi yerinde.
Parmakları ve damakları şakırdıyor.
Bu kesim kim mi?
Bu kesim üretim yapan iş dünyası güçlü şirketler ve ve kamu anlamında da bankalar.
Üçüncü kesim ise canları yansa da özellikle son20 yılda yani AK Parti ile var olup kuyruğunu dik tutmaya çalışan her meslekten her kesime olan kesim.
…………..
İşi bir bilenlere sormadan önce hükümetin bu konuda ki ısrarcı çalışmalarını göz ardı edemeyiz.
Hele hele Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisine inanan güvenen insanları etiketlere ezdirmeme adına verdiği ve vereceği mücadeleyi duymazdan gelemeyiz.
Mesela Pazar günü haber sitelerine özetle şöyle bir haber düşüyordu;
“Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın enflasyona karşı mücadele kapsamındaki çalışmaları sürüyor. Bakan Nureddin Nebati başkanlığında Finansal İstikrar Komitesi'nin 4'üncü Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, enflasyona karşı hayata geçirilmesi planlanan sert tedbirler konuşuldu.
Türkiye'de son dönemde artan enflasyon rakamları, vatandaşı iyice zorlamaya başladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı da vatandaşın üzerindeki enflasyon yükünü azaltmak için kolları sıvadı.
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ATILMASI ÖNGÖRÜLEN ADIMLAR KONUŞULDU"
Toplantıya ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Toplantıda, finansal sistem başta olmak üzere küresel ve yerel makroekonomik gelişmeler ile önümüzdeki döneme ilişkin politika adımları detaylıca ele alınmıştır. Küresel ve yerel düzeyde enflasyonda görülen artışların ülkemiz ekonomisine etkileri komite üyelerinin tespitleri üzerinden değerlendirilmiştir. Bu bağlamda finansal istikrarın korunması ve enflasyonla mücadele kapsamında önümüzdeki dönemde atılması öngörülen politika adımları istişare edilmiştir.
"ALINAN KARARLAR HIZLI ŞEKİLDE UYGULANACAK"
Komite ülkemizin finansal siteminin istikrarını korumak, ekonomide atılan adımların etkilerini izlemek ve değerlendirmek amacıyla tüm paydaşları ile çalışmalarına devam edecektir. Diğer taraftan enflasyon üzerindeki arz yönlü etkiler gelecek hafta yapılacak olan Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme de Değerlendirme Komitesinde de değerlendirilecek olup, alınan kararlar ivedilikle uygulamaya koyulacaktır."
……………….
Hükümetimizin Devletimizin bu konuda ki gayretlerini asla göz ardı etmeden yaşanılanlara baktığımız zaman değişen pek bir şey yok gibi.
O zaman bu işin aslı nedir?
Fiyat artışlarını önlemenin yolu nedir?
Bu rakamlar düşer mi?
Enflasyon can yakmaz hale gelir mi?
…………..
Sorularına ise bu işin içinde ki bilenler şunları üstüne basa basa söylüyorlardı;
“Akaryakıt fiyatları düşmeden fiyatlar düşer mi?”
“Enerjide faturalar can yaktıkça milletin canı daha çok yanar”
………..
O zaman(!)
İsterseniz ben kendi kafama göre yorum yapmadan yorumu size bırakıyım.
Belki o zaman konuyu daha iyi anlarsınız.