Erzurum’un Pasinler ilçesinde 8 Ocak’ta meydana gelen 4,5 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki deprem riskini bir kez daha gündeme taşıdı. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, bölgedeki deprem potansiyeline ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
ERZURUM VE ÇEVRESİ RİSK ALTINDA
Prof. Dr. Tüysüz, Erzurum’un Türkiye’de diri fay hatlarının geçtiği 24 şehirden biri olduğunu belirtti. Kuzey Doğu Anadolu Fayı üzerinde yer alan Erzurum’un, büyüklüğü 7’yi bulabilecek depremlere karşı hazırlıklı olması gerektiğini ifade eden Tüysüz, "Bugün veya yarın deprem olacak demek mümkün değil. Ancak bu bölge, tarih boyunca depremlerle sarsılmıştır ve gelecekte de sarsılacaktır. Eninde sonunda bu gerçeklikle yüzleşmeliyiz” dedi.
Uzmanlara göre, Erzincan’dan Gürcistan’a uzanan Kuzey Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan Erzurum, 7 büyüklüğünde yıkıcı depremler üretme potansiyeline sahip. Bu öngörü, 1983 yılında meydana gelen ve 6,9 büyüklüğünde sarsıntıya neden olan Narman depreminin de hatıralarda taze olduğunu gösteriyor.
BÖLGEDEKİ FAY HATLARI VE RİSK ALTINDAKİ İLLER
Prof. Dr. Tüysüz, Erzurum’un yanı sıra Bingöl, Erzincan ve Elazığ gibi şehirlerin de risk altında olduğunu vurguladı. Özellikle Bingöl’ün Karlıova ilçesinden Marmara Denizi’ne kadar uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın, 7,2 büyüklüğüne varabilecek depremler üretebileceğine dikkat çekti.
1983 yılında Narman’da yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem, bölgenin depremsellik açısından ne denli aktif bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Tüysüz, bu büyüklükte depremlerin tekrarlama olasılığının oldukça yüksek olduğuna işaret etti.
Uzmanlar, depremin önceden tahmin edilemeyeceğini ancak tedbir almanın mümkün olduğunu belirtiyor. Bölge halkının, yapı güvenliği ve afet planlaması konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Tüysüz, "Deprem, doğal bir gerçekliktir. Ancak bu gerçeklikle barışık yaşamak için hazırlıklı olmamız şart" diye ekledi.
GÜNCEL
Sayfa başına git