Evrendeki dünya dışı varlıkların iletişimlerini aramak için geliştirilen bir araştırma projesi Breakthrough Listen, 2016’da başladı. O günden bu yana dünya çapındaki teleskopları kullanarak olası uzaylı uygarlıkları dinleyerek, uzayda farklı bir yaşam ortamı arayan gök bilimcilere kaynak oluşturuyor.
Breakthrough Listen projesiyle, şimdiye kadar çoğunlukla telefon kuleleri ve uçak radarı gibi kaynaklardan gelen Dünya’daki radyo parazitleriyle karşılaşılsa da kaynağı bilinmeyen milyonlarca radyo sinyali alındı. Ancak 2019’da şimdiye kadarkilerden farklı, gökbilimcileri heyecanlandıran radyo sinyalleri alındı.
"SİNYALLERİN İNSAN KAYNAKLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI"
2019’da Avustralya’daki Parkes Gözlemevi’nde bir grup gökbilimci, diğerlerinden çok daha farklı yaklaşık 5 saat süren, 982 megahertz civarında bir sinyal kaydetti. Sinyallerin 4,24 ışık yılı uzaktaki, güneşe en yakın güneş sistemi Proxima Centauri’den geldiği düşünülüyordu. Bu yıldız sisteminde bulunan bir gezegenin yaşanılabilir bir bölge olduğu tahmin ediliyordu. Hatta Breakthrough Starshot adlı uzayda yaşam arama çalışmaları yapan bir teknoloji girişimi, gelecekte bu gezegene küçük bir uzay aracı göndermeyi hedefliyor. Bu yüzden bahsi geçen sinyal bilim camiasını heyecanlandırmıştı. Sinyal uzayda yaşam arayan astronomların “tekno-imza” olarak adlandırdığı bir biçime benziyordu. Araştırmacılar tekrar sinyal alabilmek için Kasım 2020, Ocak 2021 ve Nisan 2021’de gözlem yaptı. Elde edilen veriler karşılaştırıldığında tüm sinyallerin birer parazit olduğu sonucuna varıldı. Yapılan incelemelerle sonucunda sinyallerin insan kaynaklı olduğu belli oldu.
Nature Astronomy dergisinde yayınlanan makalelerle, sinyalin uzaylılardan gelmediği açıklandı. Araştırmacılardan Sofia Sheikh, "Bu, muhtemelen Dünya yüzeyindeki teknolojilerde meydana gelen insan kaynaklı bir radyo parazitti" dedi. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden bir gökbilimci Jason Wright, bu tarz sinyallere ihtiyaç duyulduğunu, bu sayede uzaylılarla nasıl başa çıkılacağının öğrenilebileceğini belirtti. NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde görevli gezegen bilimci Ravi Kopparapu de bu tarz çalışmaların yapılmasının gerekliliğini altını çizerek, “Evren bize samanlık veriyor, içindeki iğneyi bulmamız ve gerçekten bulduğumuzun bir iğne olduğundan emin olmamız gerekiyor." dedi.