Bazıları içeri alındı, bazıları tutuksuz yargılanıyor. Savcılık iddia etti, şimdi ispat zamanı. Mahkeme sürüyor, yargılama bitecek ve iddia edilen birlikteliğin olup olmadığı ortaya çıkacak.
Onun için buraya kadar söyleyecek çok söz yok.
Ama bir de durumdan görev çıkartıp savcılığa soyunan bir cephe var ki bunlar, şimdiye kadar detayları ortaya çıkan iki buçuk iddianamede suçlanmayan isimleri ısrarla Ergenekon Örgütü’nün parçası yapmaya çalışıyorlar. Ve burada medya faciası patlak veriyor.
Mesela;
Neredeyse her güne bir “Uğur Dündar Ergenekon’a ne yaman destek verdi. Çünkü…” diye başlayıp adrese teslim edilen haber düşüyor. Dündar’ı Ergenekon fotoğrafına uygun bir kare haline getirip kadraja yerleştirmek için denenmeyen yol kalmadı. Dündar’ı ölümle tehdit eden örgütleri Dündar’ın dostları olarak gösterme yoluna da gidildi, eşi ile ilgili yalan olduğu mahkemeler tarafından resmileşen iddiaların ilgisiz bir şekilde iddianameye alınmasına gösterdiği son derece insani ve anlaşılır tepkiyi Ergenekon savunusu olarak sunma çabalarına da başvuruldu.
Oysa Ergenekon kadrajına sokulmaya çalışılan o ismi hiçbir mitingde ya da toplantıda görmedik.
AKP’yi istemeyen grupların düzenlediği seminerler ya da konferansların ne dinleyicisi, ne konuşmacısı oldu.
Bırakın böylesi kitlesel oluşumlarda yer almayı, Doğan Grubu toplantılarına bile nadiren katılan, kendi kulesini oluşturup orada kendi ismiyle var olan bir isim…
AKP iktidarı döneminde AKP’li yöneticilerle ve Başbakan Erdoğan’la en rahat ve sık görüşen gazetecilerden birisi, Dündar’dı.
Devletin tüm mahrem bilgilerine sahip isimlerden biri olan İstanbul Emniyet Müdürü’nün polis balosuna bizzat çağırdığı isim, yine Dündar’dı.
Şimdi; böylesi bir portreyi Ergenekon’un neresine, nasıl yerleştireceğiz? Her şeyi çok iyi bilen ve hem savcı hem hakim olan o malum kesim; acaba İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah da mı Ergenekoncu da polis balosuna onur konuğu olarak Dündar’ı çağırıyor? Cerrah mı gaflet içinde yoksa siz bu kilit isimlerin bildiklerinden daha çok mu biliyorsunuz?
Tamam… Ergenekon soruşturması pek çok kesimi heyecanlandırdı. Heyecan güruhunun daha büyük bir bölümünü eski hesapları görmek için fırsat kollayanlar oluşturdu. Ve yükselen heyecan o hesapların görülmesi için çok da uygun bir ortam verdi.
Ama el insaf…
Ortada, kendisini ifade etmek için herhangi bir dayanağa ihtiyacı olmayan, TRT döneminden beri kendisini güçlü bir şekilde ifade edebilen ve tek başına ses verince bile ses gelen birisinin kişisel eleştirilerini alıp ısrarla bir yere, oraya dayamaya çalışmak…
İnsaf…
Ve insafın birazını da şuraya ayırın…
Ergenekon savcıları bile en azından sadece iddianameyi hazırlayıp suçladıkları isimleri hakim karşısına çıkartıyor.
Bu bile hem hakim hem savcı olup hesabı kapatmaya çalışırken size bir şeyler anlatmıyor mu?
ALİCAN 14 Nisan 2009 Salı 23:30
|
sabriye 2 14 Nisan 2009 Salı 13:30
|
sabriye 1 14 Nisan 2009 Salı 13:28
|
hulya 14 Nisan 2009 Salı 12:24
|
Mehmet Ali METİNYURT 14 Nisan 2009 Salı 10:44
|
seda 14 Nisan 2009 Salı 08:50
|
kuldoğrucu 14 Nisan 2009 Salı 08:48
|
Abuzer Abbas 14 Nisan 2009 Salı 04:01
|
sevgi pıtırcığı 14 Nisan 2009 Salı 02:45
|