Amerikan federal Hastalık Kontrolü ve Önlenmesi Merkezleri'nin (CDC) verilerine göre, ABD'de 13 ile 18 yaş arasındaki gençler arasında intihar oranları, yaklaşık 20 yıllık düşüşün ardından 2010 ile 2015 arasında yeniden artış gösterdi.
Clinical Psychological Science dergisinde yayınlanan araştırma CDC'nin 2009-2015 yılları arasındaki intihar raporları ile lise öğrencilerinin tutum ve davranışlarının ölçülmesi için yapılan iki ankete dayanıyor. Yaşları 13 ile 18 arasında değişen yarım milyon gencin katıldığı anketlerde gençlere elektronik aletler, sosyal medya, yazılı basın, televizyon ve boş zaman aktivitelerine ilişkin sorular yöneltildi. Ankette ayrıca ruh durumu değişiklikleri, umutsuzluk hissi, intihar düşüncesi ya da girişimlerine ilişkin sorular da bulunuyordu.
Yayımlanan araştırmaya göre, günde en az beş saat elektronik alet kullanan gençlerin oranı 2009 yılında yüzde 8 iken bu oran 2015 yılında yüzde 19'a çıktı. Bu gençler, günde en az bir saat sosyal medya kullanan gençlere kıyasla, intiharı düşünme ya da gerçekleştirmeye yüzde 70 daha yatkın. Kendini oldukça umutsuz hisseden ve intiharı düşünen gençlerin oranı 2009 yılında yüzde 32 iken, bu oran 2015 yılında yüzde 36'ya yükseldi. Umutsuzluk ve intihara meyilli olma hâli genç kızlar arasında ise yüzde 40'tan, 45'e çıktı. 2009 yılında 12'inci sınıfa giden genç kızların yüzde 58'i her gün ya da neredeyse her gün sosyal medya kullanırken, 2015 yılında oranlar yüzde 87'ye yükseldi.
Sosyal medyadaki "mükemmel" yaşamlar
İntihar oranındaki artışın sebebi kesin olarak bilinmese de araştırmacılar sosyal medya kullanımındaki artışın, bu durumda etkisi olabileceğini düşünüyor. Gençlerin son dönemde gözlemlenen intihar vakalarında özellikle siber zorbalık bir sebep olarak gösterilirken, araştırmacılar sosyal medyanın "mükemmel” hayatları yansıtan yüzünün gençlerin ruh sağlığına zarar verdiğini ifade ediyor.
Gençlerin bir ay boyunca internet ve sosyal medya kullanmaması amacıyla başlatılan kampanyada çalışan 17 yaşındaki Chloe Schilling, "Instagram'da birkaç saat geçirdikten sonra kendimi daha kötü hissediyorum, çünkü dışlanmış hissediyorum. Kimse yaşadığı kötü olayları paylaşmıyor” diyerek sosyal medyanın kendi üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi ifade ediyor.
Ancak Amerikan İntiharı Önleme Vakfı'ndan Dr. Christine Moutier, gençlerin intihar etmelerine yol açabilecek birçok faktör olduğuna dikkat çekiyor. Moutier, yapılan araştırmanın da popüler bir teori için zayıf bir kanıt sunmaktan öteye gidemediğini savunuyor.
Dr. Victor Srasburger de araştırmanın gençlerin intihar vakaları, depresyon ve sosyal medya arasında bir bağ olabileceği konusunda sadece bir imada bulunduğunun altını çiziyor ve kesin bir nedensellik bağından bahsedebilmek için yeni teknolojilere ilişkin daha kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğini belirtiyor.