ODATV yazarı Soner Yalçın bugünkü köşesinde "Kürt siyasi hareketin psikanaliz hali... Gerçekliğin kilidini açmak" başlıklı yazısını kaleme aldı.
İŞTE SONER YALÇIN'IN YAZISI
Bu yazıyı epey zamandır düşünüyordum.
Devlet Bahçeli ve arkasından Erdoğan “yeni Kürt çözümü” konusunu bir şekilde gündeme getirince yazmam gerektiğini düşündüm. Bazen akıntıya karşı kürek çekmek gerek…
Adorno dedi ki: Teori dar görüşlü olmayan her şey adına konuşur.
Başlayabilirim:
Ömrümüz, kapitalizmin insanı-toplumu manen çökerttiği çürüttüğü eleştirisiyle geçti. Hayatı paramparça eden tekelci kapitalizm hakkındaki görüşlerimizin doğruluğu konusunda halen şüphem yok. Ama şunun üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum:
Eleştirdiğimizi -en azından ülkemizde- değiştirme konusunda niçin başarılı olamadık, yetersiz kaldık?
İleri sürdüğümüz tezlerimiz, mücadelemiz, eylemlerimiz halkta neden karşılık bulmadı?
Oysa. Bu ülke için kişisel menfaat beklemeksizin binlerce devrimci can verdi, hapis yattı, işsiz kaldı. Ülkedeki çoğunluk, bu genç solcu idealistlere dönüp bakmadı bile, her daim baskıcı siyasi otoriteye boyun eğdi. Celladı alkışladı daima ve her zaman -isimleri farklı olsa da- aynı seçim tercihlerini yaptı! Niye? Dünyayı değiştirme konusunda azmimiz/ istencimiz vardı ama dünyayı yorumlama konusunda aynı çabayı göstermedik mi? Tek güvencemiz olan proletaryanın tarihsel rolü beklediğimiz gibi çıkmadı mı?
Sorular çok…
İllaki çökecek denilen -cehennem gördüğümüz- kapitalizm varlığını “kılık” değiştirerek sürdürdü gitti.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ