Demokrat Parti’den övgüyle bahseden herkes, istisnasız, tarihi misyona, nasıl köklü bir geçmişe ve siyasi kültüre sahip olduğunun altını çizer. DP kültürü, o kadar kurumsallaşmıştır ki, geçmişte ve yakın zamanda siyasi hayata yön veren bir çok parti DP’nin bir şekilde ardıllarıdır.
Ve fakat…
O kültürün bugün en sıkı temsilcisi ve günümüze taşıyıcısı olduğunu iddia eden DP (DYP) neredeyse her adımını itibarını düşürmek, zaten tek rakamlarla ifade edilen oy oranını iyice dibe çekmek için atıyor.
Baksanıza…
Ağır bir seçim yenilgisi almış, sağda birlik fiyaskosunun iki aktöründen biri olmuş, can çekişen görünümündeki parti, şu yada bu şekilde bir genel başkan seçiyor ve daha o genel başkanla “Bismillah” bile demeden, partinin ağır adamları yeni genel başkan arayışına giriyor.
Bu bir şey…
Bir de şu var…
Umut olarak bulunan isim, DP(DYP)’nin belki de bu güne gelmesinde azımsanmayacak bir rolü olan siyasi mevta Tansu Çiller!
Ve tekrar canlanmaya çalışan bir parti umut olarak bir siyasi mevtanın himmetine sığınıyor, günlerce süren eyyamdan sonra 7 kişi toplanıyor ve “Kurtar bizi bacımız, her şeyimiz” mealinde O’na sığınıyor.
Hadi, bu da bir şey.
Ama daha fenası, bu siyasi mevta tarafından geri çevriliyorlar.
Evet… Alın yarım asırlık siyasi geleneği, başbakanlar, cumhurbaşkanları yetiştiren bir siyasi okulu, bu tablonun yanına koyun.
Koyun ve bakın bakalım ortaya ne çıkıyor?
Eğer görüntü buğuluysa ve seçemiyorsanız biz söyleyelim: Siyaseten mevta olan bir Demokrat Parti, Merkez sağ! Özetle…