Freedom House, ülkelerin özgürlük alanında yaptıklarını inceleyip bunlardan bir özgürlükler raporu çıkaran bağımsız bir kuruluş olarak kendini konumluyor.
Freedom House geçen sene Türkiye'yi ‘kısmen özgür ülkeler' statüsüne almış ve bu oldukça ses getirmişti.Bu sene, Türkiye'nin birçok alanda gerilediğini dile getiren kurum, Türkiye'yi ‘özgür olmayan ülke' statüsüne getirdi. Türkiye şu anda birçok totaliter rejimle aynı derecede özgür.
Konuyla ilgili yaşananları CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah programında yorumladı:
‘TÜRKİYE'NİN DURUMU İÇİMİ ACITIYOR'
"Bu haberi duyunca büyük bir acı hissettim. Bizden ziyade gelecek nesillerin ne olacağını düşündüm. Çünkü bu rapordan sadece Türkiye'de değil dünyada da son yıllarda demokrasinin gerilediğini görüyoruz. Türkiye'nin 15 yılda giderek gerilemesi, ligden düşmesi benim içimi acıttı. Türkiye'de son 15 yıl boyunca demokrasi anlamında kötü bir şey olmuyor diyenlerin, özellikle de 16 Nisan referandumundan sonra yeniden düşünmesi gerekiyor.
15 yıldır iktidar, dikta rejimlerini andıran, 1930'lardaki Nazi Almanyası'nın algı oyunlarına benzer aksiyonlar alıyor. Bugün TRT sabahtan akşama kadar 8-10 kanalıyla tek bir kişinin yalan propagandasını yapıyor, algı yönetiyor. Bundan önceki siyasetin yapmadığını yaparak bizi özgürlükten men edilmiş bir toplum haline getirdiler. Bu acıyı bugün hissetmeyen insanlar yarın bunun getirdiği sorunlarla da yüz yüze kalacaklar.
‘2015'E KADAR KOL KOLAYDILAR'
FETÖ ve AKP 2015'e kadar kol kola gezdiler. Paralel devletin devam etmesi için parlamentoda yasalar çıkardılar. Albaylık ve generallikte bekleme süresini düşürdüler. Yargıç ve savcıları istedikleri gibi yerleştirdiler. Ta ki 15 Temmuz darbe girişimine kadar…
20 Temmuz'dan itibaren beraber oldukları kişileri devletin içinden çıkarmaya çalıştılar. Attıkları insanların yüzde 92'si ekonomik, yüzde 82'si psikolojik sıkıntılar içinde. Yeni bir kindar grup yetişiyor. Mevcut iktidar kendine oy vermeyenleri onlara hedef gösteriyor.
İktidar sadece FETÖ'cüleri değil kendine muhalif olan herkesi de hedef gösteriyor. OHAL (olağanüstü hal) ile şeker kurumuyla ilgili kararlar da alıyor. Böylece hukuk devleti olmaktan çıktık, adil yargılama zaten yoktu. Özgürlükler böylece bitiyor işte.
‘YARGILANAMAYAN CUMHURBAŞKANIMIZ VAR'
Şu anda 145 gazeteci ve yazar tutuklu. Bunların içinde neden tutuklu olduğunu bilenlerin sayısı çok az. Bizim özgür olmayan ülkeler kategorisine girmemize neden olan, halkın seçtiği milletvekili ve belediye başkanlarının yetkilerinin alınması ve belediye başkanlarının yerine atanmış insanlar koyarak ülkeyi bunlarla yönetme isteği.
Bu işin çaresi tekrar hukuk devleti olabilmek.
Türkiye'de bulunan bütün hakim ve savcılar tek bir kişinin ağzının içine bakıyor. Anayasa'nın 105. maddesi cumhurbaşkanını dokunulmaz ve sorumsuz hale getiriyor. Vatana ihanet dışında hiçbir şeyden yargılanamıyor.
Anayasada cumhurbaşkanı tarafsızdır diyor. Ama bizim cumhurbaşkanımız aynı zamanda bir partinin genel başkanı ve tarafsız değil. Bir partinin genel başkanına vatana ihanet dışında dava açmanız mümkün değil. O nedenle sabahtan akşama herkese hakaret ediyor. Onun hakkında hesap soracağız dediğiniz zaman sizin hakkınızda dava açılıyor.
Biz yıllarca Müslüman ülkelere hukukun üstünlüğünü anlatmaya çalıştık ve örnek olmaya çalıştık. Şimdi onlar bize örnek oluyor."