Turktime

Münevver Karabulut davasına bakan Av. Epözdemir açıkladı: Testere gönderdiler!

Av. Dr. Rezan Epözdemir, Münevver Karabulut davasına bakarken, dava sürecinde yaşadıklarını anlattı. Epözdemir, hem tehdit aldığını hem de para teklifi edildiğini belirtti.
ABONE OL
Abone Ol
Münevver Karabulut davasına bakan Av. Epözdemir açıkladı: Testere gönderdiler!
Haberler / Güncel
26 Kasım 2023 Pazar 15:04
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Hukuk, psikoloji, iletişim, bilişim, sanat, yönetim, spor ve girişimciliğin on iki ünlü ismini buluşturan TEDx Kültür, Create Yourself (kendini yarat) temasıyla Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım’da düzenlendi. Kültür Üniversitesi’nin (İKÜ) Akıngüç Oditoryumu’nda düzenlediği TEDx Kültür etkinliğinde yer alan Av. Dr. Rezan Epözdemir konuşmasında şiddet gören kadınların mutlaka haklarını araması gerektiğini vurguladı.  

Pınar Gültekin, Münevver Karabulut, Nazlı Sinem Erköseoğlu gibi kamuoyunun yakından takip ettiği kadına şiddet ve kadın cinayeti davalarında mağdur aile vekili olarak görev yapan, sivil toplum örgütlerinde ve meslek kuruluşlarında etkin çalışmalar yürüten Av. Dr. Epözdemir, Karabulut ailesinin avukatlığını üstlendiği dönemi ve yaşadıklarını da anlattı. 

"MÜNEVVER KARABULUT'UN DAVA SÜRECİNDE TEHDİTLER ALDIK"

Dava sürecinde tehditler aldığını belirten Av. Dr. Epözdemir, “Bizi tehdit ettiler, kurşun ve testere gönderdiler. 3 milyon Euro teklif ettiler. Karşı taraftaki aile çok nüfuzlu ve sosyoekonomik gücü iyi olan bir aileydi. Hepsini savcılığa bildirdik, dik durduk, omurgalı bir yaklaşım sergiledik ve emsal mahiyette cezalar çıktı. İşte o mesleki kariyerim açısından bana çok önemli bir tecrübe kattı” dedi.  

“KADINI ÖTEKİLEŞTİREN İRADEYİ BİR AN ÖNCE TERK ETMEK LAZIM” 

Kadına şiddetin Türkiye'de siyaset üstü bir mesele olduğunu ifade eden Av. Rezan Epözdemir, “Kadına şiddet konusu, sivil toplum örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, yazılı ve görsel basının, üniversitelerin, parlamentonun, yargılama makamlarının birlikte yeknesak bir şekilde mücadele etmesi gereken bir süreç, Türkiye'nin temel kanayan yarası. Burada emsal mahiyette bir mücadeleye ihtiyaç var. Biz bu zamana kadar geçici önlemlerle bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Halbuki bataklığın üzerindeki sinekleri öldürmek yerine bataklığı kurutmak asıl ve temel mesele. Dolayısıyla kadına şiddet konusunda sosyolojik, psikolojik, ekonomik, fiziki gerekçelerine eğilip bunları bertaraf edebilecek bir anlayışa ihtiyaç var. Tabi ki en önemli sosyolojik gerekçe şu; erkek egemen toplum, kadını ötekileştiren irade ve feodal yapı, böyle bir bakış açısı ve perspektif var. Ne yazık ki toplumumuzun sosyalleşme süreci, değer yargıları, kültürel ve genetik kodları böyle, yani erkek egemen toplum, feodal anlayış ve kadını ötekileştiren iradeyi bir an önce terk etmek lazım” dedi. 

ÇOĞU KADIN ÇEŞİTLİ NEDENLERLE HUKUK YOLLARINA BAŞVURMUYOR 

Av. Epözdemir, “Kadına karşı şiddetin önlenmesi ve ailenin korunmasına dair 6284 sayılı kanunun öngörmüş olduğu önlem ve tedbirlerle ilgili aile mahkemelerine başvurulabilir, bunlar çok önemli. Yani şiddet gören kadınların hak arama özgürlüğünü kullanması, gerekli hukuki yollara başvurması, bu konuda bir irade ortaya koyması çok önemli. Çünkü insanlığın onuru cesur kadınların ellerinde yükselecek. Geldiğimiz nokta itibariyle bu bilinç ve şuurda olmamız lazım. Fakat Türkiye'de kadınların bir kısmı bu konuda bilinçli olmadığı ve eğitilmediği için, bir kısmı ekonomik olarak zayıf ve güçsüz olduğunu düşündüğü için bir kısmı ise ‘hak arama özgürlüğümü kullansam da bir sonuç alamayacağım’ endişesiyle hukuk yollarına başvurmuyor, bu doğru bir yaklaşım değil. Mutlaka bu konuda bilinçlenip eğitim süreçlerini tamamlayalım ve adaletin tecellisi maddi gerçeğin ortaya çıkması için hak arama özgürlüğümüzü, hukuk devletinin gereği olarak kullanalım” dedi. 

“BİZİ TEHDİT ETTİLER, KURŞUN VE TESTERE GÖNDERDİLER” 

Münevver Karabulut’un ailesinin avukatlığını üstlenen Av. Dr. Epözdemir o dönem tehditler aldığını belirterek şunları ekledi: 

Üniversiteden mezun olduktan sonra henüz 4 yıllık bir avukattım, Münevver Karabulut cinayeti Türkiye’de farkındalık ve fikri takibi ortaya koyan emsal mahiyette bir olay. İnsanın insan olma vasfına aykırı, hunharca ve vahşice bir cinayet, O dosya benim hayatımda çok önemli dönüm noktalarından biri oldu. Düşünün 197 gün boyunca kaçan bir sanık, hala ölüp ölmediği Türkiye’de tartışılan bir kimse. letişim gerçekten çok önemli, kullandığınız bir kelimenin bile sonuçları tahmin edemeyeceğiniz noktalara kadar gidiyor. Sadece bir hukuki süreci yönetmiyorsunuz aynı zamanda kitle iletişim araçlarını, yazılı ve görsel basını da yönetiyorsunuz. Bizim işimizin kıblesi insan. Orada 1 dava 11 dava oldu, hepsinde dik durduk, omurgalı bir yaklaşım sergiledik. Bizi tehdit ettiler, kurşun ve testere gönderdiler. 3 milyon Euro teklif ettiler. Karşı taraftaki aile çok nüfuzlu ve sosyoekonomik gücü iyi olan bir aileydi. Hepsini savcılığa bildirdik, dik durduk, omurgalı bir yaklaşım sergiledik ve emsal mahiyette cezalar çıktı. İşte o mesleki kariyerim açısından bana çok önemli bir tecrübe kattı.

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime