Bilim insanları şimdiye kadar keşfedilmiş en uzak galakside oksijen belirtileri saptadı.
Yaşam için son derece gerekli olan bu elementin uzayın derinliklerinde keşfedilmesi, eski galaksilerin yapısına dair önemli ipuçları sunuyor.
Keşfe konu olan GHZ2/GLASS-z12 adlı galaksi, evreni oluşturduğu varsayılan Büyük Patlama'dan sadece 367 milyon yıl sonra oluştu.
Astrofizikçilere göre bu tarih, 13,8 milyar yıl önce ortaya çıkan "evrendeki ilk ışıkların açıldığı" dönemdi.
Dolayısıyla bu galaksiyi gözlemlemek, zamanda milyarlarca yıl öncesine bakmak anlamına geliyor. Çünkü galaksiden gelen ışık, teleskoplara yakalanmadan önce 13,5 milyar ışık yılı mesafe kat etti.
Söz konusu galaksi, NASA'nın gelmiş geçmiş en güçlü uzay teleskobu diye nitelenen James Webb Uzay Teleskobu tarafından temmuz ayında gözlemlenmişti.
James Webb'den gelen görüntülerin ardından bilim insanları, galaksiyi bir de yer tabanlı teleskopla gözlemlemek istedi. Bunun için de Şili'deki Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizisi (ALMA) kullanıldı.
Araştırma ekibine liderlik eden, Japonya'daki Nagoya Üniversitesi'nden Tom Bakx, "James Webb Uzay Teleskobu'nun ilk görüntüleri o kadar çok eski galaksiyi ortaya çıkardı ki bulgularını Dünya'daki en iyi gözlemevini kullanarak test etmek zorunda hissettik" diye konuştu.
ALMA'yı GHZ2/GLASS-z12 yönüne çeviren ekip, oksijen gibi elementlerle bağlantılı radyo spektrumunda emisyonlar aramaya başladı.
ALMA'yı oluşturan 66 adet 12 metrelik radyo anteninin her biri çalıştırıldı ve sonunda GHZ2/GLASS-z12 konumuna yakın bir oksijen emisyon hattı tespit edildi.
Bunu takip eden analizler ve istatistiksel testler, sinyalin gerçek olduğunu ve galaksiden geldiğini ortaya koydu.
ÖNEMLİ BİLGİLER VERİYOR
Monthly Notices of the Royal Astronomical Society adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırma, evrendeki ilk galaksilere dair önemli bilgiler veriyor.
Emisyonun parlaklığı, galaksinin hidrojen ve helyumdan daha ağır elementleri nispeten hızlı bir şekilde oluşturduğu sonucuna götürüyor.
Araştırmacılara göre bu bulgu özellikle ilginç. Zira yıldızlar ortaya çıkmadan önce evren, helyum ve hidrojenden oluşuyordu.
Yıldızlar ortaya çıktıktan sonra sıcak, yoğun çekirdeklerinde atomları parçalayarak daha ağır elementler oluşturmaya başladı.
Ancak bu elementler yıldızların içinde "kilitliydi". Yani daha ağır elementlerin yıldızlararası uzayda yayılabilmesi, yıldızların patlayarak ölmesine kadar mümkün olmadı.
Araştırmanın ortak yazarı Jorge Zavala, "James Webb'in çalışmaları daha yeni başladı, ancak şimdiden erken evrende galaksi oluşumuna dair teorilerimizi onun gözlemlerine uygun olacak şekilde ayarlamaya başladık" dedi:
James Webb ve ALMA'nın güçlerini birleştirmesi, ufkumuzu evrenin şafağına kadar genişletiyor.