İki hafta boyunca sürecek olan Glasgow İklim Zirvesi, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana en çok konuşulan küresel iklim zirvesi olarak öne çıktı.
İklim değişikliği ile mücadele, Brexit sonrası Avrupa Birliği (AB) ülkelerini İngiltere ile iş birliğine iten önemli bir başlık. Ancak Avrupa’daki gündeme bakıldığında bunun yerine tedarik zincirindeki anlaşmazlıklar, balıkçılık krizi ve ticaret savaşı gibi konular gündem yaratıyor.
İngiltere ve Fransa arasındaki balıkçılık krizi, Fransa’nın gece yarısından itibaren İngiliz teknelerini limanlarında yakaladıkları balıkları boşaltmasına izin vermeyeceklerini açıklamasıyla yükseldi. Ancak daha sonra Macron, yetkililer arası görüşmelerin sürdüğünü ve yaptırımların erteleneceğini söyledi.
İngiltere Çevre Bakanı George Eustice de tansiyonu düşürecek bir açıklama yaparak, “gerilimin azaldığını” ve “yapıcı görüşmeler” yapıldığını ifade etti.
Brexit Bakanı Lord Frost, perşembe günü Fransa’nın Avrupa İşleri Bakanı Clement Beaune ile bir araya gelerek Brexit konusunu görüşecek.
Fransız hükümeti, yaptırımların bu toplantıdan gerçekleşmeden yürürlüğe girmeyeceğini açıkladı. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanlığı Ofisi, İngiltere’nin son lisans tekliflerine çarşamba gününe kadar yanıt vermesini beklediğini belirtti.
TARTIŞMA NASIL BAŞLADI?
Balıkçılık, Brexit sonrası ticaret görüşmelerindeki son adımlardan biriydi. Kanalın her iki yakasında ekonomik anlamda çok etkili olmasa da balıkçılığın siyasi bir ağırlığı bulunuyor.
Birleşik Krallık suları üzerinde kontrolü yeniden kazanmak, 2016’daki Brexit kampanyasının önemli bir parçasıydı. 2021’in başında yeni bir İngiltere-AB ticaret anlaşması yürürlüğe girdi. Bu anlaşmada balıkçılıkla ilgili yeni kuralların uygulanması, İngiltere ile Fransa arasında gerginliğe yol açtı.
İki ülke arasındaki tartışma, İngiltere ve Jersey’nin Fransız teknelerinin kıyı şeridine yakın sularda çalışmasına izin vermemesinin ardından alevlendi.
AB teknelerinin İngiltere sularında balık tutmak için lisansa ihtiyacı var. Ticaret anlaşmasında, 1 Şubat ile 31 Ocak 2020 tarihleri arasında belirli bir bölgede avlandığını kanıtlayabilecek teknelere lisans verilmesi kararlaştırıldı. Ancak ne kadar kanıtın gerekli olduğuna dair anlaşmazlıklar nedeniyle İngiltere ve Fransa arasında lisans tartışması yaşanıyor.
Fransa, lisans verilmediği takdirde İngiltere’ye karşı bazı yaptırımlar uygulamakla tehdit etti.
AB Komisyonu, Fransa, İngiltere ve Kanal Adaları’ndan temsilciler, tartışmayı sonlandırmak için pazartesi günü müzakerelere başladı.
İngiltere hükümeti geri çekilmenin “Fransa’ya kalmış” olduğunu söylerken, Macron ise topun “İngiltere’nin sahasında” olduğunu vurguladı. Fransa Cumhurbaşkanı, bunun ülkeler için ikili bir mesele değil, bir AB meselesi olduğunu da söyledi.
Cuma günü, Fransa Başbakanı Jean Castex’in Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e gönderdiği mektubun ortaya çıkması tartışmaları yeniden alevlendirdi. Castex mektupta, AB’nin bu konuda “AB’yi terk etmenin kalmaktan daha çok zarara yol açacağını gösteren bir adım atması gerektiğini” dile getirdi.
Johnson ise Castex’in İngiltere’yi cezalandırmak istemesine şaşırdığını ifade etti. Cumartesi günü açıklama yapan İngiltere Başbakanı, Fransa ile ilişkilerinde “türbülans” olduğunu kabul etti. Ancak iki ülkeyi birleştiren şeylerin ayrılıklardan daha önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
LİDERLER İÇ SİYASETE OYNUYOR
İngiltere ve Fransa arasında Brexit sonrası balık avlama ruhsatları konusunda çıkan anlaşmazlık, Roma’daki G20 toplantısında da kendisini gösterdi. İngiltere Başbakanı ile AB Komisyonu Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı arasındaki ikili görüşmelerde gerilimi düşürme girişimleri oldu.
BBC’ye konuşan bir AB yetkilisi, söz konusu gerilimi düşürme çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi. Ayrıca yetkilinin, “Her iki taraftan da biraz esneklik ve pragmatizm gösterilse bunların hepsi kolayca çözülebilir, ancak ne İngilizlerden ne de Fransızlardan böyle bir işaret gelmedi” dediği aktarıldı.
İki ülke liderlerinin anlaşmaya yanaşmaması, ülkelerindeki politikalarına bağlanıyor. Emmanuel Macron, gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Fransa’daki milliyetçi sağın yoğun baskısı altında. İngilizlere karşı durması, seçmenler tarafından destekleniyor.
Diğer yandan Boris Johnson da Fransızlarla ya da Brüksel’le yapacağı bir tartışmanın Muhafazakar Parti ve destekçileri açısından olumlu sonuç getirdiğini biliyor.
DİĞER AB ÜLKELERİ DAHİL OLMAK İSTEMİYOR
Diğer AB ülkeleri ise teknik düzeyde İngiltere-Fransa meselesi olarak gördükleri konuya dahil olmak istemiyor. Ancak hem Fransa hem de Birleşik Krallık, Brüksel’i konuya dahil etmeye kararlı görünüyor.
Fransa, İngiltere’nin balıkçılık lisanslarını vermemesinin Brexit sonrası Ticaret ve İşbirliği Anlaşması’nın (TCA) ihlali olduğunu söyledi.
İngiltere Brexit Bakanı Lord Frost ise Fransa’nın İngiltere malları üzerinde daha maliyetli kontroller uygulamak ve İngiltere’ye elektrik tedarikini “yeniden değerlendirmek” dahil olmak üzere olası misillemeleri uygulaması halinde, İngiltere’nin bunu bir ihlal olarak göreceği ve AB’ye karşı yasal işlem başlatacağı konusunda uyarıda bulundu.
Bazı AB ülkelerinden diplomatlar, cuma günü Fransa Başbakanı’ndan Avrupa Komisyon Başkanı’na gönderilen mektuptan rahatsız olduklarını dile getirdi.
Diğer yandan İngiltere’nin tavrı, Brexit sonrası Kuzey İrlanda Protokolü’nü askıya almak için “bahane aradığı” şeklinde değerlendirildi.