İnmenin, kalıcı felç, konuşma bozukluğu, görme kaybı, denge bozukluğu ve hatta ölümle sonuçlanabilen bir sağlık sorunu olduğunun altını çizen Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ethem Murat Arsava, hastalığın genellikle ani olarak ortaya çıktığını, en sık gözlenen bulguların ise yüz, kol veya bacakta his veya güç kaybı, denge veya koordinasyon bozukluğu, konuşma ve anlama güçlüğü, görme kaybı ve çift görme şeklinde kendini gösterdiğini aktardı.
Arsava, Türkiye'de ve dünya genelinde inmenin, ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkati çekerek, inmede erken müdahalenin sadece hayat kurtarıcı olmakla kalmayıp, inme sonrası gözlenebilecek özel gereksinimlilik oranını da asgari düzeye indirdiğine işaret etti ve bu nedenle inme belirtileri görüldüğünde hemen 112 ile temasa geçilmesi gerektiğini bildirdi.
Sağlıklı yaşam, riski azaltıyor
Arsava, inme riskini azaltmak için sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bunun için sigara ve alkol tüketiminden uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, stresten uzak durmak gibi adımlar atılmalıdır. Ayrıca yüksek tansiyon, diyabet, yüksek kolesterol gibi risk faktörleri varsa düzenli olarak kontrol edilmeli ve tedavi edilmelidir" dedi.
Projede saha çalışmalarına ağırlık verilecek
İnmenin önlenebilmesi için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği değerlendirmesinde bulunan Arsava, bunun yapılabilmesi için Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği olarak da çeşitli faaliyetler ve projeler yürüttüklerini söyledi. Bu doğrultuda derneğin resmi web sitesi dahil tüm sosyal medya kanallarında bilinçlendirme kampanyaları yaptıklarını aktaran Arsava, halkla doğrudan bir araya gelinen saha çalışmalarına da ağırlık verdiklerini ifade etti.
Prof. Dr. Arsava, inmenin önlenebilmesi için toplumsal farkındalığın artırılabilmesine yönelik hayata geçirdikleri projeye, Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnme Merkezi ve 1. Basamak Nöroloji Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Canan Togay Işıkay gibi, derneğe üye tüm doktorların gönüllü olarak katkı verdiğini söyledi.