Önceki gün medyaya bomba gibi bir haber düştü. Habere göre Bekir Coşkun Habertürk’te istifa noktasına gelmişti. Her şey Bekir Coşkun'un geçen Pazar günü web sitesini açtığında sitede önceki günkü yazısını görünce şok geçirmesi ile başlamış, sansürlendiğini düşünen Coşkun panikle Medya Grup Baskanı Kenan Tekdağ'ı telefonla arayarak istifa ettiğini söylemişti. İddiaya göre Coşkun olayın aslını öğrenince rahatladı ve istifadan vazgeçti... Yaşanan olay sansürden değil, site editörlerinden Umay Şekerci'nin yaptığı basit bir hatadan ibaretti.
Olayın hikâyesi böyle... Bu anlatılanlar gerçeğin ne kadar tam olarak karşılığı bilemiyoruz. Ama aksi yönde bir açıklama ya da yalanlama gelmemesini dikkate alarak şimdilik bu detayları doğru kabul ediyoruz.
Haberin devamında çok ilginç bilgiler de var. Hatayı yapan editör Umay şekerci kendisine hiçbir açıklama yapılmadan insan kaynakları servisince çağrılarak işten çıkartılmıştı. Yine aynı gün grafik servisinde çalışan Kevser Yılmaz ise Dünya Kupası maçları ile ilgili bir haberde hakemin ismini yanlış yazdığı için işinden oldu.
Peki, bu fotoğraf bize ne anlatıyor?
Öncelikle açıklamaya muhtaç bir unsur var. Medyada genel bir hava var: Habertürk’te olan her olumsuz olayın faturası direkt tek bir isme çıkartılıyor: Kenan Tekdağ. Bir çalışan işten mi çıkartıldı, bir birimde çatışma mı var hemen olağan şüpheli belli: Tekdağ talimat verdi ve… Doğru, Tekdağ’ın Habertürk’teki gücü tartışılmaz ama tüm hataların ya da olumsuz gelişmelerin kaynağı olarak bir tek Tekdağ’ı göstermek, bir başarı olduğunda Tekdağ’dan bahsetmemek ilginç bir alerjinin dışa vurumundan başka bir şey değil.
HABERTÜRK’TE HATAYA YER YOK MU?
Hata insan için. Hangimiz yapmıyoruz ki? Hatada ısrar olmadıkça, açıkça kötü niyet taşıdığı tespit edilmedikçe haberdeki örnekte olduğu gibi hatalar absorbe edilmeyecek kusurlar değil. Sanmıyoruz ki Habertürk dâhil, hiçbir kurum insan unsurunu sıfır hata ilkesi üzerine konumlasın ve çalışanlarından böyle bir mükemmel portre talep etsin. Onun için bu haberde izaha muhtaç noktalar var. Mesela çok yakından biliyoruz ki kurumun en önde gelen yöneticileri hata tanımını aşan yanlışlar yaptılar ve hala yerlerinde duruyor.
VE BEKİR COŞKUN…
Bugün Bekir Coşkun babalar günü nedeniyle çok içli bir yazı yazmış. Yazısının bir yerinde işsiz babalardan falan bahsetmiş. Güzel yazmış. Hani hep ezilenin yanında, zalimlere kök söktürüyor ya… Merak ediyoruz. Bir yanlış anlama sonucunda ortalığı birbirine katıp bir medya emekçisinin işsiz kalmasına neden olması sonrasında ne yaptı? “hah iyi… Yazım sansürlenmemiş” deyip kendi gündemine dönüp dalgasına devam mı etti? Yoksa o editör için devreye girdi mi?
Misafir 9 Ekim 2010 Cumartesi 00:53
|
Muhtar 27 Haziran 2010 Pazar 19:58
|
Bekir 22 Haziran 2010 Salı 11:01
|
Bekir 22 Haziran 2010 Salı 10:50
|
Tahsin Hasan 20 Haziran 2010 Pazar 12:58
|
Hasan Tahsin 20 Haziran 2010 Pazar 00:12
|