Uzmanlar, fırtınayı “G1 sınıfı” diye kategorize etti. Bu sınıftaki fırtınalar, genellikle “potansiyel olarak yıkıcı” diye niteleniyor. Zira güç şebekelerinde nispeten zayıf dalgalanmalar yaratabiliyor, uyduların işlevlerini etkileyip, göç eden hayvanların yön bulma yeteneklerini bozabiliyor.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne göre “gaz halindeki malzemenin Güneş atmosferinin güneyindeki bir delikten aktığı” gözlemlendi. Uzmanlar bu tahminlerin ardından fırtına uyarısında bulundu.
Güneş’in korona diye adlandırılan atmosferindeki bu delikler, yıldızdaki plazmanın nispeten soğuk ve seyrek olduğu alanlar. Ancak aynı zamanda Güneş’in manyetik alan çizgilerinin uzaya doğru ışınlandıkları yerler.
San Francisco’daki bilim müzesi Exploratorium uzmanlarına göre bu, Güneş’ten çıkan malzemenin saatte 2,9 milyon kilometre hızla gezegenlere doğru savrulmasına sebebiyet veriyor.
Fırtınalar, uyduları, GPS sistemlerini ve elektronik cihazları kötü etkilese de Dünya’nnın manyetik alanıyla etkileşimi sayesinde kutup ışıklarını meydana getirerek Kuzey Yarım Küre’nin yüksek enlemlerinde görsel şölen yaratabiliyor.
GÜNEŞ'TE HAREKETLİLİK GİDEREK ARTACAK
Gökbilimciler Güneş’teki patlamaların birkaç yıl içinde giderek artacağını ve zirve noktasına ulaşacağını belirtiyor. Çünkü Güneş, şu anda hareketli bir evrede.
Yıldız her 11 yılda bir, sakin veya fırtınalı geçen bir döngüsünü tamamlıyor ve yenisini başlatıyor. Güneş’in 2019’da 25. döngüsüne girdiği biliniyor. Bu döngülerden sakin olanına, yani yıldızdaki patlamaların ve lekelerin minimum seviyeye indiği dönemlere “solar minimum” adı veriliyor.
Güneş lekelerinin arttığı ve patlamaların da sıklaştığı evrelerse “solar maksimum” diye adlandırılıyor.
Uzmanlara göre yıldız şu anda hareketli bir dönemden geçiyor. Ancak henüz başında olduğu için 2022’nin çok şiddetli olaylara tanıklık etmeyeceği düşünülüyor.
2025’teyse solar maksimum evresi zirve noktasına ulaşacak. Bu nedenle özellikle 2025 civarında şiddetli patlamaların Dünya’yı etkilemesi bekleniyor.