Gazeteci Fuat Uğur, bugünkü köşesinde 'Özgür Özel, mesajınız var! CHP’li 200 belediye başkanının da işi mi vardı?' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İŞTE UĞUR'UN YAZISI:
CHP Genel başkanı Özgür Özel, kucağına bırakılmış, pimi çekilmiş bir bomba ile sürekli birlikte ve sonunda korkarım ki kendini imha edecek.
O bomba DEM-PKK’dan başkası değil.
Ne oldu?
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in PKK terör örgütü ile iltisaklı olduğu iddiasıyla hazırlanan delillerden yola çıkarak tutuklanmasının ardından, tuttu Esenyurt’ta bir miting düzenledi ve bunun için tüm CHP’li belediye başkanlarını bu toplantıya çağırdı.
CHP’li belediye başkanlarının arasındaki üç ağır top; ABB Başkanı Mansur Yavaş, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ile Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal katılmadılar. Mansur Yavaş “Cenazem var” dedi ama kimin cenazesine katıldığını bilen yok. Tanju Özcan daha dobra ve harbiydi, “İçeriğini bilmediğim bir meselede kimseye kefil olamam” dedi.
Ama onlarla sınırlı değildi. Bildirildiğine göre 200 BELEDİYE BAŞKANI GELMEMİŞTİ.
Düşünün AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan herhangi bir konuda partisinin belediye başkanlarını Ankara’ya ya da İstanbul’a çağıracak ve onlar gelmeyecek. Böyle bir şeyi hayal edebiliyor musunuz?
Ama CHP Genel Başkanı Özgür Özel çağırdı ve kimse gelmedi.
Sayın Özel’in liderliğinin tartıya vurulmasıdır bu olay ve normalde üç okka çekmesi gerekirken çok hafif kalmıştır.
Ayrıca Anadolu'daki il ve ilçelerde de HALKIN KATILIMI SIFIRDI ve sadece yönetim kadroları ile 50-100 kişiden ibaretti. Hatırlarsanız üç-dört ay önce de ışık kapatma eylemi başlatmışlardı ve o da fiyaskoyla sonuçlanmıştı.
Peki neden?
Çünkü CHP tabanı partisine mecbur kaldığı için oy veriyor.
Ne Kemal Kılıçdaroğlu bunun farkındaydı ne de şimdiki Genel Başkanı Özgür Özel.
İyi başlamıştı ama “Kılavuzu karga olanın…” diye başlayan darb-ül meselde olduğu gibi rehberliği kendi öz geçmişinde, benliğinde aramak yerine DEM ve PKK’nın ayakçısı olmayı tercih eden bir anlayışın kurbanları arasına o da eklendi.
CHP Genel Merkezi politbürosunun akıl almaz biçimde koşulsuz itaat ettiği, diploması bile geçersiz ANAP kökenli Laz Müteahhit prototipinin 'politik zeka'sı 100 yıllık partiyi kendisiyle beraber bir felakete götürüyor, farkında değiller.
Özgür Özel tüm bunların sebebi nedir diye iyice bir düşünmeli.
-Acaba o meydana gelen 15 bin kişinin yüzde 90’ınının DEM’li ve PKK’lı olması bir etken midir?
-O meydana CHP’liler neden itibar etmemişlerdir?
-Kent uzlaşısı adı altında 10 yıldır CHP üyesi olan ama ruhen DEM’le kalbi çarpan, tüm argümanları onlarınkiyle aynı olan, PKK ile bağlantıları konusundaki iddianame ile birlikte tutuklanan Ahmet Özer’e bu kadar sahip çıkılmasına gösterilen tepki midir bu?
-Aynı şeyi Urla Belediye Başkanı için yaptılar. Adam FETÖ’cü çıktı şimdi hapiste. Hiç mi ders almayacaksınız?
-O mitingde DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın CHP otobüsünün üstüne çıkarılıp konuşturulması mıdır?
-O meydanda DEM’lilerin, PKK’lıların bayraklarının CHP bayraklarından daha fazla oluşu mudur?
Özgür Özel’in konuşurken “Burada çeşitli bayraklar, farklı renkler görüyorum. Farklı renklerimiz var, farklı bayraklarımız var ama biz hep birlikte Türkiye'yiz” dedi. Dili mi sürçtü yoksa bilerek mi söyledi bir tahminim yok ama ben dâhil herkesten “Bizim bir tek bayrağımız var” diye tepki aldı. Ama Özel’in kastettiği parti bayraklarıymış, öyle dediler. İyi de Ahmet Özer CHP’li değil miydi? Miting CHP’nin mitingi değil miydi? Neden o mitingde PKK, DEM ve çeşitli irili ufaklı sosyalist-komünist partilerin bayrakları olur?
Yürümeyi öğrendiği partisinden ve onun ruhundan ilk iş olarak hızla uzaklaşan bir Genel Başkan var şu anda.
Millet Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Sinan Burhan, ABB Başkanı Mansur Yavaş’a neden katılmadığını sormuş ve tabii klasik cevabı almış ama Tülay Hatimoğulları’nın DEM Parti Eş Genel Başkanı olarak bu mitingde konuşmasının kendisini rahatsız edip etmediği sorusuna da cevap vermemiş. Sükut, ikrar… Demek ki rahatsız olmuş. Yeni değil ki bu, daha önceleri de çeşitli vesilelerle sıkıntılarını ifade etmişti.
Mansur Yavaş’ı bir kenara yazın. Ortada bir duygusal kopuş var. Partisinin kendi aidiyetlerinin tersine başka sulara yelken açtığını endişeyle izliyor. Artık o gemide olup olmama konusunda mütereddit.
Yazının tamamını okumak için tıklayın