Sıklıkla 65 yaş üstü kişilerde görülen demans (bunama) hastalığıyla ilgili önemli uyarılarda bulunan Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Eser Buluş, “İçeriğinde alüminyum bulunan kaplar, tencereler ve alüminyum folyo içerisinde pişirilen yiyeceklerden uzak durun” dedi. Hastalığı iyiliştiren ilaç olmadığını kaydeden Buluş’un önerileri, Akdeniz tipi beslenme, bulmaca çözme, bol balık ve ceviz tüketimi. Demansın kesin bir tedavisi henüz yok.
Alüminyum tetikliyor
Tedavide bazı ilaçları kullandıklarını ama bu ilaçların hastalığı iyileştirmediğini, sadece yavaşlattığını kaydeden Dr. Buluş, özellikle Akdeniz tipi beslenmenin demans riskini uzaklaştırdığı görüşünde: “Yaşlı bireyler başta olmak üzere demanstan korunmak isteyen herkesin günlük beslenmesinde omega-3 yağ asitlerini, polifenol içeren besinleri (çay, meyve suyu) ve antioksidan vitaminler (E, C vitamini) başta olmak üzere vitamin alımlarını artırmaları gerekir. Alüminyumun Alzheimer’ı tetiklediği düşünülmektedir. Bu nedenle içeriğinde alüminyum bulunan kaplar, tencereler ve alüminyum folyo içerisinde pişilen yiyeceklerden uzak durun. Alüminyum içeren kabartma tozları kullanmayın. Ayrıca zihin egzersizleri yapmamıza yardımcı olan bulmaca ve sudoku çözmenin yanı sıra haftada 3-4 kez 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş yapılması, uyku düzenine dikkat edilmesi ve alkol-tütün-uyarıcı maddelerden uzak durulması önerilir. Özellikle Alzheimer hastalığı olgularının yüzde 5-10 kadarında ‘otozomal dominant’ dediğimiz bir tür genetik geçiş söz konusudur. Bu durumda demans tablosu 65 yaş üstünde değil de 40 yaş gibi erken yaşlarda başlar. Ailesinde demans hastası olan biri, gençlik çağlarından itibaren beslenme şekline, uyku düzenine, düzenli egzersiz yapmaya ve vücut kitle indeksine göre belirlenen kilo durumuna dikkat etmeli.”
Hastalığın belirtileri
‘Demans’ halk arasında bilinen adıyla ‘bunama’, dünya nüfusunun yaşlanması ile hızla yaygınlaştı. Hastalığın evresine göre değişiklik gösteren demans, hafif evrede isimleri unutmak, eşyaların konuldukları yerleri hatırlayamamak gibi problemlerle baş gösterir. Zamanla kişinin konuşma miktarı azalır ve özellikle karmaşık konular konuşulurken sözcük bulmak zorlaşır. Orta evrede ise bellek bozukluğu daha ilerlemiş olup eski olayların da unutulduğu gözlenir. Kişi-yer-zaman kavramlarında bozulmalar olur ve hasta tanımadığı çevrelerde kaybolmaya başlar. Anlama bozuklukları, yanlış anlamalar ve bunlara bağlı olabilecek davranış kusurları ve sanrı, halüsinasyon gibi psikiyatrik belirtiler ortaya çıkar. İleri evrede ise hasta tamamen geçmişte yaşar, aile üyelerini tanıyamayabilir.
(Milliyet)