Turktime

Ezeli rekabette gerilim dolu günler

Galatasaray kulübü başkanı Dursun Özbek'in açıklamalarının ardından Fenerbahçe ve Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç'tan cevap geldi.
ABONE OL
Abone Ol
Ezeli rekabette gerilim dolu günler
Haberler / Spor
6 Şubat 2024 Salı 00:28
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün resmi hesabından yapılan Ali Koç imzalı açıklamada, "Kulüplerimiz arasında devam eden tüm gündemler ile ilgili olarak uzaktan maval okumak yerine sizi istediğiniz mecrada, yanınıza istediğiniz yardımcıyı da alarak 5. kez karşı karşıya yayına çıkmaya davet ediyorum. Tabii yüreğiniz yetiyorsa…" ifadeleri kullanıldı.

Özbek'in Ali Koç hakkındaki yorumlarını da içeren bugünkü açıklamaları şöyle:

"Biz şu anda mayıs ayındaki seçimden ziyade söz verdiğimiz işlerin bitirilmesine konsantreyiz. Seçime daha aşağı yukarı 4 ay var. Bu süreyi, hizmet maksadıyla değerlendirmek istiyoruz. Şu anda bir seçim çalışması içinde değiliz. Onu vakti zamanı geldiği zaman oturur, düşünürüz. Camiamızın talepleri, görüşü doğrultusunda hareket ederiz.

ALİ KOÇ'A 'ZAT' GÖNDERMESİ

Fenerbahçe Başkanı Koç'un Yüksek Divan Kurulu'nun Şubat Ayı Olağan Toplantısı'ndaki açıklamalarına da cevap veren Özbek, şunları söyledi:

"Son divanı izlemedim ben fakat Fenerbahçe Kulübü Başkanı olacak zatın söyledikleri basına da yansıdı. Dolayısıyla tarafıma da geldi. Tabii hoş bir ifade tarzı değil. Bunu şöyle yorumluyorum ben. Fenerbahçe Başkanı olacak kişi Vehbi Koç'un torunu. Bu kişi aynı zamanda iyi bir eğitim almış, Koç ailesinin bir mensubu. Türkiye için Koç ailesi önemli bir aile. Yurt dışında ve yurt içinde iyi bir eğitim görmüş, çok önemli eğitim almış. İyi bir iş hayatı var. Çok zengin bir aileye mensup.

Peki böyle bir kişi niye Türk Futboluna bölünmeyi, kutuplaşmayı ve birbirine düşman olmayı getirmeye çalışır? Türkiye'nin yüzde 75'i Galatasaray ve Fenerbahçe'den oluşuyor. Futbolla ilgilensin, ilgilenmesin veya takip etsin, etmesin bu bir gerçek. Bizim ağzımızdan çıkan kelimeler bu insanlara ulaşıyor. Bu insanları etkiliyor. Bu insanların bizim ifadelerimizden beklentileri var. Peki niye böyle bir kutuplaşmayı, Galatasaraylı veya Fenerbahçeli diye bölünmeyi ve birbirine düşman olmayı teşvik edici söylemler niye yapılır?

Çok düşündüm. Bu manada daha önce de böyle düşünmüştüm. Bir ifadem de vardı ve onun çok gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Şimdi Türkiye bulunduğu coğrafi konum ve demografik yapısı itibariyle düşmanları tarafından bölünmeye Türk, Kürt diye PKK vasıtasıyla ayrılıkçı kalkışma var. Alevi ve Sünni diye zaman zaman bunu kaşıyan düşmanlarımız var. FETÖ'cü olan veya olmayan diye 15 Temmuz'da kalkışma yaşadık. Türkiye'nin başında böyle belalar varken bir kişi Galatasaray'ı ve Fenerbahçe'yi birbirine düşman ederek hatta sokaklara çağırarak, hatta 'Bunları gördüğünüz yerde tokatlayın' ifadeleri gibi ya da 'gördüğünüz yerde fotoğrafını çekin' gibi ifadeler kullanarak niye yapar?

"TÜRKİYE BÖLMEK İÇİN YENİ PROJE"

O kişi aynı zamanda Türkiye'yi seven, Atatürkçü kimlikten ve etik değerleri yüksek olduğunu ifade ediyor. Peki kardeşim, bu değerlere sahipsen niye böyle bir tavır içine giriyorsun? Başkanlığı kötüle, kulübü kötüle ve hiç ağza alınmayacak şekilde ifadeler kullan Galatasaray için. Benim aklıma iki şey geliyor. Birincisi Türkiye'yi çekemeyenlerin ve düşman olanların Türkiye'yi bölmek için çeşitli davranış biçimleri var. Acaba ben de diyorum böyle birisi bir proje mi? Türkiye'yi ne PKK bölebilmiş ne FETÖ bölebilmiş. Yani kimse bölememiş. Türkiye'yi bölmek için yeni bir proje mi deniliyor yani.

Galatasaraylı, Fenerli sokağa çıksın bu çağrılar var. Bunu çok sakıncalı buluyorum. Dolayısıyla o kişiye (Ali Koç) şunu tavsiye ediyorum. Bundan vazgeç. Türkiye'nin huzura, birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Türkiye'nin bekasını tehlikeye atacak bu tartışmalar böyle başlar ve nerede duracağını bilemezsin. Onun için ben kendisine bu huzuru bozucu, Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kasteden davranış biçimi içerisinde olmamasını tavsiye ediyorum. Biz Galatasaray ve Fenerbahçe olarak mücadelemizi, bilek güreşimizi sahalarda yapalım. Bu kulüpler onun için kurulmuş. Bu kulüplerin birinci görevi sahada bu futbol aktivitesini sevdirebilmek, insanları hafta sonlarında hoş bir vakit geçirmelerini sağlamak ve takımlarıyla mutluluklar yaşamak için yapılan bir aktivite.

"TEDAVİ EDİLMELİ"

Olayların bu maksatla yapıldığını kabul edersek o kişi bir proje olarak kulübün başına geldiğini düşünüyorum. Peki diyelim ki öyle değil. Bu söylediklerim yanlış. Bu davranış biçimini değerlendirmek, bunların olmadığını ve daha önce söylediklerimin yok farz edildiği dönemde bu davranış biçimini nasıl değerlendiririz? O kişi iyi yetişmiş, zengin, iyi bir ailenin verdi, eğitimi çok üst düzeyde ve başarılı bir iş adamı. Bunların hepsini bir tarafa yazdığımız zaman bir tane eksik kalıyor. Çünkü bu patolojik bir olay haline geliyor. Demek ki bir parametre eksik. Burada sağlıklı olmayan bir durum hasıl oluyor. Onun için bu tavrın ve söylemlerin derinlemesine incelenmesi, bu manada o kişinin bazı desteklere ihtiyacı olabileceğini düşünüyorum. Bu, tedavi edilmesi gereken bir husus. Dediğim bütün bu özellikleri bir araya getirdiğimiz zaman ülkenin birliği ve beraberliği için savaşmış, Atatürkçü, etik değerlere sahip Türkiye'yi düşünen bir kişinin bu manada Türkiye'yi bölmek için eğer bir proje değilsen o zaman kardeşim burada başka bir durum var. Bu şekilde incelenip bunun süratle tedavi edilmesinin gerektiğini düşünüyorum

"DERHAL İSTİFA ETMELİ"

Fenerbahçe başkanı olan kişinin ifadelerine dikkat ettiğinizde hep bir mağduriyet çıkarma, hep bir ağlama hali var. Ağzımızdan çıkan laflara dikkat etmemiz gerekiyor. Bir kulübün başkanı, federasyonla kavga ediyor, MHK ile kavgalı, Tahkim ile kavgalı. Bütün takımlarla kavgalı. Bütün takımlarla kavgalı cümlemi de şöyle ifade etmek istiyorum. Kulüpler Birliği Vakfı'nın sezon açılışında o kişinin şöyle bir ifadesi oldu; Bu sene şampiyon olmak için, fıtratımda olan ve olmayan, elimden gelen ve gelmeyen her şeyi yapacağım dedi. Orada 20 tane ayrı takım vardı. Hepsi de Türk futbolu için önemli. 20 takımın da gönlünde şampiyonluk yatar. Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olarak bunları diğer 19 takıma söylüyorsun. Böyle bir laf edilir mi? Sen eğer bu ifadenin arkasında duruyorsan, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı görevini bırak, diye çağrıda bulundum. Bugün de bunu tekrarlıyorum. Derhal istifa etmeli. Ondan sonra Fenerbahçe Kulübü başkanı olarak istediklerini söyleyebilirsin.

"10 YILDIR ŞAMPİYON OLAMIYORLAR"

Kaç kişi inandı bilmiyorum. Geçtiğimiz dönemde divan kurulu başkanları kendi aralarında toplanıyor ve sohbet ediyorlar. Biz kendilerini davet ettik, diğer kulübün divan başkanları bir araya geldi. Ben de onlara 'Hoş geldiniz' dedim ve oradan ayrıldım. Fenerbahçe'nin divan başkanı bir müddet sonra beni aradı. 'Sayın başkan, siz Ali Koç'un başkan olarak kalması bizim için çok iyi demişsiniz' dedi. Ben de 'Sen de oradaydın, belli bir süre sizinle beraber oldum ve sonra oradan ayrıldım. Bulunduğum süre içerisinde siz böyle bir cümlemi duydunuz mu'? dedim. 'Duymadım' dedi. Kendisiyle böyle bir telefon konuşmamız oldu. Demek ki bu algının peşindeler. '

Ben başkanlığı bırakacağım, kulüp zaten 10 yıla yakın senedir şampiyon olamıyor, bu normal mi ?' diye herkese soruyor. Kendisi aslında 'Bu sene başkanlığı bırakacağım, ben şampiyon olayım' demek istiyor. Bu konuşmayı kime söylüyor, muhatabını bulmak da zor. Şampiyonluk bir emeklilik ikramiyesi değildir dedim. Sahada mücadeleni edersin, kazanırsan şampiyon olursun. Kazanamazsan bunu unut. Böyle bir endişeleri var. 10 yıla yakın süredir şampiyon olamamaları travmatik bir durum yaratıyor. Bunun çaresi kavga ederek değil, mücadele etme becerisini daha iyi yönetmekle alakalı. Benim onlara bir ağabey tavsiyem şu; Yeşil sahanın içinde kalın. Enerjinizi ,performansınızı daha üst seviyeye çekmek için harcayın.

"FENERBAHÇE'NİN 10 PUAN ÖNÜNDEYDİK"

Hakem hatalarıyla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Mukayeseye geldiği zaman Galatasaray'ın kayrıldığı ve Galatasaray'ın lehine yaklaşımlar olduğu ifade ediliyor. Hep bu yönde bir algı peşindeler. Başkanı, yardımcısı, çalışanı, hepsi bu bakış açısında. İncelediğinde şurası çok net, standartlarda bir sapma olmasaydı şu anda biz onların 10 puan önündeydik. Verilen, verilmeyen penaltılar, gösterilen kartlar dikkate alındığında bu ortaya çıkıyor. Bütün bunlar dikkate alındığında asıl mağdurun Galatasaray olduğunu herkesin kabul etmesi gerekiyor. Her konuşmasında bizim algı peşinde olduğumuzu ifade ediyor. Böyle bir şey olmaz. Algıyla ilgili çalışan tek kulüp Fenerbahçe. Göğsünü gere gere de bizim yaptığımızı söylüyor."

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime