Erdoğan, "Önümüzdeki aylarda hem PKK/PYD'yi hem de DEAŞ kalıntılarını ortadan kaldıracak bir harekat tarzı izleyeceğiz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'bir kaç gün içinde başlayacak' dediği Fırat'ın doğusuna yönelik askeri harekatın yakın zamanda yapılmayacağını söyledi. ABD Başkanı Donald Trump'la yaptıkları görüşme sonrası harekatı bir süre bekletme kararı aldıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sayın Trump'la yaptığımız telefon görüşmesi, gerek diplomasi ve güvenlik birimlerimizin temasları, gerekse Amerikan tarafından yapılan açıklamalar, bizi bir müddet daha beklemeye yöneltti, tabi bu ucu açık bir bekleme süreci değildir."
Erdoğan, "Sayın Trump'la da yaptığımız görüşme neticesinde bize şunu söyledi; 'Buradan siz DEAŞ'ı temizler misiniz?' Biz temizledik, bundan sonra da temizleriz. Yeter ki sizler lojistik anlamda bizlere gerekli desteği verin ve çekilmeye başladılar mı, başladılar. Şimdi hedef bu diplomatik ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde sürdürmek, nasıl ki Cerablus'ta 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiysek, bundan sonra da yine bu terör gruplarını PKK, PYD, YPG hepsini etkisiz hale getirebilecek kabiliyete sahip bir Özgür Suriye Ordusuna ve Mehmetçiklere sahibiz" ifadelerini kullandı.
'IMF'YE BORCU SIFIRLADIK, HERHANGİ BİR İLİŞKİMİZ KALMADI'
'500 Büyük Hizmet İhracatçısı Ödül Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
- Tesis ettiğimiz ve adeta gözümüz gibi koruduğumuz istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye, adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Cumhuriyetimizin kuruluşunda ümit verici birtakım adımlar atıldı ancak tek parti hükümeti bunları akamete uğrattı.
- Dışardan dayatılan formülleri de, bedeli kurşun gibi ağır olan borçlanma yöntemlerini de bir kenara bıraktık. 2013 yılında IMF'ye olan borcu sıfırladık. Şu anda bizim IMF'le bu noktada herhangi bir ilişkimiz kalmadı, bitti o dönem.
- Biz ülkemize güvendik, güvendikçe, milletimize ram oldukça başarıların yağmur olup Türkiye'nin üzerine yağdığını gördük. Türkiye kendine güvendikçe bölgesinde ve dünyada gücü ve itibarı artan bir ülke haline geldi.
'SATIN ALMA PARİTESİNE GÖRE DÜNYANIN EN BÜYÜK 13. EKONOMİSİYİZ'
- İş adamı için söz önemlidir ama rakam daha önemlidir. Bunun için söylediklerimizi esasında sizlerin de yakından takip ettiğine inandığım rakamlarla desteklemek istiyorum. Mesela geçtiğimiz 16 yılda Türkiye ortalama yüzde 5.7 büyüdü. Ülkemize gelen yatırımların tutarı 200 milyar doları geçti.
- Satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 13. ekonomisiyiz.
- Geçtiğimiz aylarda yaşanan kur-faiz-enflasyon merkezli dalgalanmayı birileri milletimizin moralini bozma, umudunu kırma vesilesine dönüştürmeye çalışıyor. Halbuki sadece ekim ayında açılan ve kapanan şirket sayısına baktığımızda, önceki yıllardan çok daha olumlu bir orana ulaştığımızı görüyoruz.
- Cari işlemler dengemizde de ciddi bir iyileşme dikkat çekiyor. Zaman zaman yanlış iddialarla istismar edilen bireysel krediler konusunda da ülke olarak biz gayet iyi durumdayız.
'TÜRKİYE DIŞ POLİTİKADA DESTAN YAZIYOR'
- Türkiye demokrasisiyle, ekonomisiyle, güvenliğiyle hedeflerine doğru ilerlemektedir.
- Türkiye'nin yönetimi, Türkiye'nin iktidarı, dış politikada destan yazmaktadır, destan. Hem diplomatik anlamda, hem askeri anlamda hem de sınırlarımızın güvenliği anlamında bunu başarmış olan bir Türkiye var. Hazmedemeyenler yok mu var. Bunlar da dışarda olmaktan çok içerde. Bunlar hazımsız. Bunları aslında gastrologlara göstermek lazım.
- Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok ama Suriye'den bize gelecek terör saldırılarına karşı tavrımız kesindir. Bölgenin güvenliği bizim için esastır. Gerek Rusya gerek İran'la birlikte bölgede attığımız adımların hedefi, güvenliği tesis etmektir.
- Suriye topraklarını huzura kavuşturma işini bizzat üstlenmek mecburiyetinde kaldık. Samimi olan Arabı Kürdü Türkmeni hepsi ne diyorlar, 'Türkiye gelsin' Niçin? Çünkü Türkiye'ye inanıyorlar, Türkiye'ye güveniyorlar.
- Rusya'yla tesis ettiğimiz yakın ilişki ve gerçekleştirdiğimiz operasyonlar Fırat'ın batısını istikrara kavuşturmamızı sağladı. Suriye krizinin başından beri Amerika'yla yürüttüğümüz diplomasi trafiği sonuçları itibariyle maalesef istediğimiz noktaya gelmemişti. Ama şimdi o da arzu edilen seviyeye geliyor. Özellikle Obama döneminde yaşanan sorunlar kötü bir miras olarak Trump'a kaldı. Yüz yüze veya telefonla yaptığımız görüşmelerde kişisel olarak Sayın Trump'la Suriye meselesinde pek çok noktada aynı kanaatleri paylaştığımızı gördük. Ancak bu görüş birliğinin sahaya yansıması oldukça geç oldu ama oldu.
'TRUMP 'DEAŞ'I SİZ TEMİZLER MİSİNİZ?' DEDİ'
- Nihayet geçtiğimiz günlerde bu konuda şu ana kadarki en açık sözleri Amerika yönetiminden duymayı başardık. Atalarımız 'sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş' der. Biz de geçmişteki kötü tecrübelerimiz sebebiyle, bu sözleri ihtiyatla karşılıyoruz. Aslında geçtiğimiz hafta Fırat'ın doğusuna operasyon kararı almış ve bunu kamuoyuna açıklamıştık.
- Sayın Trump'la da yaptığımız görüşme neticesinde bize şunu söyledi; 'Buradan siz DEAŞ'ı temizler misiniz?' Biz temizledik, bundan sonra da temizleriz. Yeter ki sizler lojistik anlamda bizlere gerekli desteği verin ve çekilmeye başladılar mı, başladılar. Şimdi hedef bu diplomatik ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde sürdürmek.
- Nasıl ki Cerablus'ta 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiysek, bundan sonra da yine bu terör gruplarını PKK, PYD, YPG hepsini etkisiz hale getirebilecek kabiliyete sahip bir Özgür Suriye Ordusu'na ve Mehmetçiklere sahibiz.
- Sayın Trump'la yaptığımız telefon görüşmesi, gerek diplomasi ve güvenlik birimlerimizin temasları, gerekse Amerikan tarafından yapılan açıklamalar, bizi bir müddet daha beklemeye yöneltti, tabi bu ucu açık bir bekleme süreci değildir.
- Önümüzdeki aylarda Suriye sahasında hem PKK/PYD unsurlarını hem de DEAŞ kalıntılarını ortadan kaldıracak bir harekat tarzı izleyeceğiz. Bunun bilinmesi lazım.