AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, katıldığı bir canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın, Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunda Millet İttifakı'nın adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıklamasına ilişkin Yıldırım, Özdağ'ın, Zafer Partisinin aldığı oyları mı yoksa Sinan Oğan'ın oylarını mı masaya koyduğu konusunda belirsizlik olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun ittifak protokolünü imzaladığını fakat ittifak bileşenlerinden farklı farklı sesler gelmeye başladığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Kimisi, 'Biz ona tam yetki verdik, ona göre yapmıştır' dedi, kimisi 'Protokolü basından gördük' dedi. Benim bildiğim kadarıyla bunların bütün işlemlerinde altı imza atılıyor ve sonra kamuoyu ile paylaşılıyordu. Belli ki tam bir mutabakat yok. Zafer Partisi, HDP gibi sonradan sisteme dahil olan bir parti olarak burada ikinci tur seçimi öncesi yer almış oluyor. İttifak ortaklarından HDP, bu maddelerin hiçbirine imza atmaz. İki gün içinde siyaset çok daha hareketlenecek. Zafer Partisinin desteği katiyen katkı sağlamaz. Burada güvensizlik tavan yapmış durumda. Siyasette 'Dün dündür, bugün bugündür' dönemi bitmiştir, çünkü bugün herkes anlık takip ediyor. Söylenen her şey kaydediliyor ve insanlar bu çelişkileri görüyor."
Yıldırım, Özdağ'ın mültecilerle ilgili söylemlerine katılmadıklarını, Türkiye'de 3,6 milyon Suriyeli olduğunu, hepsinin geçici koruma altında bulunduğunu belirterek, düzensiz göçü kontrol altına aldıklarını ifade etti.
"YAPAAMAYACAĞIMIZ ŞEYİ SÖYLEMEYİZ"
Kendi anlayışında "Dün dündür, bugün bugündür" siyasetinin artık geçerli olmadığını kaydeden Yıldırım, "Siyasetin omurgası da mutlaka olmalı. Kemal Bey'in yaptığı omurgasız siyaset. 14 Mayıs öncesi başka bir ağız, 14 Mayıs'tan sonra tamamen bir U dönüşü, daha çok milliyetçi söylemler, daha çok ülkücülerin oylarına talip olma. Bunlar milletin gözünden kaçmıyor. Yani güven esastır. AK Parti siyasetinde söylediğimiz şeyi yaparız, yapamayacağımız şeyi söylemeyiz. Bizim temel ilkemiz bu. 21 yıldır bunu yapıyoruz." diye konuştu.
İttifak ortaklarıyla geleceğe yönelik pazarlık yapmadıklarını söyleyen Yıldırım, şu anda da ittifak ortaklarının kendilerinden bir talebi olmadığını vurguladı.
Yıldırım, pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunu konforlu bir oranla kazanacaklarını belirterek, oran vermenin milletin oyuna saygısızlık olacağını dile getirdi.
AK Parti seçmeninin 14 Mayıs seçimlerinde kendilerine nasıl bir mesaj verdiğinin sorulması üzerine Yıldırım, "Seçmenin burada bize mesajı var, 'Ben size vize veriyorum ama ödev de veriyorum, dikkat edin, sorunlarımız var, bu sorunların üzerine gidin' vatandaşın verdiği mesaj bu, biz bu mesajı aldık. Oy kaybetmeyen parti yok, herkes kaybetmiş. Bizim ihtiyacımız olan güven ve istikrardır, güçlü iktidardır, güçlü Meclis'tir. Bu şekilde ancak hem bölgesel sorunlarımızı çözebiliriz hem küresel aktör olarak, olmamız gereken yerde durmaya devam ederiz." cevabını verdi.
Yıldırım, bir ülkede olabilecek en kötü şeyin enflasyon olduğunu dile getirerek, öncelikli hedeflerinin enflasyonu olabildiğince aşağıya çekmek olduğunu ifade etti.
Rakiplerinin Kemal Kılıçdaroğlu değil rehavet olduğunu söyleyen Yıldırım, "Vatandaşlarımız gevşeyip rehavete düşmesin. Türkiye'nin gelecek 5 yılını hiç kimse şansa bırakamaz. Mutlaka sandığa gitsinler." diye konuştu.
GÜNCEL
Sayfa başına git