Hakan, "Ben olsam Melih Gökçek’in yerinde şöyle bir istifa mektubuna imza atarım" diyerek şu sözlere yer verdi:
“Ben hiç lüzum görmüyordum ama nedense Reis böyle bir lüzum gördü... Dolayısıyla Reis’in gördüğü lüzum üzerine istifa ediyorum.”
Hakan'ın "Karaktersizliğin bu kadarı insandan soğutuyor beni" başlığıyla (20 Ekim 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Daha düne kadar...
Melih Gökçek’in adı geçtiğinde...
“Aslan Başkanım” diyenler...
“Melih Başkan bir tanedir” diyenler...
“Davanın en kıymetli neferi” diyenler...
“FETÖ’ye karşı en büyük mücadeleyi verdi” diyenler...
Bugün artık...
Melih Gökçek’in adı geçtiğinde...
“Melih Gökçek’ten halk bıkmıştı” demeye...
“Gökçek’in yolsuzlukları var” demeye...
“Parsel parsel satmıştı Ankara’yı FETÖ’ye” demeye...
“Çok yorulmuştu çok” demeye...
Başladılar.
Karaktersizliğin bu kadarı, vefasızlığın bu kadarı, anında sırt dönmenin bu kadarı...
İnsandan ve insana dair her şeyden bir anda soğutuyor beni.
Reis'in gördüğü lüzum üzerine istifa ediyorum
BEN olsam Melih Gökçek’in yerinde...
Şöyle bir istifa mektubuna imza atarım:
“Ben hiç lüzum görmüyordum ama nedense Reis böyle bir lüzum gördü... Dolayısıyla Reis’in gördüğü lüzum üzerine istifa ediyorum.”
Gökçek yeni hayatında neler yapabilir?
BİR kıyı kasabasına yerleşip balıkçılık yapabilir.
“O Ses Türkiye”de jüri üyesi olabilir.
Bir medya sitesi kurup benimle uğraşabilir.
Ankara’da kafe açabilir.
“Dinozorları Çok Sevenler Derneği” diye bir sivil toplum örgütü kurabilir.
Ankara’nın müzecilik kolu başkanlığı görevini üstlenebilir.
Beyaz TV’de ana haber bülteni sunuculuğu yapabilir.
Tek başına gazete çıkarıp bütün köşe yazılarını kendisi yazabilir.
Lunapark işletmeciliği yapabilir.
Sosyal medyada “Ümmetin yeni lideri kim olmalı” tarzı anketler düzenleyebilir.
Aylin Nazlıaka ile birlikte butik açabilir.