Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan ifadeler sonucunda 9 yaşındaki kız çocuklarının evlenebileceğine yönelik bir anlam çıkması üzerine yaşanan tartışmalara değinen Economist, "Diyanet'in garip ve tepki toplayan açıklamalar yapmakta üstüne yok. Diyanet şimdiye kadar yeni yıl kutlamanın, piyango oynamanın, evde köpek beslemenin, Bitcoin almanın İslam'ın kurallarına aykırı olduğunu açıkladı; ya da erkekler saçlarını boyamamalı, çiftler el ele tutuşmamalı. Ancak boşanmanın mesajla olmasına onay verdi" ifadelerini kullandı.
Diyanet'in 'çocuk yaşta evlilik' ile ilgili internet sitesinde yer alan ifadelerin gelen tepkiler üzerine kaldırıldığını anlatan dergi, Diyanet'e karşı çıkanların reformdan geçmesinden yana olduğunu belirtti.
Economist makalesinde, "Son 10 yılda özellikle de 2016'daki başarısız darbe girişiminden beri Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İslami temellere dayanan partisi AKP devlet kurumları üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı, içeriden ve dışarıdan muhalefeti engelledi. Diyanet de bunlardan biri. Siyasi İslam'a karşı bir kontrol mekanizması olarak kurulan kurum, onun temel kurumlarından biri oldu" ifadelerine yer verdi.
'Daha az seküler'
Diyanet'in Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunu anlatan dergi, kurumun tarihi olarak 'seküler yapı ile uyum içinde olduğunu, İslam'ın modernlik ile uyumlu olan modelini kucakladığını ve köktenciliği kıyıda bıraktığını' öne sürdü.
Economist dergisi, Türkiye'de diğer Müslüman ülkelere göre şeriat kanunlarına desteğin daha az olduğunu, ancak 'AKP yönetimi altında ülkenin hiç olmadığı kadar daha az seküler normlara bağlı olduğunu' ifade etti.
2003 ve 2011 yılları arasında İstanbul'da müftülük yapan Mustafa Çağrıcı'nın "Diyanet bugün çok daha İslamcı, daha Arap dünyasına yakın bir görüşe sahip" sözlerine yer veren makale şu şekilde sona eriyor:
"Neredeyse bir yüzyıl boyunca Diyanet, Türkiye'nin kimliğini hem Müslüman hem de seküler olarak korumak konusunda iyi bir çizgi izledi. Bağlı olduğu devletin kanunlarına aykırı bir şekilde İslam'ı okumaya başlaması ise yanlış bir yöne gittiğini gösteriyor.
Türkiye bir teokrasiye dönüşmek üzere değil. Ancak Orta Doğu'dan büyük ölçüde ayrılan heterodoks ve ılımlı İslam tehlike altında. Asıl amacına rağmen, Diyanet de çok yardımcı olmuyor."