Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
GEÇMİŞİ DOĞRU BİL Kİ GELECEĞİN OLSUN
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
29 Ekim 2018 Pazartesi

GEÇMİŞİ DOĞRU BİL Kİ GELECEĞİN OLSUN



Bu hafta Cumhuriyetle ilgili bir yazı yazmak istedim. Cumhuriyetin neden önemli olduğunu anlatmak istedim. Aslında kavram olarak Cumhuriyeti değil ama bu ülkenin, bu toplumun Cumhuriyet rejimi ile neler kazandığını yazmak istedim. Ancak, benim okuyucum zaten bunları bilen, Cumhuriyetle sorunu olmayan kişiler, acaba gereksiz bir yazı mı yazmış olurum diye düşünmedim de değil. Peki, gerçekten biliyor muyuz Cumhuriyetin faziletlerini, bize kazandırdıklarını… Kendimi de katarak soruyorum bu soruyu. Gerçekten cumhuriyetin bu topluma, bizlere neler kazandırdığının farkında mıyız?
Toplumun bir kesimince saygın olan, yazan-çizen biri Kurtuluş Savaşımızı küçümseyerek “Keşke Yunan kazansaydı” dedi ayıpladık ama gereken ikna edici cevabı verebildik mi?
Neden “Keşke Yunan kazansaydı” dedi? Ona göre Atatürk ve arkadaşları laikliği getirerek müslümanların İslamı yaşamasını engellemişler, Yunan idaresinde olsalarmış dinlerini bu derece kaybetmezlermiş… Aslında cümle mantık olarak da saçma ama yine de oturup anlatmak gerekiyor.
Osmanlı döneminde Anadolu’nun sanıldığı kadar Müslüman ve Türk olmadığını, en az ¼ oranında gayrımüslim olduğunu, Anadolu’nun Müslümanlığının da çok yetersiz olduğunu, din adamı kadrosunun olmadığını, halkın dini açıdan da çok cahil olduğunu anlatmak şart. Dolayısı ile Yunan’ı kovmasaydık sanıldığı gibi Müslüman kalmayacağımızı anlaması lazım bazı kafaların… Atatürk’ün dine hizmetlerini ayrıca anlatmak da gerekli ama koca Osmanlı coğrafyasında İslamı, islama en uygun yaşayan yerin Türkiye olduğunu da bilmeleri lazım. Hacca gidince bizimle diğer Müslümanlar arasındaki farkı da mı görmüyorlar…
“O ezanlar ki şehadetleri dinin temeli /Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” diyebileceğimizi mi sanıyorsun demek lazım kızmadan o imansıza. Gerçekten Atatürk ve arkadaşlarının mücadelesi olmasaydı bu ezanları dinleyebilir miydik?
Pazar günü Kütahya Dumlupınar’a, Kurtuluş mücadelesinin geçtiği ve şehitlerinin yattığı o aziz topraklara Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu ile bir tesisin açılışı için gittik. Konuşmasında şöyle dedi Kılıçdaroğlu; “Ben Tunceli’nin Nazimiye ilçesinin kuş uçmaz kervan geçmez bir köyünde doğdum. Bu Cumhuriyet sayesinde devletin en önemli makamlarında görev yaptım. Bu cumhuriyetin sayesinde milletvekilliği, grup başkanvekilliği yaptım ve bu cumhuriyetin sayesinde ben CHP Genel Başkanlığı yaptım ve yapıyorum. Bunların tamamını cumhuriyete borçluyum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum” 
Öyle değil mi? Cumhuriyete, Atatürk’e borçlu olmayanımız var mı?
Kılıçdaroğlu, Dumlupınar’daki ortamdan etkilenip irticalen gerçekten çok güzel bir konuşma yaptı. Konumuzu çok iyi anlattığı için okumanızı öneririm.
“Milli Kurtuluş Savaşımız dünyada ender görülen savaşlardan birisidir. Yokluk içinde, fakirlik içinde bir mücadele verilmiştir. Onurla verilmiştir, şerefle verilmiştir ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı sağlamak gerekiyordu. Her tarafa fabrikalar kuruldu, Sümerbanklar kuruldu, Etibanklar kuruldu. 1925 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının temeli atıldı. 1921 yılında - binlerce askerimiz şehit olmuştu, onların evlatları vardı - 1921 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu kuruldu. Çok sayıda çocuğumuz o çocuk esirgeme kurumlarında yetişti, büyütüldü devletin koruması altında. Sosyal devleti inşa etti bir anlamda ve 1934 yılında Kayseri’den kalkan ilk milli uçağımız Ankara’ya indi 1934 yılında. Düşünebiliyor musunuz toplu iğne üretemeyen bir Türkiye’den fabrikalar kuran bir Türkiye’ye, şeker fabrikaları, bez fabrikaları, kumaş fabrikaları, ayakkabı fabrikaları, her tarafa fabrikalar kuruldu. Nereye? Malatya’ya kuruldu. Malatya’ya fabrika kurmak ne demektir biliyor musunuz? Malatya’ya tarihinde ilk mühendisin gitmesi demektir, parkın gitmesi demektir, havuzun gitmesi demektir, sinemanın gitmesi demektir ve işçilerin sabah gelip çalışıp aybaşında aylıklarını alıp huzur içinde evlerine gitmeleri demektir. Yeni şehirler kuruldu, cumhuriyet şehirleri diyoruz. Demir-çelik fabrikaları kuruldu. Kimseye yalvarılmadı, kimseye el avuç açılmadı ve Osmanlının borçları son kuruşuna kadar ödendi. Hiç kimseye ben borç ödemiyorum da denmedi ve fabrikalar 1940’lı yıllarda Türkiye uçak ihraç eden ülkeydi. Şimdi düşünme zamanı, neyi düşünme zamanı? Neden Türkiye şimdi saman ithal ediyor? Neden Türkiye şimdi Londra’daki bir avuç tefeciye mahkum edilmiş vaziyette? Neden tarihinin en büyük faizlerini yurtdışına ödüyor? Bu ülkede şehitlerin hakkını koruyacaksak, şehitlere sahip çıkacaksak onların bu ülkeyi kurarken güttükleri felsefeye sahip çıkmak zorundayız. Elaleme avuç açan bir yönetimi her yerde ve her ortamda reddetmeli, milli duruşumuzu, Anadolu duruşunu sergilemeliyiz.  
Evet 
bu topraklara sahip çıkacağız, bu topraklar şehit kanlarıyla sulanmış topraklar, binlerce kişi yatıyor kefensiz, şiirler okundu gayet güzel. Ama sahip çıkmanın yolu Türkiye’nin tarihine sahip çıkmaktan geçer. Yaşadığımız sorunları, babalarımızın, dedelerimizin yaşadığı sorunları çocuklarımıza yaşatmayalım. Neden yaşatıyoruz çocuklarımıza, hangi gerekçeyle yaşatıyoruz çocuklarımıza? Hepimiz düşünmek zorundayız, önyargılardan arınmak zorundayız, milli mücadelenin hangi koşullarda verildiğini görmek zorundayız, sormak zorundayızOsmanlının parasını basan matbaa kimindi? Yabancılarındı. Peki Türkiye Cumhuriyeti kendi parasını ne zaman bastı? 1930 yılında Merkez Bankasını kurarak. Osmanlının parasını basacak matbaası bile yoktu. Osmanlı deyince Fatih’i anlıyoruz, Kanuni’yi anlıyoruz. Elbette Osmanlı bizim atamız, elbette Kanuni’yi de, elbette Fatih’i de anacağız, elbette ki onların yaptıklarıyla gurur duyacağız. Ama tarihi geleceğe doğru büyütmek zorundayız.”
 
Tarihi geleceğe doğru büyütmek zorundayız ama geçmişe takılıp ileri gitmeyenleri nasıl taşıyacağız? 
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 1 Kasım 2018 Perşembe 10:59
BİZ DE SEVİYORUZ:))
 Misafir
 1 Kasım 2018 Perşembe 10:59
Sizi de sizi seveni de seviyoruz sayın bülent bey. Özge Dalkılıç
 Misafir
 31 Ekim 2018 Çarşamba 15:00
Saygı değer kuşoğlu halk sizi değil akp yi seçiyorsa oturup düşünmek, nerede hata yaptık deme zamanı gelmedi mi?
 Misafir
 31 Ekim 2018 Çarşamba 14:59
Saç sitilinizi değiştirmek bu kadar zor mu efendim. Özge Ş.
 Misafir
 31 Ekim 2018 Çarşamba 12:43
SARI saçlım mavi gözlüm gel diyecek bir kaç kişiden birisiniz. Sizi seviyoruz beyefendi. Merve Özuğur. Levent..
 Misafir
 31 Ekim 2018 Çarşamba 12:29
Aday olun lütfen sizinle alırız ankara'yı. Sağdan da soldan da oy alacak chp'de tek isim sizsiniz. Aysel Bahçeciler.
 Misafir
 30 Ekim 2018 Salı 10:54
Vur v ur inlesin, akp dinlesin!
 Misafir
 30 Ekim 2018 Salı 10:54
Saç sitiliniz ve gözlük seçiminizi değiştirseniz sanki daha hoş olacak gibi. nasıl olsa yakışıklıyım diye düşünüyorsunuz muhtemelen evet gayet yakışıklısınız ama biraz daha spor olmak sizi daha yakışıklı yapar. Bu arada kaleminiz sade ve güçlü. İdil Şafak. İstanbul/Kadıköy
 Misafir
 30 Ekim 2018 Salı 10:52
Bülent Bey sizi buradan keşfetmem benim cahilliğim. Sizi kalemi de, yüreği de büyük bir siyasetçisiniz. / kuşak CHP'liyim sizi kazanmaktan onur duyuyoruz. Sayın liderimize şükran ve saygı ile. Size de hürmetler efendim. Mustafa Kemal Özcan..
 Misafir
 30 Ekim 2018 Salı 10:50
YAŞASIN CUMHURİYET.. YAŞASIN BÜLENT KUŞOĞLU...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime