Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
SIKINTI, KUDRET VE UMUT
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
3 Eylül 2018 Pazartesi

SIKINTI, KUDRET VE UMUT


Türkiye’nin ve Türk Toplumunun çağdaşlaşmasını, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini, gerçek anlamda Kuran İslamını, dini ve milli değerlerimizi, ahlakı ve hakikati savunan herkes gibi ben de kaygılıyım, sıkıntılıyım ve çok kişiden farklı olarak bulunduğum konum nedeniyle hissettiğim sorumluluk altında zaman zaman eziliyorum… 

Konu, bazılarının sandığı gibi iktidar veya ana muhalefet  partisinin ve liderinin çok becerikli olması ve her koşul altında seçimleri kazanması, muhalefet yapamaması veya iktidarı sürdürmesi değil. Sorun iktidar veya muhalefet partilerinin dışında da bir yerlerin dizaynı, desteği veya organizasyonu değil mi? 

Türkiye’nin küresel bir komplo veya tuzakla karşı karşıya olduğunu neden unutuyoruz? 

2002 KRİZİ VE DEĞİŞİM 

Baştan başlayalım; Çok ağır bir ekonomik, sosyal ve siyasi kriz sonrası 2002’de BOP Eş Başkanı olduğunu saklamayan biri geldi iktidarı aldı. Sonradan yapay bir koalisyon olduğunu öğrendiğimiz iktidar tüm yasakları, engelleri hızla aştı. Daha doğrusu yolu hep bir şekilde açıldı.  

Güya “Askeri vesayeti” kaldırma adına, aslında en sağlam kurumumuz olan TSK’yı “Ergenekon”, “Balyoz” vb. adlar altında uydurma operasyonlarla kıpırdayamaz hale getirdiler.  

Sonra devletin istihbaratından Maliyesine tüm kurumları kontrol altına alındı ve talimatsız işlem ve denetim yapamaz hale getirildi.  

Küresel dış destekle, özellikle teknolojik destekle muhalefeti ve devlet mekanizmasını kıpırdamaz hale getiren iktidar ortaklarından biri diğerine garip bir darbe teşebbüsünde bulununca bazı şeyleri daha net anlayabildik ancak küresel ölçekte iktidarın arkasında kimler olduğu sorunsalına, haklı olarak hala şüphe ile bakıyoruz… 

TOPLUM 

TSK gerçekten yıpratıldı ama asıl hasar alan toplum ve değerleri oldu. “Alt kimlik-üst kimlik”, “Türk Milleti değil Türkiyeli”, “Her alt kimliğin dilini öğrenme hakkı”, “Analar ağlamasın”, “Millet yok ümmet var”, “Kurtuluşu Atatürk’e değil Padişaha borçluyuz”, “gerçek lider Atatürk değil Abdülhamid Han’dır”, “Eğitimli insan ferasetsizdir  gibi saçma, gereksiz ve zamansız tartışmalarla toplum değerleri köreltildi ve yok edildi.  

Şimdilerde maddi, manevi ve kültürel değerleri tahrip edilmiş ve şaşkın bir toplum ile karşı karşıyayız… 

DEVLET   

Başlangıçta İktidarla ilgili laiklik başlıklı kaygılarımız fazlaydı, bir siyasal İslamcı devlet kurmak istediklerini düşünüyorduk ancak önce AB ile ilişkilerini çok geliştirdiler sonra tüm Batı ile hatta tüm komşular ile ilişkiler bozuldu ve süreç içerisinde bu gün gelinen noktada tam bir Ortadoğu ülkesine dönüştüğümüzü gördük.

Kısaca,
 bol miktarda Arap İslamı ve milliyetçilik karışık demokrasinin ve çağdaşlığın çok uzağında bir rejim oluştu. Bir nevi Baas rejimi… 
 
Yine başlangıçta çok liberal ve demokrat görünüyorlardı. Sonra Başkanlık rejimi istediler. Güçleri yetmedi ama birden kendi iktidarlarının dışından gelen bir destekle kamuoyuna başkanlık rejimi anlatarak, ancak ne olduğu belli olmayan bir “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi”ne sürüklendik. Halkta referandumda kutuplaşma ile buna evet demek zorunda bırakıldı.  

2 bin yıllık devlet geleneğimiz olan başbakanlık kurumunu kaldırdık, güçler ayrılığını, idari yapılanmamızın iyi taraflarını terk ederek denetimsiz, sorumsuz garip bir devlet idaresine geçtik. Devlet hafızası ve devlet aklı yok oldu, en önemsiz faiz, döviz gibi ekonomik denge sorunları bile çözüme ulaşmamaya başladı… Liyakatı unutan iktidarın geçmişten beri getirdiği ekonomi yönetimi hatalarıyla, özellikle borçlanma politikası ve üretmeden tüketen ekonomi ile çok derin bir krize girmiş olduk. 

SİYASET 

Sıkıntılarımızın en önemlilerinden biri BOP’un Eş Başkanı olduğunu söyleyen kişinin bir süre sonra Türk siyasetini tam bir Ortadoğu siyasetine çevirerek düşünce eksenli siyaset yerine kimlik eksenli (etnisite ve mezhep) siyaseti getirmesi oldu. Bu döneme kadar parlamentoda 4 parti olması ve bunlarında Türk, Kürt, sünni, alevi veya dindar-dinsiz veya İslami-laik ayrımlarına göre şekillenmesi için her şey yapıldı. Bu Türkiye’nin de diğer Ortadoğu ülkeleri gibi bölünmesinin ilk adımıydı ama çok şükür Türkiye henüz bu oyuna tam olarak gelmiş değil… 

Sonuçta, inancı-imanı, ahlakı zayıf, aklı-hafızası olmayan bir devlet, kimliğe dayalı değerleri kalmamış bir toplum oluşturuldu. 

TEKRAR KRİZ 

Şimdi önümüzde 
tekrar bir ekonomik kriz var. Yapısal, yönetimsel, küresel ve siyasi sebepleri olan derin bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Sorun şu; 1-İktidar ekonomik krizi siyasi göstermeye çalışıyor ve ciddi çözüm getirmiyor. Bu durumda ise ülke maliyetimiz her geçen gün anormal artıyor. 2-Muhalefet partisi olarak bize karşı müthiş bir kampanya yürütülüyor ve bizim alternatif olarak devreye girmemiz engelleniyor. Halk çaresizlik içerisinde ve tüm değerlerini, güvenini ve umudunu yitirmiş noktada. 

İşte bu nedenle, Türkiye’nin ve Türk Toplumunun çağdaşlaşmasını, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini, gerçek anlamda Kuran İslamını, dini ve milli değerlerimizi, ahlakı ve hakikati savunan herkes gibi ben de kaygılıyım, sıkıntılıyım ve çok kişiden farklı olarak bulunduğum konum nedeniyle hissettiğim sorumluluk altında zaman zaman eziliyorum… 

Ancak, umutluyum… 

Muhtaç olduğum kudretin mevcut olduğunun farkındayım…  
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 15 Eylül 2018 Cumartesi 07:03
11 Eylül 2018 Salı 11:15, canım kardeşim, biraz açar mısın? "Absürt absürt yazan eski moskova özentileri" hangi yorumlar? "Milletin inancı ile yan dolaşıp dalga geçen, tepeden bakan" hangi yorumlarıyla böyle yapıyorlar? Milletin hangi inancı ile dalga geçiliyor? Yazdığın pek kapalı olunca her tarafa çekilebiliyor. Aydınlatırsan seviniriz elbirliğiyle. Selâm ve sevgiler bizden efenim.
 Misafir
 11 Eylül 2018 Salı 11:15
Absürt absürt yazan eski moskova özentileri var. Olsun onlar da bir renktir de mor bir renk. Milletin inancı ile yan dolaşıp dalga geçen, tepeden bakan bir zihniyet bu. Bülent beyi örnek alın.
 Misafir
 11 Eylül 2018 Salı 10:02
Bir sürü zırvaların var. ama madem gerçek kuran ahlakı diyorsun.. o zaman şöyle diyeyim sana.. Alkolü bırak, namaz kıl, hacca git ve zekat ver. Orucunu tut. Bol bol kuran oku.Eşini tesettüre sok. Elinde tesbih ile sürekli Allah'ı tesbih et. Gerekirse cihat için hazır ol. Ulül emre itaat et.. Allah resulü neyi emretmişse onu al ve uygula, neden sakındırmısa onu terk et.. Bak bunları kuranı kerimde Allah c.c. emrediyor. Daha sayısız birşeyler yazabilirim. Bunların hangisi sende var?
 Misafir
 10 Eylül 2018 Pazartesi 12:15
CHP nasıl olmuş da sizin gibi gerçeğe meftun bir kalem erbabı ve düşünce insanını yönetici ve vekil yapmış şaşırmamak mümkün değil. Ülkemin neredeyse her karışında yaşlı bedenimin izleri var. Vatan bizim. Vatan hepimizin. Ortak bir akıl çıkarmak bu kadar zor mu? Genelkurmayda geçmişte idari bir görevde de bulunmuş tümgeneral bir ağabeyinim Sayın Kuşoğlu. Takdir sizin ama güzel kaleminizle vatan hassasiyetini her nefese, son nefesimize kadar duyuralım. Saygı ve hürmetle...
 Misafir
 10 Eylül 2018 Pazartesi 12:01
Degerli Kuşoğlu ; sağduyulu ve güzel kaleminizi yeni keşfetmenin mahcubiyetini taşıyorum. Bir komutanımızın uyarısıyla keşfettim. Takip edeceğim. Selam ve saygılar efendim. Emekli tank albay. Erol. Y. S.
 Misafir
 6 Eylül 2018 Perşembe 08:13
"iyi kötü bir iktidarımız var işte" TUZUKURU yandaştan bir belagat örneği, hani "lâf ola beri gele" cinsinden. Belli ki bu YALAN-TALAN düzeninden besleniyor, "dünya yansın benim eski hasır yanmasın" diyebilenlerden. Ülkede yapılan dürüst seçimlerin sonuncusu 2002de yapıldı. DAKİKA BİR GOL BİR, ilk iş olarak seçimde sahtekarlığı önlemek için daha önceki koalisyon hükümetinin koyduğu ÇIKMAZ PARMAK BOYASInı kaldırdılar kullanımdan. "Ağzını büzmesinden ÖMER diyeceği", ne oldukları baştan belliydi.
 Misafir
 6 Eylül 2018 Perşembe 08:05
Çarşamba 13:44, "balyoz gibi düşmanlıkları yapan feto'ydu bildiğiniz gibi sayın başkanım ama göz yummak adına iktidarın payı var"= BEN YAPMADIM ELİM YAPTI, bu oyunu çocukken oynardık. İktidarı çaktırmadan desteklemek için başka yollar da var, bu şekilde bir destek çok sırıtıyor. Ucu sonunda destekleyenlere dokunuca yandaşların tavrı hep böyle oluyor. 2001de hiçbir sıfatı olmadan yabancı başkentlerde ağırlanan birisinin kendi halkına ve ülkesine hizmet için değil, HEZİMET işin çalışacağı apaçıktı
 Misafir
 5 Eylül 2018 Çarşamba 13:44
balyoz gibi düşmanlıkları yapan feto'ydu bildiğiniz gibi sayın başkanım ama göz yummak adına iktidarın payı var. slm.
 Misafir
 5 Eylül 2018 Çarşamba 13:42
CHPnin yüz akısınız beyefendi. saygılar. Aysel İzle
 Misafir
 4 Eylül 2018 Salı 12:37
KEndisini idare edemeyen bir parti nasıl türkiye yi idare edecek sayın Kuşoğlu. iyi kötü bir iktidarımız var işte.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime