Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Süleyman Soylu…Emin Çölaşan ve Başbakanlığın Gazetecilere Koyduğu Yasak…
Talat Atilla
YAZARLAR
1 Temmuz 2010 Perşembe

Süleyman Soylu…Emin Çölaşan ve Başbakanlığın Gazetecilere Koyduğu Yasak…

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu hiç bir güç odağına bağlı olmayan, mütevazi, rol yapmayan genç bir delikanlı …

Soylu’ya ilk saygım; Çiller’in gölgesini reddetmesiyle başladı.

Hemen arkasından Ağar’la olan söz düellosundaki dik duruşuyla göz doldurdu.

Medyanın marka tutkusu yüzünden fazlaca gündeme gelmiyor ama, hak ettiği ilgi bu değil.

Soylu, seçildiği günden bu yana DP’nin hemen hemen tüm teşkilatlarını gezdi, moral verdi, kırgınlıkları onardı.

Bu kadar kısa zamanda elbette yeterli değil ama, performansını beğendim.

Soylu’nun en büyük handikapı mevcut kurmayları…

Neredeyse, GİK yönetiminin yarısı Soylu’ya muhalif.

Gerekçe falan da yok ortalıkta…

Partide parfüm kokuları istiyorlar…

Yaşlı bayanların kullandığı cinsten…

Soylu bence bunları GİK’e asla almamalı…

Tarkan’ın kurdu gibi, birilerinin arkasından şuursuzca koşanlar, bu millete ne verebilirler ki?

DP bu hafta sonu kongreye gidiyor.

Soylu’nun karşısında şimdilik 2-3 aday var ama Soylu kesin olarak kazanır.

En yakın rakibine fark atarak üstelik…

Nevval Sevindi’yi parlatmak isteyenlerin gayreti boşuna.

Nevval Sevindi’den olsa olsa, “1. sınıf 5. adamlık olur.” Hepsi bu.

Ayrıca Nevval Sevindi’yi gaza getiren bir isme dikkat çekmek isterim.

Abdurrahman Çelik.

Barzani’nin yakın dostu.

Ağar’ın kankası ve anketörü idi.

Abdurrahman Çelik’in Ağar dönemindeki anket çalışmalarının maliyetinin araştırılması bile çok şeyi ortaya çıkarmaya yeterli.

Ankara kulislerinde Çelik’le ilgili yakın zamanda çok ilginç bilgilerin de ortaya çıkacağı söyleniyor…

Hafızamızı tazeleyelim; Abdurrahman Çelik, Hüsamettin Özkan’a Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığını öneren şahıs…

Emin Çölaşan…

Emin Çölaşan olayında çok ilginç gelişmeler var…

Şimdilik çok çok az bir kısmını yazacağım.

Aslında bunu da yazmayacaktım ama, konu bir yerlere sıçramış.

Başka bir yerde yanlış olarak yazılmasının önüne geçmiş olmak için bir iki satır hepsi bu.

Emin Çölaşan, Ciner Grubu'na kendine has bir yöntemle rest çekmiş.

Bu yöntem hakkında şöyle bir ip ucu verebilirim…

Sözle değil, eylemle…

Çölaşan yaptığı bir eylemle Ciner Grubu’nda artık yazmayacağını belli etmiş.

Bundan sonra ne olur?

Turgay Ciner’in çabaları bile zor artık.

İmkansız değil ama zor.

İş o boyutta…

Akredite gazeteciler…

Başbakanlık, 7 gazetecinin fişini çekmiş.

Hoş değil elbette.

Mazlumun yanında olma refleksimizi tetikleyen bir olay.

Eyvallah..

Şu da var ama;

Bu gazetecilerin içinde bu davranışı fazlasıyla hak eden kişilikler de var.

Nerden mi biliyorum..

O 7 gazeteci içinde tanıdıklarım var.

Efendi, işini iyi yapanları olduğu kadar; laubali, saygısız ve kişiliksiz olanları da var.

Ne yapacaktı yani Başbakan; “Saygısız, laubali ve saptırma haber yapanları" göre göre dibinde durmasına müsaade mi edecekti…

O kadar değil…

Empati yapmayı da bilelim artık…

Başbakan’ın kontrolden çıktığını nasıl biliyorsak, ona ait haklara da saygı duymayı bileceğiz…

Başbakan ve Akif Beki kontrolsüz davranışları nedeniyle saygıyı çoğu kez hak etmiyorlar, doğru ama, bu, her şeyi de yanlış yapıyorlar anlamına da gelmez.

Ben Başbakanlığın böyle bir hakkı olduğuna inanıyorum.

Abartmamak kaydıyla…

Buradaki tek rezervim şu;

Akif Beki’nin kaprisleri mi böyle bir kararı verdirdi, yoksa, Başbakan’ın gözlemi mi?

Beki’nin kararı ise şayet…

Başbakan’ı tercih ederim…

Çünkü…

Akif Beki’nin gözlerinden enaniyet fışkırıyor…

Sadeleştiriyorum;

Kibir fışkırıyor…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 tamer
 16 Kasım 2008 Pazar 12:24
ÇOLAŞAN konusunda herkez kaybediyor CİNER kemikleşmiş bir okur kitlesini.okur zevkli ÇOLAŞAN yazılarını ÇOLAŞAN şimdi herkeze lazım olan bir cepheyi ALLAH rızası için birileri aralarını bulsa da sevinen Aydın DOĞAN olmasa
 SABRİYE
 14 Kasım 2008 Cuma 23:36
TALAT BEY,PEKİ ŞUANA KADAR 7 GAZETECİNİN İÇİNDEKİ, O BAHSETTİĞİNİZ,LAUBALİ VE SAYGISIZ GAZETECİLERİN BAŞBAKANLIKTA KALMASINA NEDEN GÖZ YUMULMUŞ?BELLİKİ BAŞBAKAN İŞÇİ PATRON İLİŞKİSİNDEKİ GİBİ,ARADAKİ MESAFEYİ TAM KURAMAMIŞ..YOKSA SANMIYORUMKİ O GAZETECİLER BU KADAR İLERİ GİDEBİLSİNLER.SONRA BAŞBAKANDA OLSA,EĞER KENDİSİNE SAYGI DUYULMASINI İSTİYORSA,KARŞISINDAKİLEREDE SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDADIR.ÖFKE BİR YERE KADARDIR.SONUÇTA KARŞISINDAKİDE ETTEN KEMİKTEN İNSAN.BAŞBAKAN OLMASI BİRŞEY İFADE ETMEZ
 Birisi
 14 Kasım 2008 Cuma 18:26
Yazıda Akif Beki'den Başbakan'a uzanan eleştiriler ortadayken ve yazar, tanıdıklarını yazıya konu ederken bu telaş ve incinme neden? Muhtemelen, yazarın tanıdığı kişi mail atıp, "sizi tanımıyorum" demiş. Bu bile anlaşılmak için yeterli. Lütfen bu tür anlamsız maillerle bizi yormayın. Türkiye yanıyor, sizin derdinize bak..
 GASTECİ KIZ
 14 Kasım 2008 Cuma 18:02
Siz de Talat beyi tanımadığınızı söylüyorsunuz ama tanırmış gibi yorum yapıyorsunuz. Bu ayıp değil mi?
 GASTECİ KIZ
 14 Kasım 2008 Cuma 18:01
Ve ayrıca şu da önemli; Başbakanlığın verdiği cezayı tetikleyen, bunu hak eden bazı gazetecilerin, hak etmeyenlerin de hakkını gasp ettiğinden yola çıkarsak, bu yazı işini iyi yapan gazetecilerin hakkını koruyan bir yazıdır. Ve tabi şu da var; Sayın Atilla'nın tüm yazılarında muhabirlerin yanında yer aldığını, güç baronlarına karşı durduğunu görürsünüz.
 HÜSEYİN TURAN
 14 Kasım 2008 Cuma 17:57
GAZETECİLİK NASIL YAPILIR.BAŞBAKAN KİM OLURSA OLSUN .DİYORKİ"ORTALIK GÜLLÜK GÜLİSTAN".GAZETECİ DE DİYORKİ"SİZ BÖYLE SÖYLÜYORSUNUZ AMA HERŞEY PEMBE DEĞİL DURUM KÖTÜ,DENİYOR"DİYE SORARSA SENCE BU LAUBALLİK Mİ OLUR SAYIN TALAT.O ZAMAN GAZETECİ BAŞBAKANIN HOŞUNA GİTMEYECEK SÖZ ETMEYECEK ÖYLEMİ...SENDE BULDUN İŞİN KOLAYINI ARTIK SIRTIN YERE GELMEZZZ
 GAZETECİ 2
 14 Kasım 2008 Cuma 17:56
Yazar tanıdıkları için yorum yapıyor, siz neden üstünüze alınıyorsunuz. Beş parmağın beşi bir mi...
 GAZETECİ
 14 Kasım 2008 Cuma 17:54
Yorumu gönderen gazeteci ya okuduğunu anlamayan, ya da anlasa da, fikri sabit bir gazeteci. Yazıda, “işini iyi yapanlar olduğu “kadar ifadesini nasıl görmezden gelebilirsiniz. Haberlerinizi de bu anlayışla yaptığınıza göre Başbakanlığın verdiği kararın en azından sizin için doğru olduğunu bizzat siz yazınızla ispat etmiş oluyorsunuz.
 7 gazeteci
 14 Kasım 2008 Cuma 16:52
Madem 7 gazetecinin içinde tanıdıklarının olduğunu söylüyorsun, o zaman adam gibi tanıdıkların hakkında yazı yazarsın. Tanımadıkların hakkında yorum hakkına nasıl sahip oluyorsun sen veya bu hakkı sana kim veriyor. Nasıl laubali, saygısız ve hatta kişiliksiz diyebilirsin. Bunları yazınca sen çok mu kişilikli oluyorsun. Bu yorumu da inşallah koyarsın yazının altına. Bunları kim mi yazıyor; Senin tanımadığın 7 gazeteciden biri. Düzeltiyorum, senin gibilerle işi olmayan gazeteci.
 yigit efe
 14 Kasım 2008 Cuma 12:58
Ben emin çölaşanla ilgili ciner gurubu nun korkuları oldugunu düşünüyorum böyle bir kalemi kaldıramazlar yürek ister ama korkunun ecele faydası yok herkesin harcı degil şimdiden belli olmuştur düzene uymak lazım degilmi çıkıntılık yapmamak lazım al sana aynısının tıpkısı bir gazete daha
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime