Filmin arasına ‘PARÇA’ atarak çocuk mu kandırıyorsunuz siz?
54 gündür, “Atatürk’ün fotoğrafını bir CHP’li vekil indirdi” haberime susan bir CHP’li Milletvekili benzeri ancak eski Türk filmlerinde görülebilecek bir Kara Murat repliği ile aniden, “Ahan da benim!” diye ortaya çıkmasın mı?
Arkasına aldığı Atatürk’le fotoğraf çektirmeler…
TBMM’den, “Atatürk fotoğrafı yerinden oynamamıştır!” raporu almalar…
Kendisini ziyarete gelenlerin isimlerini polisten istemeler falan…
“Yok ya! Pek inanmadık!” diyene gösterilmek üzere, sağ cepte anıtkabir, sol cepte Atatürk’ün benzeri ile çekilmiş fotoyu zulada saklamalar…
Quentin Tarantino’nun kıskandığı sahne, final bölümünde yaşanmış;
İtirafçı Vekil, “Kal, gitme!” deyince, Aylin Nazlıaka ağlayarak, “Nayır, Nayır!” sesleriyle terk etmiş PM toplantısını.
Ne Steven Spielberg, Ne Ertem Eğilmez’e nasip olmadı bu sahneler.
Ha! Bu arada Kılıçdaroğlu’na, “Sen biliyon mu şu ismi, Allah aşkına deyiver!” diye sorulunca, “He biliyom, biliyom da, Baykal da biliyo!” gibi aydınlatıcı, anlamlı diyaloglar da geçmiş PM’de (!)
Platonun çıkışında da göz yaşartıcı sahneler yaşanmış.
Elinde nüfus cüzdanı ile basının karşısına çıkan Nazlıaka’nın, “Aha bakın Aylin yazıyo! Adım kadar gerçek ki, indirdiler!” dediğini…
Bunun üzerine gazetecilerin ceplerinde Nazlıaka için özel sakladıkları Kur’an-ı Kerim’i hep birden çıkarıp, “Hadi yemin et!” dediklerini…
Nazlıaka’nın, “Valla!” sözüne karşı gazetecilerin, “Bak çarpılırsın!” dediklerini biliyor muydunuz?
Neyse, şakayı da; Şu Ali Cengiz oyununu da bitirelim artık.
CHP, filmin arasına ‘Parça’ attı ama biz bu oyunu bozarız, bu filmi de seyretmeyiz!
54 GÜNDÜR ALTIOK İLE İLGİLİ NEDEN SUSTUNUZ AYLİN HANIM?
Bu nasıl bir kuşatılmışlıktır ki;
Tek bir gazeteci, Aylin Nazlıaka’ya, “Sizin en yakın arkadaşınız Zeynep Altıok iki aya yakındır manşetlerden inmiyor. Ağzınızdan 54 gündür ‘O DEĞİL!” diye neden tek bir kelime çıkmadı? Şimdi de o vekil ERKEK diyorlar. Sizi bu kadar ağır kuşatmaya alan hakikat nedir? Orada neler oluyor?” diye soramıyor/sormuyor.
CHP yönetimi bu olayı karatmak için 10 gündür üst üste hamleler yapıyor.
Genel merkez değişik isimler piyasaya sürerek, basına karşı “DİKKAT DAĞITMA” operasyonu yaptı ve nihayet asıl plana geçildi.
Sıkı durun! CHP yönetimi, bu son sahnede ve bir önceki çekimde öylesine büyük ve geriye dönüşü olmayan açıklar verdi ki; CHP’nin asıl faili gizlemeye çalıştığı kesinleşti.
Yazımı dikkatli okuyun lütfen; kesin olarak ikna olmazsanız, bu satırların yazarını bir daha okumayın!
GERİYE DÖNÜŞÜ YOK! YAKALANDINIZ!
CHP’liler; liderinin inandıramadığı kamuoyunu ikna etmek için bu sefer iki yayın organını birden devreye soktular. (*Başından bu yana indirenin bayan olduğuna Nazlıaka dahil tek bir yerden itiraz gelmezken, son virajda aniden ERKEK olduğu yazıldı.)
İndirme olayında ismi en çok geçen Zeynep Altıok, Aylin Nazlıaka’nın PM’de sorgulandığı gün Habertürk’e tam sayfa röportaj vererek, “Atatürk’ün fotoğrafını ben indirmedim” derken, Hürriyet’te de yine aynı gün Rıfat Başaran imzası ile, “Bir erkek Milletvekili böcek araması nedeni ile Atatürk’ün fotoğrafını indirdi!” satırlarına yer verilerek şöyle yazıldı;
*********************************************************************************
MEĞER ‘BÖCEK’TEN İNMİŞ
Şu ana kadar yazdığımız, olayın görünen yüzü. Peki, görünmeyen tarafta ne var? CHP kulislerini yakından takip eden muhabirimiz Rifat Başaran aktardı: Kılıçdaroğlu, tartışmada adı geçen isimlerin hepsiyle görüştü ya da komisyonu görüştürdü. Gerçeği ortaya çıkardı. Odasındaki Atatürk posteri duvarda değil de yerde olan milletvekilinin kim olduğunu öğrendi. Bir Ankara milletvekiliydi. Özel bir yemekte o milletvekilinin kendisi olduğu iddialarına
dayanamayıp, “Benim soyadım Altıok, yapabilir miyim böyle bir şey” diyerek ağlayan Zeynep Altıok da değildi. Bir erkekti. Üstelik, kendisi tam bir Atatürk hayranıydı. İşyerindeki odası Atatürk posterlerinden geçilmiyordu. Peki Atatürk posteri duvardan neden indi? Bu sorunun yanıtını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu verdi. Bazı CHP milletvekillerini dinlemek isteyen kötü niyetli birileri, odalarına ‘böcek’ yerleştirmişti. CHP’liler de manyetik arama yaptırarak o ‘böcek’lerin bulunmasını sağlamıştı. Sözkonusu odada da ‘böcek’, Atatürk posterinin arkasına yerleştirilmişti. Kılıçdaroğlu, bu senaryoya olan inancını desteklemek için de şu detayı paylaştı: “O TBMM’nin demirbaşı olan kocaman çerçeveyi kafanız estiğinde indiremiyorsunuz ya da asamıyorsunuz. Meclis personeli indiriyor ve onların gelip asması bekleniyor.”
Dikkat lütfen; Hürriyet muhabiri Kılıçdaroğlu’nun CNN TURK’deki konuşmalarını delil göstererek ne yazıyor;
“Peki Atatürk posteri duvardan neden indi? Bu sorunun yanıtını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu verdi. Bazı CHP milletvekillerini dinlemek isteyen kötü niyetli birileri, odalarına ‘böcek’ yerleştirmişti. CHP’liler de manyetik arama yaptırarak o ‘böcek’lerin bulunmasını sağlamıştı.”
*****************************************************************************
CNN TURK’te bizzat Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları ve Hürriyet’in CHP Liderinin konuşmalarına atıfla yazdığı yazıdan kesin olarak anlıyoruz ki;
1- Atatürk fotoğrafı indirilmiş.
2- İndirme güya böcekten dolayı olmuş!
3- Kılıçdaroğlu, CNN’deki kendi konuşmasına ve Hürriyet’e tekzip göndermediğine göre bu olay mutlak gerçek. Nokta.
GELELİM ACI FİNALE!
Allah dolaştıracak ya! Bu olayda adı sanı zerre kadar geçmeyen bir Milletvekili aniden ortaya çıkıp, “O benim!” dedi.
(*Olayın ilk gününden itibaren Nazlıaka ile iletişimi kesmeyen CHP’liler, Nazlıaka’ya, “OLAYI ORTA VADEDE KAPATACAĞIZ” sözü ile bu erkek Milletvekilinin ismini Kılıçdaroğlu’na daha önce söyleterek, skandalın büyümesi karşısında bu planı devreye sokmak için zemin hazırladılar…)
Fakat ne yazık ki, bu vekil repliğini iyi ezberleyemediği, trene son vagonda bindiği için ayrıntıları kaçırdı ve CHP yönetiminin kurgusunu istemeden de olsa iyot gibi ortaya çıkardı!
CHP yönetimi ısrarla, “İndirme böcekten oldu!” diye kamuoyu meydana getirmeye çalışırken, o vekil çıktı ve, "Meclis’ten fotoğrafın indirilmediğine dair aldığı teknik raporu" PM üyelerine göstererek gergef örer gibi örülen örtüyü parçaladı.
“Aradığınız benim!” diyen Vekilin, TBMM’den, “Atatürk fotoğrafı yerinden oynamamıştır!” raporu alması, Kılıçdaroğlu’nun, “İndirme böcekten oldu!” tezini tuzla buz ettiği gibi tüm oyunu açığa çıkardı.
"O Vekil benim" diyen, "Ortada ne böcek, ne indirme var!" derken, Kılıçdaroğlu, "Böcek' de var, indirme de!" diyor!
(Açık kanıt, Kılıçdaroğlu'nun CNN TURK'deki konuşması, Hürriyet'teki köşe yazısı)
Bu somut olgulardan tereddütsüz anlıyoruz ki; Atatürk’ün fotoğrafını indiren vekil, ortaya çıkan değil, başkası!
O Vekil, başka vekili korumak isterken, genel merkezin planını tamamen ele verdi.
Genel merkezin çektiği film burada kopuyor ama dağılmıyoruz!
Asıl film yeni başlıyor!
Velhasıl; Çocuk mu kandırıyorsunuz siz?
Şimdi yeniden ve daha kararlı soruyorum;
Atatürk’ün fotoğrafını indiren ve ısrarla sakladığınız o terbiyesiz Milletvekili kim?
***
Zeynep Altıok 7 Şubat 2016, yani Aylin Nazlıaka’nın CHP disiplin kurulunda sorgulandığı gün Habertürk’ten Kübra Par’a verdiği demeçte şunları söylüyor;
HT KÜBRA PAR: Nedir bu ‘CHP’li vekil Atatürk resmini kaldırdı’ hikâyesi?
ALTIOK: Aslında Aylin Hanım’ın tanıklık ettiğini söylediği, anlık bir diyalogla sınırlı bir konuydu. Ne yazıldığı çizildiği gibi Atatürk resminin çöpe atılması durumu, ne de Ata¬türk’e karşı saygı ve sevginin sorgulandığı bir durum var. Aylin Hanım’ın aktardıklarına partimizi yıpratmak isteyen¬ler tarafından farklı anlamlar yüklendi. Maksadını çok aştı.
NOT: Sayın Altıok, bu satırlarda Nazlıaka’nın tanıklık ettiği olayı anlatırken, “ANLIK BİR DİYALOGLA SINIRILI BİR KONUYDU” diyor. Konuymuş demiyor!
Devamında ise adeta olayı görmüş gibi, “Ne yazıldığı çizildiği gibi Atatürk resminin çöpe atılması durumu, ne de Ata¬türk’e karşı saygı ve sevginin sorgulandığı bir durum var” diyor.
NOT: Dikkat; Hiç mış ya da muş eki yok! Sayın Altıok, Atatürk'ün fotoğrafının indirildiği anı Kübra Par'a anlatırken adeta görür gibi anlatmasını, Sayın Nazlıaka'ya çok güvenmesine bağlıyorsa, Par'ın, "Aylin Hanımın disipline sevk edilmesine üzüldünüz mü?" sorusuna, "Partimize karşı olan yayın organlarında yürütülen kampanyanın bir parçası olmak disiplin suçudur" diyerek, bırakın üzülmeyi, bunu hak ettiğini ifade ediyor.
NOT: Habertürk muhabiri Kübra Par’ın, soruları sıklaşmaya başlayınca aniden, yukarıda söylediği, olayı anlatan ifadelerini unutarak acı bir fren yapıyor ve, “GÖRMEDİM, DUYMADIM, BİLMİYORUM!” diyerek fena halde kapanıyor.
Aylin Nazlıaka, Aydınlık Yazarı Sabahattin Önkibar'a verdiği demeçte, "Atatürk'ün fotoğrafını indiren bir BAYAN Milletvekili " demişti.