Kurban bayramı günlerindeyiz.. Milli hayatımızın her yönünde insanlarımızın yüzü bir türlü gülmemekte.. Şu bayram günlerinde bari bunları kurcalamayayım dedim..
Bunun için de bugünkü yazımda; spordan, futboldan falan bahsetmek istedim.
Bilmem sizler ne diyorsunuz ama ben, Türk futbolunun gidişatından da umutsuzum..
Milli futbol takımımızın teknik direktörü Mircea Lucesqu yardımcısı Tayfur’la birlikte milli lig maçlarında, tribündeki yerlerini alıyorlar.. Karşılaşan takımların oyuncularını izleyecekler, Türk milli futbol takımına oyuncu seçecekler..
Vallahi şaşırıyorum, mevcut duruma acaba nasıl tahammül edebiliyorlar..
Mesela evvelki hafta Kayseri’deler.. Kayserispor’la, Antalyaspor karşılaşmakta..
Takım kadroları şöyle:
KAYSERİSPOR: Lung, Tiago Lopes, Sakıb, Kana Bıyık, Sapunaru, Rotman, Mensah, Varela, Deniz, Chery, Umut
ANTALYASPOR: Boffin, Nazım, Celustka, Diego, Birkan, Vainqueur, Hakan, Charles, Maicon, Danilo, Doukara
Güzel Anadolu’muzun iki büyük takımının maçı.. Kayseri’de Türk olarak
Umut, Deniz, Sakıp.. Antalyada da
Nazım, Birkan, Hakan.. Geri kalanlar hep yabancı..
Bunlar yine en iyi takımlarımız.. Pek çok takımın kadrosunda üç Türk bile yok.. Üç büyüklerde de manzara hemen hemen aynı..
Ben bu hazin gidişten doğrusu çok hüzünlüyüm..
Bu futbol Federasyonu ne düşünüyor?
Türk futbolunun yabancı futbolcularla dolu olması onları hiç mi üzmüyor?
Eskiden her takımda, önceleri üç yabancı futbolcu yer alabilirdi. Bu kısıtlamayı arttırdılar da arttırdılar.. Sonunda da hangi akla hizmet anlayamıyorum, tamamen kaldırdılar.. İsteyen takım hepsi yabancı olan onbirlerle sahaya çıkabilecek..
Eee, hal böyle olunca Türk Milli takımı nasıl oluşturulacak?..
Bunu düşünmüyorlar..
Böyle yazdım diye, yani yabancı kısıtlamasının tamamen kaldırılmasına karşı çıktım diye, beni yabancı düşmanı sanmayın.. Ben her konuda, bizden üstün olan, bize bir şeyler öğretecek düzeyde bulunan yabancılardan yararlanılmasına itiraz etmem.. Milli takıma Lucsqu’nun hoca olarak getirilmesi gibi, takımlarımıza da, Türk futbolcularına örnek olacak, onlara teknik, taktik öğretiler sağlayacak, en fazla üç yabancının oynatılmasına ses çıkarmam..
Ama bugünkü saçmalığa da her türlü tepkiyi gösteririm.
Ve kendimi, bu konuda fikir beyan etme hakkı olanların başında gelenlerden sayarım.. Ben bugün faal durumda olan spor yazarlarının en eskilerinden biriyim.. 1957 yılından beri, yani 61 yıldır sporun içindeyim.. Spor yazarı olarak, ne milli maçlar takip ettim..
Turgaylar, Lefterler, Metin Oktaylar, Baba Receplerle ne çok milli maçlar, zaferler, hüzünler yaşadım.. Milli takımla birlikte ne çok dış seyahatler yaptım.. Yaşadıklarımı da
Ben Spor Yazarı İken (*) kitabımda anlatırım.
Evet, 61 yıllık spor yazarlığı deneyimimle Türk futbolundaki bugünkü gidişatı iyi görmüyorum. Bugünkü Futbol Federasyonu Başkanı
Yıldırım Demirören’i çocukluğundan tanırım.. Floryadaki tatil sitesinde top koştururdu. Babası
Erdoğan Demirörenle birlikte seyrederdik. Erdoğan Demirören’i 1. Ligi takımı
Adalet’e, Yeşildirek takımından ben aldırmıştım.. Sonra da Beşiktaş’a transferini ben sağlamıştım.. Neyse beni tanıyanlar bütün bunları bilirler, tekrarlamamayım..
Yıldırım! Türk futboluna, yabancı transfer kısıtlamasını geri getir!
Bir Türk takımında en fazla üç-dört yabancı oynayabilsin.. Yoksa milli maçlarımızda büyük hezimetler bizi bekleyecek..
(*) BEN SPOR YAZARI İKEN / Yalçın Toker..
Toker Yayınlari. Com. Tel: 05353199349 ve
[email protected].